ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Çiftçi, Gazi Durmuş’u ziyaret etti
Çiftçi, Gazi Durmuş’u ziyaret etti
Tanfer’den toplumsal duyarlılık mesajı
Tanfer’den toplumsal duyarlılık mesajı
Erzurum’da 'Başarı engel tanımaz' etkinliği
Erzurum’da 'Başarı engel tanımaz' etkinliği
Atatürk Üniversitesinde Tapu Mirası sergisi açıldı
Atatürk Üniversitesinde Tapu Mirası sergisi açıldı
Trendyol 1. Lig: Keçiörengücü: 1 - Altay: 1
Trendyol 1. Lig: Keçiörengücü: 1 - Altay: 1
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
25 Aralık 2009 Cuma - 05:39

Mevlânâ, Aydınlatmaya Devam Ediyor

Büyük mutasavvıf ve düşünürümüz Mevlânâ Celâleddin Rûmî (12071273), XIII. yüzyılda, İslâm dünyasının çalkantılı bir döneminde, maddî olduğu kadar manevî yönden de sarsıntı geçiren insanlara ve özellikle Anadolu insanına yeni bir ruh kazandırmak için çırpınan, bu yolda onlara ümit ve cesaret telkin eden bir himmet ehli, bir gönül eridir.

Mevlânâ, Aydınlatmaya Devam Ediyor

Dr. Mehmet Bulut  
DİB, APK Uzmanı
 
Büyük mutasavvıf ve düşünürümüz Mevlânâ Celâleddin Rûmî (12071273), XIII. yüzyılda, İslâm dünyasının çalkantılı bir döneminde, maddî olduğu kadar manevî yönden de sarsıntı geçiren insanlara ve özellikle Anadolu insanına yeni bir ruh kazandırmak için çırpınan, bu yolda onlara ümit ve cesaret telkin eden bir himmet ehli, bir gönül eridir.
Moğol istilalarının her tarafı kasıp kavurduğu bir dönemde, o; camilerdeki vaazlarıyla, medreselerdeki dersleriyle, söylediği şiirlerle, irşad faaliyetleriyle halkın dinî hayatını yeniden inşa etmeye, İslâm’la olan bağlarını güçlendirmeye çalışmış, asrının en başta gelen manevî dinamiklerinden biridir.
Mevlânâ, sadece kendi çağında ve yalnız Müslümanlar üzerinde etkili olmakla kalmamış, günümüze kadar çok geniş bir coğrafyada, farklı din ve inançlara mensup geniş kitleler üzerinde de etkili olmuştur ve hâlen de etkili olmaya devam eden müstesna bir şahsiyettir.
“BİZ UYURSAK...”
Mevlânâ’nın eğitim ve irşad hizmetleri bir sacayağı oluşturur. Devrin sosyal, politik ve kültürel olaylarının etkileri, manevî değerlere olan ihtiyaç,insanların huzur arayışları ve bunların yanında Mevlânâ’nın kişiliği, ahlâk ve din anlayışı, üstün irşad ve rehberlik yeteneği, insana verdiği değer, içindeki engin insan sevgisi,geniş ve farklı kitlelere hitap edebilmesini ve onlar tarafından benimsenmesini sağlamıştır. Hayatının özellikle 12471273 yılları arasında geçen zaman Mevlânâ’nın yoğun irşad faaliyetinde bulunduğu bir devredir. Geceleri neden uyumadığını soran karısına, “Bizuyursak bu kadar uyuyana kim deva eder?..” şeklindeki cevabı (Meliha Ülker Anbarcıoğlu,“Mevlânâ ve Muhiti”, Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi 1961 Yıllığı, s. 219), onun irşad faaliyetine atfettiği önemi gösterir
Devrin karakteristik özelliğini ve Mevlânâ’nın misyonunu anlatırken Sezai Karakoç,şu tespitlerde bulunur:"Bir yandan medrese öğrenimi devam etmiş, yetişen ilim insanları Anadolu’nun her tarafına gönderilmiş. Böylece Moğol idaresinde bile Anadolu’nun mânen sahipsiz kalmaması sağlanmıştır. İslâm’ın din bilimleri, adaletin icrası ve halk moralinin korunması, bu müftü, kadı, medrese hocası olarak Anadolu’ya dağılan zâtların himmetiyle mümkün olmuştur. Bilim tahsilinin yanında muntazam bir tarikat eğitimi gibi görünmese de,esasta ruh için gerekli tüm eğitimi, Mevlânâ ve arkadaşlarının sohbetlerinden almışlardır,
Bu kritik devir öğretmenleri Mevlânâ ve arkadaşları, bu dönemde yönetimle ilişkilerini kesmemişlerdir. (...)
Mevlânâ, yöneticilerle ilişkisini kesmeyerek hem onlara destek oluyor, hem de yoksul ve yıkık Anadolu’ya, önce ruhlarının imarı için gerekli elemanların tayin ve sevkini ve onlara imkân sağlanmasını temin ediyordu....” (Sezai Karakoç,Diriliş Dergisi, İst. 26 Aralık 1988, sayı: 23, sf. 9)
Eğitim: Gülleri yeşerten bahardır.
Mevlânâ insanın eğitilebileceği ve eğitimle ahlâkının ve davranışlarının güzelleşeceği inancındadır.
Ona göre insan dünyaya ham olarak; ancak işlenmeye müsait kabiliyetlerle gelmiştir. Potansiyel bir güç hâlindeki bu kabiliyetler eğitimle ortaya çıkmaktadır.
Başka bir ifade ile insanı olgunlaştırıp yüceltmek, karakterine şekil vermek eğitim sayesinde olacaktır.
