ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
 Erdem’den Türkçe hassasiyeti vurgusu
 Erdem’den Türkçe hassasiyeti vurgusu
Erzurum SYDV verileri açıklandı
Erzurum SYDV verileri açıklandı
Oltu Derebaşı’nda gölet taştı
Oltu Derebaşı’nda gölet taştı
Askeri bando 19 Mayıs konseri büyük ilgi buldu
Askeri bando 19 Mayıs konseri büyük ilgi buldu
Tanfer: ’19 Mayıs milli uyanışın sembolü’
Tanfer: ’19 Mayıs milli uyanışın sembolü’
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
20 Aralık 2009 Pazar - 21:54

İktisadi Sistemimiz Ve Buna Bağlı Ölçüler…

Her şey bir ölçüye dayanır ve bir ölçü içerisinde gerçekleştirilir. Bu ölçüde kendi içerisinde tutarlı ve mükemmeliyet taşıması ve insanların hukukunu kılı kırk yararcasına gözetmesi gerekir. İşte her ekonomi ve iktisadi sistem de bir ölçüye göre sürdürülür ve tatbik edilir.

İktisadi Sistemimiz Ve Buna Bağlı Ölçüler…

Ufuk İLVER
Her şey bir ölçüye dayanır ve bir ölçü içerisinde gerçekleştirilir. Bu ölçüde kendi içerisinde tutarlı ve mükemmeliyet taşıması ve insanların hukukunu kılı kırk yararcasına gözetmesi gerekir. İşte her ekonomi ve iktisadi sistem de bir ölçüye göre sürdürülür ve tatbik edilir. İşte bu noktada İslam hukuku Allah’ı temel mizanlarını belirlediği ve Efendimizin ve Sahabelerin uygulamalarıyla hayatiyet kazanıp pratiğe dönüştüğü ve bir kısım kurallarında bu mizanlara iyi niyetle bağlı kalma şartıyla kıyasla elde edilmiştir. Bu hukuk, iktisadi sistemimizin ölçütü ve mizanıdır. Zira beşeri ölçülerde bir tavır normal karşılanırken İslam hukukunda normal dışı karşılanabilmektedir ki bu tersiyle de düşünülebilir. İşte referans alınan nokta bu cihetle önemlidir.
Bir diğer husus, yukarıda ifade edildiği gibi her toplum bir ölçüye göre sistemini kurar ve işletir. İşte bu ölçütler ve referans kaynakları o kadar önemlidir ki, bütün bir toplum bu referans kaynaklarına göre şekil alır ve hayat biçimini ona göre kurar. Bu ölçüler sadece iktisadi cihetle değil toplumun her alanında belirleyici bir rol alır.
Her iktisadi sistemin bir referansı olduğu gibi oturtulduğu veya uygulama alanı bulduğu bir alan da vardır ki bu, bireylerin oluşturduğu toplumun kendisidir. İşte her sistem de olduğu gibi iktisadi sistemin de doğru ve adil uygulanırlılığı toplumu oluşturan bireylerin ferdan ferde kendi adına sorumluluklarını bilecek seviye de yetişmiş ve sorumluluklarını nasıl ve ne kıvamda uygulayacağını bilme şuurunda olmalıdır. Aksi takdirde en mükemmel plan ve programları oluşturmuş olsanız da fertler bu planı doğru uygulama durumu ve pozisyonun da değilseler sistemlerin mükemmelliğinin önemi ortadan kalkmış olacaktır. İşte bu yönüyle ortaya konulan çözümlerin mükemmelliği tek başına yeterli değildir. Çözümleri uygulayacak fertlerin de belli seviyede yetişmiş olmaları da önemlidir.
Kur’an’ın temel ilkelerini belirlemiş olduğu iktisadi sistem tek başına ekonomi boyutuyla ele alınmamalıdır. Sistemin uygulanırlılığı fertlerin yetişmesi ve yeterliliği ile mümkün demiştik. İşte hiçbir ekonomi yapı ahlaki ve sosyal mülahazaların ve hassasiyetlerin dışında değerlendirilemez. Hepsi bir bütünlük arz eder ve bütün değerlendirmeler bu bütünlük içerisinde değerlendirilmelidir.
Diğer taraftan benzer ifadeler gibi algılanabilir ama iktisadi kurallar ve bu kuralları belirleyen mizanlar mükemmel olabilir. Ama bu mükemmel ölçüleri uygulayan fertler mükemmel seviyesine yakın bir yetişkinlikte olmayabilirler. Hal böyleyken uygulamada ki bazı hata ve yanlışlıklar kesinlikle mükemmel kabul ettiğimiz mizan ve ölçülere verilmemelidir ki insaf sahibi her insan zaten vermeyecektir. Bu fazlaca yapılan yanlışlıklardan birisidir ki, art niyetli olanlar, madem mükemmel neden bu mükemmelliği göremiyoruz gibi basit mantık hataları yapmaktadırlar.
İnsan kendi referans kaynaklarına tam olarak güvenmeli ve inanmalıdır ve hata varsa bu kaynaklara tam uymayan kişilerde aranmalıdır. Bu önemlidir. Zira beşeri referanslarda hata hem kişi de olabilir hem de sistem de olabilir. Çünkü beşeri sistemleri oluşturanlar insanlardır ki her insan nisyanla maluldür. Yani her insan yanlış tespitler ve teşhisler koyma durumundadır. Her ne kadar yapboz tahtası gibi yapılan yanlışlıklar düzeltilmeye çalışılsa da muhakkak ki hiçbir zaman tam manasıyla mükemmeliyeti elde edemeyecektir. Hal böyleyken insanı yaratan ve insanı duyguları, düşünceleri zafiyetleri ve her cihetiyle en iyi bilen muhakkak ki onu yaratandır. Dolayısıyla insanoğlu için en uygun mizanın kurallar silsilesinin ne olacağını da belirleyecek olan O’dur. İşte bu Kur’an’ın ortaya koymuş olduğu kuralların mükemmelliği kişide zihin dağınıklığını ve karışıklığını önlemektedir. Aksi takdirde her kafadan çıkan farklı bir sesle farklı tespitler ve farklı çözümler ortaya atılacaktır ki, bütün bunlar kendince doğruluk payları olacak ve yine kendince taraftar bulacak ve belli seviyede doğruları ifade edecek olsa da hiçbir zaman tam manada kuşatıcılığı elde edemeyecektir.
 
