ULU CAMİ ERZURUM TARİHİ’NİN GÖRKEMİNİ YANSITIYOR
Anadolu'da, büyüklüğü nedeniyle ulu cami olarak isimlendirilen ibadethanelerin en eskilerinden birisi de Erzurum'da bulunuyor. 1179 yılında yapılan Erzurum Ulu Cami, asırlardır ibadete açık camiler arasında yer alıyor.
Saltuk emirlerinden Nasiruddin Muhammed tarafından yaptırılan Ulu Cami mimari özellikleriyle de yerli ve yabancı turistlerin en fazla ilgili gösterdikleri tarihi eserler arasında yer alıyor.
ASIRLARA MEYDAN OKUYOR
Erzurum ve çevresinde meydana gelen çok sayıda yıkıcı depreme karşısın ayakta kalmayı başaran Ulu Cami özellikle ramazanda binlerce Müslüman'a aynı anda ibadet yapma imkanı verirken, İslam alemi için önemli sayılan kandil geceleri ve bayram namazlarında da dolup taşıyor.
Düzgün kesme taşlarla yapılan caminin 3'ü kuzeyde 2'si doğu yönünde olmak üzere 5 kapısı bulunuyor. Kapıların birbirine hiç benzememesi, caminin özgün yanlarından biri olarak gösteriliyor. Caminin mihrabında ise yalın geometrik süslemeler dikkat çekiyor.
Erzurum Ulu Cami, Anadolu Türk mimarisinden mihrap üzeri kubbeli Kayseri, Silvan ve Harput ulu camileriyle plan tipleri bakımından benzerlik gösteriyor ancak ayrıntılarda söz konusu mimari sistemden farklılıklar gösteriyor.
5 KEZ ONARILDI
Ulu Cami'nin günümüze kadar 5 kez onarımdan geçirildiği biliniyor. Çeşitli tarihi kaynaklara göre, cami, çeşitli dönemlerde bazı yerleri yıkılmak, bazı ilaveler yapılmak ve tamir edilmek sureti ile günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış durumda. İç içe ve girift mimarilerin tipik örneği olarak değerlendirilen caminin ilk yapısından bugüne mihrap ile mihraba yer veren duvarının gelebildiği ifade ediliyor. 17. asrın ilk yarsısında dam örtülü, ağaç kiriş ve sütunlu olan caminin zaman içinde kubbeli, tonoz örtülü ve fil ayaklı binaya dönüştüğü de kaydediliyor.
Erzurum Valisi Hüseyin Paşa'nın 1639'da yaptırdığı onarımları, 1787 ve 1860 yıllarındaki restorasyonlar izlemiş. Cami, Evkaf Umum Müdürlüğü tarafından 1957 onarılmış. Son onarım ise 1965 yılında gerçekleştirilmiş.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN CAMİYİ GÖRÜNCE
İbrahim Hakkı Konyalı tarafından kaleme alınan ''Anıtları ve Kitabeleri ile Erzurum Tarihi'' adlı eserde Kanuni Sultan Süleyman'ın Erzurum'a uğradığı sırada türbe ve mezar ziyaretlerinde bulunduğu ayrıca harap ve metruk halde bir halde bulunan Ulu Cami için bazı vakıflar tesis ettiği belirtiliyor.
'ULU CAMİ BEŞ BEŞİKLİ İÇİ İLE MAĞRİP CAMİLERİNİ HATIRLATIR''
Evliya Çelebi'nin, Seyahatname'de, ''Erzurum'daki camilerin hepsinin kadimi'' olarak nitelendirdiği Ulu Cami'yi Ahmet Hamdi Tanpınar da ''Beş Şehir'' isimli eserinde şöyle anlatıyor: ''Sade bir planda yapılmış Ulu Cami, beş beşikli içi ile Mağrip camilerini hatırlatır. Dıştan onlar gibi sadedir. Erken gelişmiş bir gotik kemer, Ulu Cami'de bizi gerçekten üzerinde durulacak bir mimarlık meselesiyle karşılaştırır. Fakat bunlar, kültürümüzün o kadar uzak yerlerinden gelen eserlerdir ki, onlarla hemen yanı başımızdaki hayat arasında bir münasebet bulmak imkansızdır.''