Eğitim, insanın can kaynağında arklar açma sanatıdır. Kişiyi iyiye ve güzele doğru harekete geçiren güç eğitimdir.Su bitkiye nasıl hayatiyet kazandırırsa, eğitim de insanın gerçek anlamda insan olmasını sağlar. Bu yönüyle eğitim, gülleri yeşerten bahardır.
İnsan merkezli eğitim Mevlânâ’nın bütün eserlerinde “insan” konusu merkezdedir. İnsanın eğitilmesi, gönül dünyasının zenginleştirilmesi ön plandadır. İnsanların sevgi bağı ile birbirine bağlanmaları, aralarında ülfet ve dostluğun oluşması amaçlanmıştır. Onun muhatap kitlesi son derece geniştir.
Mevlânâ, insanlar arasında bir ayırım yapmaksızın herkese mesaj gönderir. Onun her inanç ve dinden, her yaş ve cinsiyetten insana söyleyecek sözü vardır. Kendine muhatap almada, kimseyi dışlamaz. Mevlânâ, aksiyonu, gelişmeyi, yenilenmeyi önce, yüzü ileriye, geleceğe dönük bir şahsiyettir.
Onun eğitim anlayışında gelişim ve değişim olgusu önemli bir yer tutar. Ona göre değişim hayatın bizzat kendisidir. İnsanlarda değişimin gerçekleşmesinde öğreticilere önemli görevler düşmektedir.
ETKİLİ METAFORLAR
İnsanları eğitmek, onların davranışlarına yön verebilmek için etkili metaforlar kullanmak eskiden beri başvurulan bir yöntemdir. Mevlânâ’nın da bu yöntemi fevkalâde başarılı bir şekilde kullandığını görüyoruz. O, şiir ve konuşmalarında muhataplarına mesajlarını aktarırken çok sayıda metafordan faydalanır. Örneğin eğitim ve irşad söz konusu olduğunda, insanı yağmur bulutlarını bekleyen kuru ekine benzetir:
Ekinlere benziyoruz cancağızım, şu meydanda bitmişiz / Dudaklarımız kupkuru, canla gönülle yağmur bulutunu beklemekteyiz” der.
Yani, bitkinin yağmura ihtiyacı ne ise,insanın da bilgiye ihtiyacı odur. Bu ihtiyaç eğitimle sağlanır.Başka bir sözünde eğitimciyi marangoza, öğrenciyi de marangozun elindeki tahta parçasına benzetir. Buna göre çocuk şekillenmeye müsait bir varlıktır ve onu güzelce şekillendirecek olan da eğitimcidir.Başta Mesnevî olmak üzere eserlerinde muhataplarına bir konuyu anlatırken genellikle şöyle bir yöntem izler: Öncelikle konuya uygun bir hikâye nakleder.Bazen anlattığı bu hikâye ile vermek istediği mesaja gelmeden, başka bir hikayeye de geçebilir.
Anlatımlarında bazen peygamber kıssalarına, bazen de Doğu’nun klasik halk kahramanlarının menkıbelerine yer verir.
Kuşkusuz Mevlânâ bunları sırf hikâye olsun diye anlatmaz; kıssadan hisse çıkarılmasını arzu eder.
Hatta kıssadan hisse çıkarmayı bize de bırakmaz Mevlânâ; anlattığı bütün olayları ustaca bir sonuca bağlayarak söylemek istediklerini tek tek sıralar. Böyle yapmakla belki de Kur’anı Kerim’in yöntemini uygulamış olur. Bilindiği gibi, Kur’an’da, verilmek istenen bir kısım mesajlar çoğu kez, “Hani...” diye başlayan pasajlarla bazı olay ve kıssaların hatırlatılması yöntemiyle verilir. Bunlar konunun bizim tarafımızdan daha rahat ve daha kolay anlaşılması, ayrıca öğrendiğimizi kısa zamanda unutmamamızı sağlar. Konuları basitleştirerek anlatmak, somutlaştırarak sunmak, insanların anlama kapasitelerini göz önünde tutmak, onun takip ettiği yöntemlerden bazılarıdır.
Tasvirlerinde güçlü bir gözlemcilik müşahede edilmektedir. Anlatımda kullandığı argümanlar, Mevlânâ’nın son derece geniş bir bilgi birikimine, sentez becerisine, duyuş ve düşünüş zenginliğine sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Sahip olduğu engin bilgi sonucu, dinî konular yanında yeri geldiğinde, tıp, astronomi, felsefe gibi bilim alanlarında rahatlıkla söz söyleyebilmektedir.
Sonuç olarak, Mevlânâ, en ümitsiz durumlarda bile insanlara hayatın anlam ve gayesini anlatarak kemâle erişebilecekleri noktasında onlara ümit ve cesaret vermiş, kemâle erişebileceklerine inandırmıştır. Ortaya koyduğu eserler, asırlar boyunca bunları okuyanlar ve anlayanlar için bilgi, ilham, irfan ve huzur kaynağı olmuştur. Sonuç olarak, asırlar sonra bugün biz, irşad ve eğitim etkinliklerimizde Mevlânâ’nın öğretilerinden, onun benimsediği prensiplerden rahatlıkla faydalanabiliriz. Bu yönüyle de Mevlânâ bize hâlâ yol göstermeye devam etmektedir.
NOT:Bu makale Diyanet Aylık Dergisi 2007 aralık Sayısı Mevlana özel ekinden alınmıştır.
 

