MHP TARIMSAL ARAZİLERİ ELE ALDI
MHP Milletvekili Zeki Ertugay, doğal kaynaklarla ilgili açıklamalarda bulunarak, “Doğal olaylar ve insan faaliyetleri sonucu, sürekli bozulma ve yok olma tehdidi altında olan doğal kaynakların, her geçen gün daha fazla bir nüfusun, yüzyılın ortalarında ise bugün var olan nüfusun neredeyse iki mislinin ihtiyacına cevap vermek durumunda kalacağı açıkça görülmektedir.” dedi.
MHP Milletvekili Zeki Ertugay, doğal kaynaklarla ilgili açıklamalarda bulunarak, “Doğal olaylar ve insan faaliyetleri sonucu, sürekli bozulma ve yok olma tehdidi altında olan doğal kaynakların, her geçen gün daha fazla bir nüfusun, yüzyılın ortalarında ise bugün var olan nüfusun neredeyse iki mislinin ihtiyacına cevap vermek durumunda kalacağı açıkça görülmektedir.” dedi.
Toprak ve suyun önemine değinen Ertugay, “Her vesile ile ifade ettiğimiz gibi ülkemizin tarımsal potansiyeli, toprağı, suyu en büyük zenginliğidir. Ancak sanıldığı kadar fazla olmayan bu kaynaklarımızın maalesef yıllardır çok iyi korunduğu, etkin ve verimli kullanıldığı söylenemez. Diğer yandan toprak ve su kaynaklarının, çevre etkilerine hassaslığı ve artan ihtiyaçlar, bu kaynakların yönetimini gittikçe zorlaştırmaktadır. Bu nedenlerle günümüzün en önemli konusu; Arazi kaynaklarının fonksiyonel kullanımını engelleyen, tarımsal üretim kapasitesini sınırlayan iklim, toprak, su, arazinin yüzey şartları ile onun kullanımı ve yönetiminden kaynaklanan sorunların, giderilmesi yanında, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının mutlak suretle önlenmesidir. Bu konu Milliyetçi Hareket Partisinin özel hassasiyet gösterdiği çok özel önlem verdiği bir konudur” diye konuştu.
TARIM ARAZİLERİ PROFİLİ
Ülkede bulunan tarım arazilerinin profiline değinen Ertugay şöyle konuştu, “Ülkemizde 26,5 milyon hektar tarım arazisi vardır. Önemli tarım arazilerinin toplam tarım arazisi içindeki payı yaklaşık % 23 olup buda yine yaklaşık 7 milyon hektara tekabül etmektedir. , tarımsal faaliyetlere uygun bir toprak yapısının oluşması için yüzyıllar gereklidir. Bunun anlamı tarım toprakları her ne sebeple olursa olsun elden çıkarıldı mı bunun geriye dönüşümü yoktur. Bu gerçek, sahip olduğumuz yaklaşık 7 milyon hektar tarım arazimizin büyük bir özveri ile korumamız gerektiğinin en önemli gerekçesidir. Dünyada giderek artan yeterli ve kaliteli gıda maddesi talebi ile birlikte ülkemizin ihtiyaç ve şartları dikkate alındığında, düşük vasıflı tarım arazilerinin ıslah edilerek verimli tarım arazisi miktarının arttırılması büyük bir zorunluluk arz ederken zaten sınırlı olan iyi vasıflı, önemli tarım arazilerinin daha da azalmasına sebebiyet, verecek amaç dışı kullanımını kolaylaştıracak ve elden çıkmasına imkân verecek düzenlemelerin yapılması Türkiye tarımına ve bu ülkeye yapılacak büyük bir kötülük olacaktır Onun içindir ki, Anayasamızın 44-45-166-168-169-170’inci maddeleri ile, Mera Kanunu, Orman Kanunu, Çevre Kanunu ve bazı bakanlıkların kuruluş kanunları ve bunlara bağlı çıkarılan Yönetmelikler; toprak, su, orman ve mera başta olmak üzere doğal kaynakların korunmasını teminat altına almıştır. Bugün üzerinde görüştüğümüz yasa değişikliği ile Anayasanın ve bu kanunların ruhuna aykırı hareket edilmektedir.Amaç dışı ve yanlış kullanımın önlenmesi yanında yanlış arazi kullanımı, toprak erozyonu, çoraklaşma, kirlenme, gibi arazi bozulmalarına neden olan, tarımsal veya tarım dışı faaliyetlerin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması da büyük önem arz etmektedir” dedi.
TOPRAK KORUMA YASASI DOĞRU BİR YASA
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı yasasının doğru bir yasa olduğunu belirten Ertugay, “Nitekim bu yasa çıkana kadar Türkiye’de toprak koruma ve arazi kullanımıyla ilgili mevzuat, 441 sayılı Tarım Bakanlığının Kuruluşu ile ilgili Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ve 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Kuruluşu Hakkında Kanunlara dayalı olarak çıkarılan yönetmeliklerle yürütülmekteydi. 5403 sayılı yasanın geçici birinci maddesi ile 11.10.2004 den önce tarım arazileri üzerinde izinsiz kurulan tesislere 6 ay süre içerisinde müracaat etmeleri halinde, tarımsal bütünlüğü bozmaması ve toprak koruma projelerine uyulması şartıyla izin verilmekteydi. Nitekim 5403 sayılı yasa Anayasa Mahkemesine götürülmesine rağmen bozulmamıştır. Hâlbuki, Anayasa Mahkemesi tarafından yürütmesi durdurulan ve bugün tekrar yüce meclisin gündemine getirilen 5578 sayılı yasanın geçici 3 üncü maddesi ile bu düzenlemeler yaz-boz tahtası haline getirilmektedir. Tarım, sanayi ve hizmetler sektöründe ihtiyaç duyulan arazi kaynaklarının nitelikleri ile birlikte belirlenmesi ve tahsisinden sonra sektörel kullanımında da koruma ve kullanma prensiplerine uyulmasını zorunlu hale getiren etkili yasal ve kurumsal düzenlemeler ve tedbirler hayati önemde olup bu şekilde yap-boz tahtası haline getirilmemelidir” dedi.