HASTANE PROJESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMIŞ
Akdağ, Bursa Şevket Yılmaz Devlet Hastanesindeki yangına ilişkin TBMM'de gazetecilere bilgi verdi. Yapılan çalışmalar sonucunda ilk bilgilerin ortaya çıktığını belirten Akdağ, kesin kanaat ortaya koymanın ise henüz erken olduğunu ifade etti.
Binanın 2002 yılında SSK hastanesi olarak tamamlanmış bir bina olduğuna işaret eden Akdağ, daha sonra 2004 yılında Sağlık Bakanlığı'na geçtiğini hatırlattı. Bina üzerinde yapılan inşaatla ilgili işlemlerin 2002 yılından önce tamamlanmış işlemler olduğunu kaydeden Akdağ, "Buna bakacağız. Ne olduğunun sonucunu değerlendirerek daha sonra idari soruşturmayı buna göre tamamlamış olacağız. Bir taraftan savcılık soruşturmasının da devam ettiğini biliyorsunuz. Müfettişlerimizin yaptığı ilk çalışmalar, gerek özellikle yoğun bakımdaki hastaların tahliyesi, gerekse itfaiyenin tahliye çalışmaları sırasında hızlı ve başarılı hareket edildiği, büyük ölçüde fedakarca hareket edildiği yönündedir. Bu meseleler için biraz zamana ihtiyaç var kesin sonuçları açıklamak açısından. Ben de kamuoyu gibi en kısa zamanda kesin bir teftiş raporu sonucu açıklamayı çok arzu ediyorum. Ama yanlış bir iş yapmamaları açısından teknik adamlara, müfettişlere biraz zaman tanımak gerekiyor" diye konuştu.
"HASTALARIMIZIN HAYATA TUTUNMALARI BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ"
Akdağ, yoğun bakımda yatan iki hastanın zaten beyin ölümlerinin gerçekleştiğini ifade ederek yangın çıkmasaydı da öleceklerini ima etmesinin büyük tepki çektiğinin hatırlatılması üzerine hiç böyle birşey ima etmediğini söyledi. Dün sabah ve akşam yaptığı açıklamaların çok açık ve çok net olduğunu vurgulayan Akdağ şöyle konuştu: "Ben şunu özellikle ifade ettim. Sonuçta yoğun bakımdaki hastalarımız buradan tahliye edilirken hayatlarını kaybettiler. Evet, onların zaten durumları ağırdı. Hatta hastane yönetimi tarafından ikisinin beyin ölümüne yakın hastalar oldukları bize ifade edilmişti. Ama bu asla şu anlama gelmez. Bu hastalar zaten öleceklerdi, bu şekilde öldüler. Böyle birşeyi ben asla söylemem. Böyle olmaları itibariyle bu hastalarımızın bizim üstümüzdeki hakları daha fazladır. Onlara karşı sorumluluğumuz daha yüksektir. Sonuçta kendileri böyle bir yangın durumunda oradan kalkıp gidemeyecek, yatağa, hatta cihaza bağlı olan insanlar. Gerek hastanenin, gerek oradaki sağlık yönetiminin bu
hastalarla ilgili sorumluluğu, diğer hastaların da üzerindedir. Ben bunu dün aynen bu şekilde ifade ettim. Bu, konuşma aralarında belli cümleler atlanarak ifade edildiği zaman farklı manalara çekilebilir. Tekrar çok net olarak ifade ediyorum. Biz bu hastalarımızın hayata tutunabilmeleri için, hayatta kalmaları için, hatta çok ağır hasta olsalar, kaybedilmeleri kaçınılmaz olsa bile mümkün olduğunca hayata tutunmaları, onu da en konforlu, en rahat biçimde geçirmeleri için sağlık sistemini değiştirdik, değiştiriyoruz. Benim böyle bir ifadem asla olmadığı gibi böyle bir zihniyetim de asla olamaz."
"YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER ARAŞTIRILIYOR"
Akdağ, 'Binada bir proje değişikliği mi yapılmış? Bodrum katında ne gibi bir sıkıntı var da 5. kattaki yangını etkili hale getiriyor?' sorusu üzerine hastanelerin projelerinin de diğer binaların projesi gibi daha önceden hazırlandığını ve ihaleyle inşaatına başlandığını anlattı. İnşaat sırasında bazı proje değişikliklerinin gerçekleşebildiğine işaret eden Akdağ, "Burada da 2002'den önce inşaat sırasında buna benzer bazı değişikliklerin yapıldığına dair ipuçleri tespit etmiş teknik heyetler. Bunların
kesinleşmesi için ve bunların bu yangının 5. kata kadar çıkmasıyla ilgili olup olmadığının kesinleşmesi için zamana ihtiyaç olduğunu ifade ediyorum" dedi.
'Proje değişikliği onay almadan yapılmış olabilir mi?' sorusuna ise Akdağ, "Mesele sadece onay meselesi değil. Teknik açıdan yapılan işte bir yanlış var mı bunu tespit etmemiz lazım. İster onay alsın, ister almasın. 2002'den önce onay aldığını farzedelim. Eğer yanlış bir projelendirme veya yanlış bir imalat yapılmışsa takdir edersiniz ki bunun onay alıp almaması oradaki sorumluluğu ortadan kaldırmaz" karşılığını verdi.
"AKILLI BİNA ADINI NEREDEN ALDIĞINI BİLMİYORUM"
'Bu bina için akıllı bina deniyor. Akıllı bina denmesi için bir mekanizma olması gerekmiyor mu? İsmi akıllı bina olunca özellikle yangın sensörleri konusunda yeterli olması gerekmiyor mu?' şeklindeki soru üzerine Akdağ, bu binaya niçin akıllı bina dendiğini bilmediğini söyledi. TEKNİK ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR
Yoğun bakım ünitesinde yatan hastaların bağlı bulundukları cihazların yangın sırasında devre dışı kaldığı iddialarının hatırlatılması üzerine Akdağ, bu konudaki teknik çalışmaların henüz bitmediğini ifade etti. Hayatını kaybeden hastaların ölüm sebepleri şu anda net olarak ortaya konmadığını kaydeden Akdağ, Adli Tabiplikle bu konuda görüştüğünü açıkladı. Akdağ, "Kamuyoundaki haklı duyarlılığı bildiğim için biraz oradaki sonuçların hızlı verilmesi, biraz yoğun çalışılması konusunda görüştüm. Zannediyorum Cuma gününe savcılığa ölüm sebeplerini verebilecekler. Dumandan mı oldu, yoksa taşıma sırasında kaçınılmaz biçimde oksijensiz kaldıkları için mi oldu bunu Cuma günü öğrenebileceğiz" şeklinde konuştu.