Vatandaşın AB

Vatandaşın AB değerlendirmesi AB Türkiye’ye 3 Ekim’de müzakere tarihi verdi. 16 ve 17 Aralıkta nefeslerini tutarak görüşmeleri takip eden ve sonuçlarını bekleyen Erzurumlular AB Görüşmelerini ERZURUM Gazetesi’ne değerlendirdiler. NE SORDUK? ERZURUM Gazetesi, halka; “AB Görüşmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz, görüşmeler başarılı geçmiş midir? Ekümenlik Konusu hakkındaki fikirleriniz nelerdir? Güney Kıbrıs dayatmasına tepkiniz nedir? AB’ye girmemiz Doğu Anadolu Bölgesi’nin kalkınmasına katkı sağlar mı?” sorularını yöneltti. GÜNEY KIBRIS DAYATMASINA HERKES KARŞI ÇIKTI ERZURUM Gazetesi’nin AB sorgulamasına herkes farklı yaklaştı. Katılımcıların bazısı görüşmelerin Türkiye açısından fevkalade başarılı geçtiğini söylerken, bazıları da umutsuz olduklarını dile getirdiler. AB Görüşmeleri sırasında Güney Kıbrıs’ın tanınması dayatmasına bütün katılımcılar ortak tepki göstererek, meselinin milli boyutu olduğunu, hükümetin görüşmelerde izlediği stratejinin de bu hassasiyeti ifade ettiğini kaydettiler. Bazı katılımcılar ise AB’nin müzakere tarihi vermesinin Güney Kıbrıs’ın tanınması olduğunu vurguladılar. Ekümenlik konusunda da görüşlerini aktaran katılımcılar, bu iddianın ardında Türkiye’de yeni bir Vatikan oluşturma sevdasının yattığını ve kabul edilemez olduğunu anlattılar. AB’YE GİRMEMİZ, DOĞUNUN MAKUS TALİHİNİ ETKİLEMEZ GÖRÜŞÜ HAKİM AB’ye giriş, Doğu Anadolu’nun sosyo ekonomik kalkınmamışlığına çare olabilir mi, sorusuna ise katılımcıların büyük çoğunluğu hayır cevabını verdiler. Erzurum halkı Doğu Anadolu’nun kalkınma sürecinin ancak hükümetlerin ilgisi noktasında başlayabileceğini, AB’nin zaten böyle bir meselesinin bulunmadığını dile getirdiler. ERZURUMLU NE DEDİ? AB görüşmelerini Erzurumlu vatandaş İşte böyle değerlendirdi: 17 ARALIK YENİ BİR MİLAT İrfan Halıcı (Kuyumcu) “Türkiye'nin Ticaret ağı Amerika ve İsrail'in elinde. Avrupa Birliğine girdiğimiz taktirde bu bağlılık ortadan kalkacaktır. Ben inanıyorum ki ülkemize büyük katkılar ve faydalar sağlayacaktır. 17 Aralık tarihi yeni bir milat olabilir. Türkiye’nin Avrupa Birliği ile yaptığı görüşmelerin başarılı geçtiği kanaatindeyim.” AB’YE GİRMEK DOĞUNUN KALKINMASINI SAĞLAR “AB'ye girdiğimiz taktirde de Doğu Anadolu Bölgesi ve özellikle de Erzurum kesinlikle kalkınır. Diyarbakır-Brüksel-Ankara hattı düşünüldüğüne göre bu bölgeye de kesinlikle katkısı olacaktır. Bir su birikintisine taş attığımız zaman dalga, yavaş yavaş suyla dolu bölgenin etrafına yayılır. Avrupa Birliği’ne girdiğimiz zamanda fayda ve katkılar yavaş yavaş dahi olsa Doğu Andolu Bölgesine doğru gelir. Ayrıca sağ ve sol görüşlülerin, AB konusunda iktidarın almış olduğu kararlara aynı oranda sevinç çığlıkları atmaları da Türkiye için gurur verici bir tablo gibi. “ AB’NİN TALEPLERİ NORMAL, BİZİM DE HASSASİYETİMİZ Ercüment Şenol (Avukat) “AB görüşmeleri kapalı kapılar yapıldı. Ne alınıp verildiğini bilmiyoruz. AB hep aleyhimize olduğu içinde bu görüşmede sanıyorum ki aleyhimizedir. Avrupa Birliği’nin Güney Kıbrıs'ı tanımamız yönündeki dayatması gayet normaldir. Biz gidip AB'ye üye olmak istiyoruz. Onlar da doğal olarak bizden bir takım şartları yerine getirmemizi isteyecektir. AB açısından normal bir şart olan Güney Kıbrıs, Türkiye içinse milli meseledir ve milli hassasiyetin odağıdır. Herkes bir yerlere girebilmek için bir bedel ödemek zorundadır. Mesela marketten bir sakız bile alsak karşılığını ödüyoruz. AB'ye girebilmemiz içinde önümüze konulan Güney Kıbrıs'ı tanıma şartını yerine getirmemiz gerekiyor.” EKÜMENLİK TALEBİNİN ARDINDA YENİ BİR VATİKAN KURMAK VAR “Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u zaptettiği zaman Fener Patrikhanesini kapatmadı. İmparatorluk kurmak istiyordu. Dünyadaki ortadoksların liderlerini burada muhafaza etti. Ancak bu muhafazada hep kendi emirleri yerine getirildi. Tabi Osmanlı Padişahları böyle yapmış diye şimdi de aynısı yapılacak değildir. Buradakiler ekümenlik sıfatı ile devleti kaale almıyorlar. Onlarda yarın bir gün Vatikan gibi özerklik isteyeceklerdir. Ancak Osmanlı Padişahları gibi Fener Patrikhanesini himayemiz altında tutabileceksek çok güzel olur. AB bizden 15 senelik müzakere istiyor. Bu 15 sene içerisinde önümüze konulan şartlarla bize Sevr'i kabul ettirmeye çalışacaklar.” DOĞUNUN KALKINMASINA AB’NİN ETKİSİ OLMAZ “Doğu Anadolu Bölgesi’nin kalkınması ancak bu bölge üzerindeki oyunların sona ermesi ile mümkün olabilir. Ben zaten AB’ye bizi alacaklarına tam inancım yok. Doğunun kalkınabilmesi için ilk olarak kendi devletin bu tarafları gözden geçirmesi gerekiyor. Dünyanın en güzel verimli tarım arazileri batı ve Güney bölgelerinde bulunuyor. Aynı zamanda Doğu Anadolu Bölgesinde de iklim şartlarından dolayı bir verimlilik yok. Doğunun kalkınmasının yolu sanayinin kurulmasıdır. Bölgedeki arazi yapısı da buna uygundur. Sanayi kurmak için verimli bir araziye gerek yoktur. Doğunun Kalkınması için ilk olarak devletin bir takım projeler üretmesi gerekiyor. Zaten Avrupa Birliği de bizim kalkınıp daha sonra gelmemizi istiyor.” AB GÖRÜŞMELERİ TÜRKİYE AÇISINDAN BAŞARILI GEÇMEMİŞTİR Ekrem İçoğlu (Avukat) “ AB ile yapılan görüşmelerin Türkiye açısından başarılı olduğu söylenemez. Görüşmelerde Başbakan Tayyip Erdoğan'ın resti olmasa kabul edilmeyecekti. 3 Ekimden sonra Güney Kıbrıs'ın tanınması gündeme gelecektir. Avrupa Birliği’ne girdiğimiz taktirde Ekümenlik talebi yoğunlaşacaktır. AB Hırıstiyanlıkla ittifak gibi bir şey olduğundan dolayı normal geliyor.” AB’NİN DOĞU KALKINMASINA KATKISI EK VERGİ OLUR AB’ye girdiğimiz taktirde Doğunun kalkındırılacağına da ben fazla inanmıyorum. Zaten şu aşamada bir yeş yapılmıyor. AB'ye girdiğimizde de ek vergiden başka bir şeyin gelmeyeceği inancındayım. Doğu Anadolu Bölgesine şu anda bile yatırım yapılmıyor. AB'ye girdiğimiz de ben herhangi bir yatırımın yapılacağını sanmıyorum. Çünkü gelecek olan yabanca yatırımcı AB üyesi olmadan da gelip yatırım yapabilir. Ama şartlar elverişli olmadığı için herhangi bir yatırım söz konusu değil. Yabancı yatırımcıları da geçin yerli yatırımcılarda yani Erzurum'lu iş adamları bile kendi memleketlerine yatırım yapmıyorlar. Kaldı ki yabancıların gelip doğuya yatarım yapmaları bekleniyor. Bu nedenden dolayı AB'ye girdiğimiz taktirde de doğu yine eski görünümünde kalacaktır.” BAŞBAKAN ERDOĞAN HAKLI TEPKİ GÖSTERMİŞTİR Hayati Kızıltaş (Esnaf) “Avrupa Birliği görüşmelerinin pek olumlu geçtiği söylenemez. Bence 2014 çok uzun bir süre zarfı. Bu süre zarfının 2-3 yıla indirilmesi gerekiyor. AB süre uzatarak bizden bir takım şartları yerine getirmemizi istiyor. Böylelikle de 2014 yılına kadar istemediğimiz yani kabul etmememiz gereken şartları bile bu yolda kabul ettirmeye çalışıyorlar. Bir bakıma da AB haklı. Çünkü Avrupa Birliğine girmek isteyen biziz. Eğer girmek istiyorsak, bir şeyleri gözden çıkarmamız gerekiyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, AB'nin Güney Kıbrıs'ı tanımamız yönündeki dayatmasına tepkisi çok güzeldi. Basından takip ettiğimiz kadarı ile elini masaya vurarak tepki göstermesi bizim bu yolda çok ciddi olduğumuzu ve kendimizden taviz vermeyeceğimiz adeta gösterdi.” AB DOĞUYA KALKINMA UFKU ÇİZEMEZ “AB'ye girdiğimiz taktirde Doğunun kalkınması söz konusu değil. Ancak İstanbul ve yakın çevreleri büyük ölçüde AB'den faydalanabilir. Doğu kalkındırılmak istenseydi şimdi de kalkındırılabilirdi. Ancak devlet adeta buradan yüzünü çevirmiş durumda. En önemli geçim kaynaklarından olan Tarım ve Hayvancılığında bitmek üzere olduğu Erzurum'da sanayinin de olmaması en büyük olumsuzluklardan biri. AB’ye Doğunun kalkınma alternatifinin oluşması demek değildir.” AB’YLE YAPILAN GÖRÜŞMELER BAŞARILI GEÇMİŞTİR Necati Yankılar (Kooperatif Başkanı) “Avrupa Birliği ile yapılan görüşmeler başarılı gibi görünüyor. Ancak yarın ne olacağı belli değil. Önceden AB'ye tam şartlı olarak kabul edilen 10 ülkenin içerisinde Güney Kıbrıs'ta vardı. Türk hükümeti bu nedenle Güney Kıbrıs'ı tanımış sayılır. Türkiye için yeşil ışık yakıldı ancak kendi AB çıkarları doğrultusunda. Bugüne kadar AB'nin tüm dedikleri yapıldı. Bunlara rağmen bugüne kadar sadece tarih verdiler.” BİZE BİZDEN FAYDA VAR “Doğu Anadolu Bölgesi hükümetlerin bölgeye sıcak bakmasıyla kalkınır. Bu bölgeye hükümetlerin ilgisi yoğunlaşırsa, Avrupa Birliğine girdiğimizde onlarda sıcak bakacaklardır. Türkiye’nin mahrumiyet bölgelerinden sayılan Doğu gerçekten çok kötü durumda. Bu bölgeye Avrupa Birliğine girilmeden önce kendi hükümetimizin bir şeyler yapması gerekiyor. “ AB GÖRÜŞMELERİNİN BAŞARILI OLDUĞU SÖYLENEMEZ Ayhan Köseoğlu (Avukat) “Avrupa Birliği ile yapılan görüşmeler başarılı geçmemiştir. Türkiye Kıbrıs rum kesimini tanımıştır. Orada iki gün boyunca rol yapıldığı gözler önüne seriliyor. Türkiye’nin karekteristik özelliğini artık herkes biliyor ve AB Türkiye için zaferdir diye gaz veriyorlar. 