Bazen diğer sistemlerde her ne kadar doğru ve haklı tespitler olsa da bütünlük içerisinde tutarlılık olmayınca istenilen adalet gerçekleştirilemiyor. İşte bu cihetle bazen Kur’an, beşeri sistemlerle kıyas edilebilmektedir ki, aslında kendi kendine yeten bir hüviyet ve yeterlilik taşımaktadır. Bazen bu kıyaslamalar yanlış algılamalara sebebiyet vermekte, beşeri sistemlerde ki doğru tespitler Kur’an’ın tespitlerinin önüne çıkarılabilmekte ve tespit edilen bir doğrudan bütüncül doğruluk çıkarılabilmektedir. Hülasa kuranın hiçbir sistemle kıyaslanmaya ihtiyacı yoktur. Sair sistemlerde var olan güzellikler ve doğru teşhisler ancak Kur’an’ın hakikatlerinin bir başka şekilde söylenmiş hali olarak değerlendirilmeli veya hakikat bu hususta tevafuk etti denmelidir.
Ekonomi ve iktisat denilince kendi öz kaynaklarımız yerine falanca batılı bir filozofun veya düşünürün fikirlerine başvurmak ve o fikirleri kendi toplumsal ve kültürel değerlerimize ters düştüğü halde savunmak marifet gibi algılandı ve bu modernlik ve çağdaşlık olarak telakki edildi. Bu cihetle kendi kaynaklarımız yok sayılmaya veya görmemezlikten gelinmeye veya anlaşılmadan bilinmeden gerici yaftasına maruz bırakıldı.
Evet, İslam hukuku nefsi (canı), nesli ve aklı koruma altına aldığı gibi malı da koruma altına almış ve malın korunmasına ehemmiyet vermiştir. Zira Efendimiz: “Malını korurken ölen şehittir” buyurmuştur.
Aslında mala düşkünlük insan fıtratında vardır. “Gerçekten insan mala çok düşkündür.” (Adiyat Suresi, 8. Ayet) İşte İslam, insandaki bu hususiyeti dengeler ve hayra kanalize eder.
Malın korunmasından kasıt, kişinin kendi hak sahibi olduğu, alın teriyle helalinden kazandığı malı ancak değerlendirebileceği, bu hakkın dışında kendisine ait olmayan bir malı kesinlikle değerlendiremeyeceği anlaşılabileceği gibi, kendi hak sahibi olduğu malı başkalarının haksız olarak almalarına, yemelerine izin vermemesi. Yani kendi öz malının bekçiliğini yapmasıdır. İşte bu tavır, toplum içerisinde haksız kazancı önleyeceği gibi hırsızlık gasp şeklinde tezahür eden olumsuz durumlarında önüne geçilmiş olunacaktır. Tabii ki başta ferde düşen bir vazife olduğu gibi hukuku idare edenlerin yani devletinde en temel vazifesi olmalıdır. Aksi takdirde toplum içerisinde ciddi olumsuzlukların anarşinin ve fitnelerin temayüz edeceği muhakkaktır.
 

 
 
Kur’an Eğitimi ve Yaz Kur’an Kursları
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İbretlerle Dolu Bir Yolculuk
Hicret, Müslümanlar için Mekke'de artarak devam eden baskı, zulüm ve diğer ...
Aylar Bize Hep Muharrem Oldu
Zaman, sürekli akış halindeki “an”ların kesintisiz bir şekilde peş peşe ...
Sosyalleşme Ve İnsan Psikolojisi
İnsan psikolojisini ele vermede temel ölçütlerden birisi de kişinin hayat ...
 
Efsane konuştu...
CİHAN/Demokratik Açılım yapacağız diye sadece PKK'lıların, vatan hainlerinin, ...
Vatan Sevgisi, Askerlik, Şehitlik
Şair ne güzel söylemiş: "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, ...
Milli Kültür ve Çağdaşlık
Kültür, insanın doğaya katkılarıdır. Doğa ya da tabiat, insandan bağımsız ...
 
Bir İngiliz Subayının Penceresinden: Plevne Savunması
Milli mücadelemizde kendi gayretiyle düşmana mukavemet eden şehirlerimizin ...
Tedbir Kuldan, Takdir Allah’dan
Domuz Gribi, toplumda büyük bir tedirginlik ve endişe oluşturdu. Hatta ...
Bireyin Anlam Arayışı ve Din Eğitimi
Esasen İslam’a göre, indirilen Kitab’ı da kâinat kitabını da insanoğlu ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Gazze’den Doğu Türkistan’a Dinmeyen Ağıt: Akif’in Uyarısı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Konunun Mülkiyeti 
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Ülkü Ocakları Mektebi ve Yiğido Mehmet Şarkışla
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Bir başarı Hikayesi: ‘Erzurumspor’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva