ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Yaşlı Destek Programı  başvuruları başladı
Yaşlı Destek Programı başvuruları başladı
İYİ Parti GİK üyeleri belirlendi
İYİ Parti GİK üyeleri belirlendi
KKKA! Erzurum 8 il içinde
KKKA! Erzurum 8 il içinde
Erzurum’da terör operasyonu
Erzurum’da terör operasyonu
Palandöken’de Kaf Laleleri açtı
Palandöken’de Kaf Laleleri açtı
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
8 Ocak 2010 Cuma - 00:09

Üretim, Tüketim Ve Kazançta Denge

Dünyasına/Güvenme dünyasına/Dünya benim diyenin/Dün gittik dün yasına

Üretim, Tüketim Ve Kazançta Denge

Dünyasına/
Güvenme dünyasına/
Dünya benim diyenin/
Dün gittik dün yasına
 
İslam ne fertleri tamamen mal mülk edinmeden mahrum bırakmış ne de savurganlık anlamında büsbütün sorumsuzca harcamada bulunmasına göz yummuştur. Ne ifrat ne de tefrit, istikamet yolunu göstermiştir.
Mülk edinme fıtridir. Ve İslam mülk edinmeyi teşvik eder. Sadece mülk edinirken bazı kurallar koyar ve düzenlemeler yapar.
Belirlenmiş kurallar, insan fıtratına uygundur. Emek ön plana çıkarılır ve kabiliyetlerde şevklendirilip geliştirilir.
İslam üretimi, kazancı meşru olmaya bağlamış, meşru olmayan kazancı haram kabul etmiştir. Zira meşru olmayan kazanç bir nevi gasp ve hırsızlık şeklinde telakki edilmiştir. Yani başkasına ait olan bir hakkın yenilmesi ve hakka girilmesi şeklinde kabul edilmiştir.
“Kazandıran her yol meşrudur” mantığının karşısındadır. Helal dairedeki kazanç esastır. Yani sermaye bazen hırsızlık, dolandırıcılık veya faiz ve ihtikâr gibi yollardan da elde edilebilir ki bütün bu kazanç çeşitlerini İslam haram kılmıştır.
İçinde Allah ve kul hakkı bulunan hiçbir kazanç meşru kazanç değildir. Kazanç hele hiç değildir. Zira hem bu dünya adına hem de öteler adına bir kaybediştir.
Temel de başkasının hakkı olmayan bir kazanca sahip olma insanı mutlu kılar. Aksi ise mutsuzluğun ve bereketsizliğin sebebidir.
Hiçbir insan ülkesinin bir başka ülke veya ülkeler nezdinde küçük düşmesini istemez.
Dolayısıyla bu duygu kişiyi üretime sevk eder. Hususiyle temel ihtiyaçların karşılanması noktasında… Yani fert, milletinin selameti adına elinden geleni yapmaktadır, yapmalıdır. Bu ister üretim adına olsun isterse gerektiğinde elindekini milletin selameti adına verme şeklinde olsun… Bu anlayışa göre ferdin mutluluğu, toplumun topyekûn milletin mutlu olmasından geçmektedir.
İslam üretimi, üretmek için çalışmayı teşvik ederken, tembelliği ve miskinliği hoş görmemiştir. Zira çalışan toplum üretken olacaktır. Öyleyse “bir hırka bir lokma” mantığıyla İslam’ın çok kazanmanın karşısında olduğu vurgusu yapılmaktadır ki, bu yorum yanlıştır. Sadece bir kısım insanların tercihi olan bu durum İslam’ın teşvik ettiği bir durum gibi yansıtılmamalıdır. Bakıldığında İslam’ın en canlı şahitleri ve örnekleri olan başta Efendimiz olmak üzere, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Abdurrrahman b.Avf gibi daha birçok sahabe şimdilerde öne çıkan birçok zenginden daha zengin olmuşlardır ama kendi dünyalarında sadelerden sade ve incelerden ince bir hayat yaşamışlardır.
Hz. Osman için rivayet olunur ki, Tebük seferinde koca orduyu nerdeyse tek başına teçhiz etmiş ve Efendimizin dualarına mazhar olmuştur. Bu cümlelerden anlaşıldığı üzere İslam, çalışmayı emretmekte ve İslam’ın izzeti adına zengin olunmasını da murat buyurmaktadır.
İslam ekonomisin de üretim de tüketim de belli ölçüler sayesinde dengede tutulmuş, beşeri sistemlerde olduğu gibi ne fazla üretimi ne de fazla tüketimi desteklemiştir.
İslam, malın stok edilmesine karşı çıkmıştır. Zira stok edilen mal, piyasanın donuklaşmasına sebebiyet vermekte, bu ise, iş istihdamının azalmasına sebebiyet verdiği gibi toplumda birçok olumsuz sebebi doğurmaktadır. Fazlaca zekâtın verilmesine engel olunmuş olmakta ve fakirlerin kalkınması engellenmiş olmaktadır.
İhtikâr (malın stok edilmesi), malı atıl duruma düşürmektedir. İslam ise malın atıl duruma düşmesini yasaklamaktadır ve bununla alakalı bir takım kurallar koymaktadır. Mesela bir arazinin 3 yıl boyunca ekilmemesi durumunda, arazi sahibinden alınır ve işleyebilecek birisine verilmek suretiyle malın atıl halde kalması önlenmiş ve iç ekonomi canlanmış olmaktadır.
Dengeli kalkınma, içinde bulunulan ülkenin ekonomik realiteleriyle ilgilidir. Bu realiteler dikkate alınarak bir planlama yapılmalıdır.
Mesela üretim, içinde bulunulan memleketin temel ihtiyaçları gözetilerek yapılmalıdır. Diğer bir husus, elverişlilik ve uygunluğuna göre her yer işlenilmeli ve her yer değerlendirilmelidir. Ve böylece ekonomi canlandırılmalı, temel ihtiyaçların dışarıdan alınmamasına özen gösterilmelidir.
Memleketin ihtiyaçları ve kalkınması adına öncelikler belirlenmeli ama korunması gereken noktalardan da asla vazgeçilmemelidir. Mesela tamamen tarımsal bir yapıya sahip olma problem teşkil edeceği gibi, tamamen teknolojiye bağlı ekonomi oluşturma da problem oluşturacağı muhakkaktır. Dolayısıyla her hususta olduğu gibi denge esas olmalıdır. Yine köyden şehre göç, tarımsal alanda ülkede zarar oluşturacaksa göçe izin verilmemeli, gerekirse teşvikler yapılmalı veya tarımsal ekonomi teknolojik seviyeye çıkarılmalıdır.
Bir diğer hususta üretim ve tüketim dengesini koruma ve temel ihtiyaçları ülke içinde karşılayabilme önemlidir. Zira özellikle temel ihtiyaçlarını dışarıdan temin eden devletler her zaman dışa bağımlı olma zorunluluğunu yaşamıştır ki, bu ise kalkınma önünde en önemli problemlerden biridir.  
Zekâtın verilmesi, girişimciyi üretime sevk eder ve elindeki sermayeyi yatırıma dönüştürmeye teşvik etmekle ekonominin canlanmasını ve buna paralel birçok hususta olumlu tesir oluşturur. Aksi takdirde atıl halde bekleyen para zekâtla her geçen gün eriyecektir ki sermaye sahibi de buna razı olmayacak elindeki sermayeyi yatırıma dönüştürecektir.
Zekât, toplum içerisinde fakir-zengin kaynaşmasını sağlayan en temel unsurdur. Fakirin zenginin malındaki göz hakkıdır denilebilir ki bu hak bizzat Kuran tarafından dile getirilmiş ve emredilmiştir. Sosyal infiallerin önlenmesi adına önemlidir. Her kesimin sermaye sahibi olması teşvik edilmiş oluyor ve yine İslam ekonomisi böylece canlanmış olmaktadır. Aslında bu, paranın el değiştirmesiyle yaşanan iç piyasa canlanmasıdır.
 