 
 
Kur’an Eğitimi ve Yaz Kur’an Kursları
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İktisadi Referans Kaynaklarımız Ve Birkaç Hakikat
Kuran-ı Kerim, Bütün ahkâmıyla hayatımızı bir düzene koyduğu gibi iktisadi ...
İnsan Âşığı Bir Gönül Eri
İslâm’da insanın en önemli varlık olduğu Allah’ın(cc) kelâmından anlaşılır. ...
Beşeri İktisadi Sistemlerin Özellikleri Ve Topluma Yansımaları
İnsanlığa mutluluk ve saadet bahşetmek amacıyla ortaya çıkmış/çıkarılmış ...
 
Gönül Sahibi Bir Dost Mevlânâ
Gönlün varsa eğer, yürü, gönül sâhibi bir dost ara!”
İktisadi Sistemimiz Ve Buna Bağlı Ölçüler…
Her şey bir ölçüye dayanır ve bir ölçü içerisinde gerçekleştirilir. Bu ...
İbretlerle Dolu Bir Yolculuk
Hicret, Müslümanlar için Mekke'de artarak devam eden baskı, zulüm ve diğer ...
 
Aylar Bize Hep Muharrem Oldu
Zaman, sürekli akış halindeki “an”ların kesintisiz bir şekilde peş peşe ...
Sosyalleşme Ve İnsan Psikolojisi
İnsan psikolojisini ele vermede temel ölçütlerden birisi de kişinin hayat ...
Efsane konuştu...
CİHAN/Demokratik Açılım yapacağız diye sadece PKK'lıların, vatan hainlerinin, ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Konunun Mülkiyeti 
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Ülkü Ocakları Mektebi ve Yiğido Mehmet Şarkışla
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Bir başarı Hikayesi: ‘Erzurumspor’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva