Kaçak Girişler Hayvancılığı Vuruyor
Erzurum Ziraat Odası Başkanı Mücahit Harmandar. Kaçak et girişlerinin hayvancılık sektörünü olumsuz etkilediğini belirterek, sorunun aşılması için ilgililerden desek beklediklerini ifade etti.
Erzurum Ziraat Odası Başkanı Mücahit Harmandar. Kaçak et girişlerinin hayvancılık sektörünü olumsuz etkilediğini belirterek, sorunun aşılması için ilgililerden desek beklediklerini ifade etti.
Kaçak ve kontrolsüz kesimlerin bir diğer ifadeyle kayıt dışı et üretiminin bir kısmının kaçak hayvan girişlerinden kaynaklandığını belirten Harmandar “Ülkemizde hayvan kaçakçılığı gerek hayvan sağlığı gerekse insan sağlığı açısından hala önemli bir sorundur, üretim azalırken fiyatların yerinde seyretmesi kaçak ve kayıt dışı kesimlerle açıklanabilir.
Bu alanda şap hastalığına karşı daha önce alınmış önlemlere benzer önlemler uygulanmaya devam edilmelidir. Hayvan sağlığı koşulları yerine getirilene kadar Türk ürünlerinin topluluk içi serbest dolaşımını önleyici özel koşullar getirilmelidir.” ifadelerine yer verilmektedir. AB, Türkiye’nin doğu sınırlarındaki kontrolsüz hayvan girişlerini topluluk için ciddi bir sorun olarak algılamakta, AB’ye üye olunsa bile bu durum düzeltilene kadar özel tedbirlerle Türk ürünlerinin Topluluk içerisinde dolaşımının engellenebileceğini belirtmektedir. Bu hususlar dikkate alındığında hayvan kaçakçılığının engellenememesi AB sürecini de olumsuz etkileyecektir.” Dedi.
ET İTHALATI KAÇINILMAZ OLACAK
Harmandar, besicilik desteklenmezse ve bugünkü gibi para kazanılmayan bir üretim dalı olmaya devam edecek olursa bu açığın daha da artacağını belirterek, “İlerleyen dönemlerde tüketicilerin talebini karşılamak için et ithalatı yapılması kaçınılmaz olacaktır” dedi.
Yapılan çalışmalar, AB’ye üyelik durumunda başta yağlı tohumlar ve hayvancılık üretimlerinde olmak üzere, tarımsal üretimde genel olarak düşüş olacağını gösterdiğini kaydeden Harmandar, “Hayvancılık ürünleri üretim miktarında azalma ise %20’ye ulaşabilecektir.Ancak hayvancılıkta verimlilik artırılırsa, verimliliğin artmadığı duruma göre önemli oranda üretim artışı olabilmektedir. Bu sonuç AB ile entegrasyonda önce verimliliğin artırılmasının ne derece önemli olduğunu açıkça göstermektedir. Yani öncelikle altyapı sorunlarının halledilmesi, verimliliğin artırılarak işletmelere rekabetçi yapı kazandırılması gerekmektedir. Aksi takdirde hayvancılıkta ülkemizin diğer ülkelerin pazarı olması kaçınılmaz olacaktır.Bu hususlar dikkate alındığında;Et Üretimimiz ve kesilen hayvan sayımız sürekli azalmaktadır.Sığır dışındaki manda, koyun ve keçi gibi alternatif kırmızı et kaynaklarında gerek hayvan sayısı gerekse et üretimi bakımından ciddi azalmalar yaşanmakta, bu durum kırmızı et ihtiyacının bu kaynaklarla ikame edilmesinin önünü tıkamaktadır.2013 yılında 164 bin ton et açığı olacağı tahmin edilmektedir.Kırmızı et tüketimimiz birçok ülkenin gerisindedir ve sürekli azalma eğilimindedir.Girdi fiyatlarında ciddi artışlar yaşanırken et fiyatlarının yerinde sayması üreticilerin üretimi uzun süre devam ettirmesini zorlaştırmaktadır.Kaçak ve kontrolsüz kesimler neticesinde et üretiminin %40’ı kayıt dışıdır.Sektörün bölgesel düzeyde belli sayıda il ve üreticiyi kapsayan TAR-ET gibi projelerle rahatlatılamayacağı görülmektedir. Desteklemelerin değiştirileceğinin konuşulduğu şu günlerde bütün bu hususlar dikkate alınmalı, besicilikle iştigal eden üreticilerimiz tüm ülkeyi kapsayacak şekilde et teşvik primi ile desteklenmelidir.Aksi takdirde, yakın zamanda et sanayinde yaşanan kapanmaları, besi işletmeleri bazında da yaşanabilecektir” dedi.