 

 
 
Kur’an Eğitimi ve Yaz Kur’an Kursları
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Dış Ticaret Konusunda Genel Bir Değerlendirme
Türkiye’nin komşu ülkelerle olan ticareti oldukça düşüktür.
Türkiye- Ermenistan Sınır Kapısının Açılmasının Rasyonelliği-İrrasyonelliği (I)
1991 yıllında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasıyla ...
“Mal Sahibi, Mülk Sahibi, Hani Bunun İlk Sahibi”
Bütün dünyada geniş bir şekilde geçerliliğini koruyan kapitalizmin arka ...
 
Kösoğlu'ndan 'Açılım'ın Eski Tarihine ve Yeni Söylemine Dair Birkaç Not
Ülkemizde günlük siyasetle millî mesele¬ler giderek birbirine karıştırılıyor; ...
Şarkî-Anadolu Vilâyâtı'nın Erzurum Kongresi Beyânnâmesi...
Mütâreke'nin (30 Ekim 1918'de Mondros Limânı'nda) akdini müte'âkıb, gittikçe ...
Yaşama Ölçümüz ve Vahiy
İnsan, Tamamen varlığı, dünyaya gelişi ve kemale erişi bütünüyle O’nun ...
 
Her Düşünce Referans Kaynağı Olabilir mi?
Her ekonomi sisteminin referans aldığı kaynaklar vardır. Beşeri sistemler, ...
Mevlânâ, Aydınlatmaya Devam Ediyor
Büyük mutasavvıf ve düşünürümüz Mevlânâ Celâleddin Rûmî (12071273), XIII. ...
İktisadi Referans Kaynaklarımız Ve Birkaç Hakikat
Kuran-ı Kerim, Bütün ahkâmıyla hayatımızı bir düzene koyduğu gibi iktisadi ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva