ERZURUM TİCARET BORSASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI HINISLIOĞLU:
KENTİN KALKINMASI İÇİN.STK’LAR DAHA ETKİN OLMALI
Erzurum Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Hınıslıoğlu, kent ekonomisinin hak ettiği konuma gelebilmesi için sivil kitle örgütlerinin koordinasyon içerisinde olmasının önemine değinerek, kent için üretilen projelerin dosyalarda kalmamasını istedi.
Erzurum Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Hınıslıoğlu,kent ekonomisinin hak ettiği konuma gelebilmesi için sivil kitle örgütlerinin koordinasyon içerisinde olmasının önemine değinerek, kent için üretilen projelerin tozlu raflarda kalmamasını istedi.
Kent ekonomisinde önemli tıkanıklığına bağlı olduğunu belirten Hınıslıoğlu, “ Ekonomideki olumsuzlukların aşılması için hükümetin müteşebbisinin önündeki engelleri kaldırmasıyla ve sağlanan ayrıcalıkları hayata geçirmesiyle mümkün olacaktır. İşte bu noktada hükümetin ve yerel siyasilerin sivil kitle örgütlerine kulak vermesi başarısının temel şartıdır. Aksi halde düşünülen iyileştirmeler diğer bir çok benzerleri gibi bürokrasinin tozlu raflarında kaybolup gidecektir” dedi.
EKONOMİK KAYNAKLI SORUNLAR AŞILMALIDIR
Borsalarının Erzurum’un sorunlarına çözüm üretmek amacıyla çeşitli platformlarda çalışmalar yaptığını belirten Hınıslıoğlu, “ Bu anlayışla Borsamız bir yandan sektörel görevlerini yerine getirirken, diğer yandan da Erzurum’umuzun, kısa vadede çözüm bekleyen acil sorunları ile; uzun vadeli çıkarlarına uygun projeler ve çareler üretmeye devam etmektedir. Erzurum’un gündemini tayin eden en büyük sorunun ekonomik kaynaklı olduğu ortadadır” dedi.
ÜRETİM SEFERBERLİĞİNE İHTİYAÇ VAR
Erzurum ekonomisinin en büyük ihtiyacının kaynak olduğunu ifade eden Hınıslıoğlu, “Bunun için süratle yatırımların önü açılmalıdır. Şehrimizde yapılacak yatırımlara bir takım avantajlar sağlanmış olması bu bakımdan olumlu bir gelişmedir. Ancak yeterli değildir. Büyük sermaye ve yabancı sermayenin şehrimizde yatırım yapmasını sağlayacak ek tedbirlere acilen ihtiyaç vardır. Cumhuriyetin temellerinin atıldığı bir ilde üretim seferberliği başlatılmalıdır” diye konuştu.
TEMEL SORUN İŞSİZLİK VE YOKSULLUK
Ticaret Borsası olarak sorunları her platformda dile getirmeyi görev bildiklerini belirten Hınıslıoğlu, “Erzurum’un yatırım problemini çözmeden, kalkınma ve işsizliği yenme yolunda bir tek adım dahi atması mümkün değildir. Bugün Şehrimizin problemi işsizlik ve yoksulluktur. İşsizliği kamu kurumlarını istihdam deposu haline getirerek çözemeyeceğimiz bir gerçektir. Yoksulluğu da fonlardan insanlara gıda yardımı yaparak ortadan kaldıramayız. İşsizlik ve yoksullukla mücadelenin yolu, insanlara iş bulmaktan geçer, işi bulacak olanda özel sektördür. Hükümete düşen görev, girişimcinin önündeki engelleri kaldırmaktır. İşsizlik sorununu aşmanın bir diğer yolununda tarım ve hayvancılık sektörlerini etkin hale gelmesidir” diye konuştu.
HAYVANCILIK SEKTÖRÜ ATIL KALMAMALI
Önemli bir potansiyele sahip olan hayvancılık sektörünün istihdama katkı sağlaması için çözüm önerilerini de sunan Hınıslıoğlu, “ Türkiye, 1998’de imzaladığı Ortaklık Konseyi kararına göre Avrupa Birliği ülkelerinden belli bir süre içinde 19 bin ton parça et, 3 bin ton kesim amaçlı canlı hayvanı gümrüksüz ithal etmek zorundadır. Ancak Avrupa Birliği Türkiye’nin üzerine düsen sorumluluğu yerine getirerek anlaşma gereği ithalata başlamasını istiyor. Et ithalatının başlaması ve bunun önünün açılması sektörde büyük sıkıntı yaratacaktır. AB’den et ithalatının önlenmesi, önlenemediği takdirde ise tam üyelik müzakereleri sürecinde söz konusu ithalatın içeriğinin et yerine besi ham maddesi ve damızlığa yönelik canlı hayvan ithali olarak değiştirilmesi gereklidir”dedi.
HAYVANLARIN YÜZDE 40’I DÜŞÜK VERİMLİ
Hayvanların düşük verimli olmasının sektörü olumsuz etkileyen bir diğer olumsuzluk olduğunu belirten Hınıslıoğlu, “Ülkemizdeki büyükbaş hayvan varlıklarının %40’i genetik bakımdan düşük verimli ırklardan oluşmaktadır. Bu nedenle hayvan ırk ıslahı çalışmalarına ağırlık verilmeli ve her bölge için en uygun hayvan ırkı belirlenmelidir. Irk ıslahı geliştirilmesi sağlanıncaya kadar, her bölgenin şartlarına uygun ırklar seçilerek damızlığa yönelik canlı hayvan ithal edilmelidir. Optimal ölçekli isletmelerin desteklenmesi için üreticilere ve firmalara sertifikalı damızlık süt sığırcılığı modeli türündeki uygulamalar için finansman ve kredi sağlanmalıdır” dedi.
KDV ORANI DÜŞÜRÜLMELİ
KDV oranının düşürülmesi gerektiğini de belirten Hınısılıoğlu, “Yem, et, süt, yumurta, balık ve tüm hayvansal ürünlerde KDV oranı yüzde 1’e düşürülerek temel gıda maddelerinin tüketimi teşvik edilmelidir. Gıda güvenliği ve izlenebilirliğin sağlanarak beyaz et üzerindeki dedikodu ve spekülasyonların ortadan kaldırılması gereklidir. Aksi halde beyaz et sanayi çökme noktasına gelmiştir. Ayrıca Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kaynaklarıyla desteklenen dört ilimizde her gün toplam bir milyon 100 bin çocuğumuza sağlıklı süt imkanı sağlayan Okul Sütü Projesi durdurulmuştur. Okul Sütü Projesi devlet politikası haline getirilerek süreklilik kazandırılmalıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Su ürünleri üretiminin önünde her türlü bürokrasi ve engellemeyi yapmaktadır. Su ürünleri üretimi maksadıyla nerede ve hangi konuda olursa olsun bir müsaade veya lisans talebinde Kültür ve Turizm Bakanlığı bürokrasisi her konuya olumsuz görüş vermektedir. Bu kapsamda, Potansiyel Su Ürünleri yetiştiricilik alanlarının ilanı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınarak Tarım ve Köy işleri Bakanlığı yetkisine verilmeli ve bu maksatla gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı bünyesinde Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ivedilikle oluşturulmalıdır. Tarımda yeniden yapılanmaya gidilerek çok başlılık önlenmeli, karar mekanizması hızlı çalışır bir hale getirilmelidir. Tarım ve Köy işleri Bakanlığı bünyesinde Hayvancılık Müsteşarlığı oluşturulmalıdır” dedi.