45 yıllık Kıbrıs sorunu, Avrupa Birliği görüşmelerinde 45 dakikada çözüme kavuşturuldu. Masaya oturuldu ve bütün şartlar kabul edildi. Ekümenlik Lozan'da kapatılmış bir konu. Bunun bir daha gündeme gelerek ortamı karıştıracağını sanmıyorum.” AB BİRŞEYLER ALMAK PEŞİNDE, VERMEK DEĞİL” “Ben Avrupa Birliğine girdiğimiz taktirde Doğu Anadolu Bölgesi’ne kalkındırma katkısı sağlayacağına inanmıyorum. Zaten AB bize; “kalkının ondan sonra üyeliğinizi kabul edelim” diyor. Yani Avrupa Birliği kalkınmaya yardımcı olmayacağını bu şartlarıyla da ortaya koymuş oluyor. Hükümetimizin doğuya kendisinin bir çare bulması gerekiyor. Eğer biz kendi kendimizi kalkındıramazsak hiç kimse bizim refaha ulaşmamız için çaba göstermez. Bunun için tüm önlemler zamanında alınmalı. Avrupa Birliği almak istediklerini zaten bizden alıyor. Neden bir şeyler versin ki.” ABNİN VERDİĞİ SÜRE UZUN Ümit Koç (Esnaf) “AB görüşmeleri pek başarılı değildi. Çok uzun vadeye dayan bir süre veriyorlar. Bize kısa dönemde çıkış lazım. AB'nin Güney Kıbrıs'ı tanımamız yönündeki dayatmasına da karşıyım. Bu konu olmazsa olmaz gibilerinden bir konu oldu.” AB’YE GİRİŞ DOĞUNUN KALKINMASINA KATKI SAĞLAR “Avrupa Birliği’ne girildiği taktirde doğu kalkınabilir. Şehrimize çekilemeyen yatırımcı AB üyeliği ile gelebilir. Ancak AB'ye girmeden de doğu kalkındırılabilir. Bu hükümetimizin bu bölgeye sıcak bakması ile yapılabilir. Çünkü doğu adeta mahrumiyet bölgesi olarak görülüyor. Bu mahrumiyetlikten kurtarılması gerekiyor. Çıkarılan teşvik yasasının doğuya özel hale getirilmesi gerekiyor. Bu bölgede bulunan tarıma elverişsiz araziler üzerine sanayi kurulabilir. Zaten yapılması düşünülen İkinci Organize Sanayi Bölgesinin bir an evvel kurulması gerekiyor.” HÜKÜMET AB GÖRÜŞMELERİNDEN BAŞARIYLA ÇIKTI Fuat Akpınar (Esnaf) “AB ile yapılan görüşmeler Türkiye açısından başarılı geçti denilebilir. 40 senelik konu iki sene içerisinde çözüme kavuşturulur hale getirildi. Avrupa Birliğinin Güney Kıbrıs'ın tanınmasına yönelik olarak Türkiye'ye yaptığı dayatmalar normaldir. Çünkü AB'ye girmek isteyen biziz. Bu nedenle de bir takım şeyleri gözden çıkarmamız gerekiyor.” DOĞUNUN KALKINMASI AB DEĞİL HÜKÜMET ELİYLE OLUR “Doğu AB'ye girmeden kalkınabilir. Hükümetin bu bölgeye biraz daha sıcak bakması ile sosyal ve ekonomik durumu gerçekten kötü olan bölge kalkındırılabilir. Doğu Anadolu Bölgesi’nde ve özellikle de Erzurum'da işsizlik hat safhada. Bu bölgeye acilen yatırım yapılması gerekiyor. Başbakan Erdoğan 40 senelik sorunu çözüme kavuşturmakla gerçekten çok güzel bir iş başarmış oldu. Doğunun kalkınması için de özel çabalarını bekliyoruz.” AB GÖRÜŞMELERİNDEN BAŞARIYLA ÇIKILDI İbrahim Bayraktutan (Esnaf) “Basından takip ettiğimiz kadarı ile başaralı olduğumuz kanısındayım. Başbakan Erdoğan ciddi manada konuya eğiliyor. Yaklaşık 45 senelik sorun Başbakan ve çalışma arkadaşlarının özverili ve ciddi çalışmaları sayesinde neticeye kavuşturulacak gibi görünüyor. Türkiye AB'ye girmek istiyorsa mecburen Güney Kıbrıs'ı tanımak zorunda. Çünkü 25 devletin içerisinde o da var. AB bu kararında tabi ki kendine göre haklıdır. Bizimde bu konu ile ilgili olarak kendimize göre haklı yanlarımız var. Ancak AB'ye girmek istiyorsak Avrupa Birliğinin şartlarını yerine getirmek zorundayız.” DOĞU KALKINMA ŞANSINI KAYBETTİ “Doğu Anadolu Bölgesi hiç bir zaman kalkınamaz. Yıllarca kalkınamayan bir bölgenin AB'ye girdiğimizde de kalkınması çok zor. Bu bölgeye ilk olarak kendi ülkemizin başında bulunanların bir şeyler yapmaları gerekiyor. “