Tobb “Sağduyu’ya Davet” Zirvesine Konuşmacı Olarak Katılan Etso Yönetim Kurulu Başkanı Cindilli, Sağduyu’nun Milli Vicdan Gereği Olduğunu Vurgulayarak Tarihi Bir Uyarı Yaptı:
Değerlerimizi Koruyalım, Sağduyu’da Birleşelim
7 STK temsilcisi katılımıyla gerçekleşen 'Sağduyu Çağrısı' yapıldı. ETSO Başkanı Cindilli, hesapta olmayan gereksiz tartışmalarla kardeşin kardeşe buğz ettirildiği bir ortama sürüklenildiğini, ülkenin bu kavgaları geride bırakarak asli hedefine yönelmesi gerektiğini bildirdi. Cindilli:” Türkiye tarihinin en zor kavşağındadır. Bu sorunun çözümünde gücümüz birliğimiz dirliğimiz olmalıdır." dedi.
SUNİ GÜNDEMLERDEN UZAKLAŞALIM
Cindilli, “Erzurum, Türkiye’nin en zor coğrafyasında, en kötü iklim şartlarında, ekmek kavgası verir iken ekmekle, üretimle ilgili hiçbir tasası olmayanların suni gündemler yaratarak insanı insana, kardeşi kardeşe buğuz ettirme noktasına gelmiş olmasını üzüntü ile karşılamaktadır.” değerlendirmesini yaptı.
HALKIN BEKLENTİLERİ
Erzurumlunun beklentilerini örnekleyen Cindilli:”Erzurum’da da halkımız ekmeğin nasıl büyütüleceğini, hangi kriterlerde dağıtılacağını, ihracatın nasıl rekor seviyeye çıkarılacağını, istihdamın nasıl artırılacağını, bölgelerarası gelişmişlik farkının nasıl asgariye indirileceğini, siyaset mekanizmasından, iktidarıyla muhalefetiyle, siyaset dünyasından ve kamu bürokrasisinden beklemektedir.”diye konuştu.
DEĞERLER İSTİSMAR EDİLMEMELİ
Değerler üzerinden siyaset yapılmasının, bölge ve Erzurum’da üzüntü ile karşılandığını kaydeden Cindilli, ”Türkiye, tarihinin en zor kavşağında ama en büyük fırsatları ile de yüz yüzedir. Bu tehditleri fırsatlara dönüştürecek cesaretimiz, birliğimiz dirliğimiz olmalıdır. Bunun içinde siyaset kurumunun iktidarıyla muhalefetiyle çözüm odaklı davranması gerekir.”uyarısında bulundu.
Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Cindilli, ''Doğusu ve batısıyla Türk insanı üst düzey bürokrattan, iktidar ve muhalefetteki siyaset kurumundan günlük meselelere çözüm bulmasını, büyük bir gelecek rüyasının tarifini beklerken; hayat tarzı üzerine siyasetin kurgulanması, demokrasi dışı arayışların sürekli gündemde tutulması ve iktidar kavgasına değerlerin alet edilmesini üzüntü ile karşılamaktayız'' dedi.
7 STK ORTAK ÇAĞRI YAPTI
Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde 7 sivil toplum örgütü temsilcisinin katılımıyla gerçekleşen 'Sağduyu Çağrısı' Erzurum'da da yapıldı. Sağduyu çağrısı ortak metninin okunmasının ardından telekonferans yöntemiyle canlı yayına bağlanan Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Başkanı Muammer Cindilli, "Hesapta olmayan gereksiz tartışmalarla kardeşin kardeşe buğz (düşmanlık,kin) ettirildiği bir ortama sürüklendik." dedi.
SAĞDUYU ÇAĞRISI SES GETİRDİ
Erzurum'da, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası'nda (ETSO) dün yapılan 'Sağduyu Çağrısı'na ETSO Başkanı Muammer Cindilli, Erzurum Ticaret Borsası (ETB) Başkanı Hakkın Hınıslıoğlu, Türk - İş Bölge Temsilcisi Orhan Gözgeç, Erzurum Esnaf Sanatkarlar Odası (ESOB) Başkanı Rasim Fırat, Türkiye Ziraat Odası (TZOB) Başkanı Mücahit Harmandar, Türkiye Kamu Sen Şube Başkanı Müfit Bayraktar ve TİSK İl Temsilcisi Turan Bastem katıldı.
CİNDİLLİ İSTANBUL TOPLANTISINA DA KATILDI
TOBB, Türkiye Kamu-Sen, Türk-İş, TESK, TİSK ve TZOB genel başkanları tarafından İstanbul'da yapılan, ''Türkiye için sağduyu çağrısına'' ETSO Toplantı Salonundan telekonferans yöntemi ile katılan Cindilli, tarihi bir vazife yapıldığını belirtti.
ORTAK METİN
ETSO Başkanı Cindilli, Toplantıda önce sağduyu çağrısı ortak metnini okudu.
Metinde, "Bizler memur, işçi, işveren, çiftçi, esnaf, tüccar ve sanayicilerin temsilcisi olan, TOBB, TÜRK-İŞ, TESK, HAK-İŞ, TZOB, TİSK ve Türkiye KAMU-SEN, şu anda genel başkanlarımız İstanbul'da ve tüm 81 ilimizde her ildeki teşkilatlarımızın yöneticileri olarak bir araya geldik. Biraz sonra okuyacağımız basın açıklamasını tüm Türkiye'de kamuoyunun dikkatlerine arz ediyoruz.”denildi.
TÜRKİYE DEMOKRASİ VE HUKUK SINAVINDA
Türkiye’nin bugünlerde zor bir demokrasi ve hukuk sınavından geçtiğinin vurgulandığı ortak metinde şu görüşlere yer verildi:” Ülkemizin bu kritik dönemden hiçbir yara almadan çıkması hepimizin ortak dileğidir. Uluslararası finansal krizin dalgalarını hissetmeye başladığımız bugünlerde, iktisadi tedbir arayacağımıza hala sağduyu arıyor olmamız bir talihsizliktir. Türkiye'nin, bir an önce uzun dönemli ve tempolu büyümesini sağlayacak ve işsizlik başta olmak üzere tüm iktisadi ve sosyal sorunlara odaklanması gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti, Anayasası'nın başlangıç ilkelerine dayalı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Vazgeçilmez olan bu ilkeler bütünü bizi bir arada tutmaktadır. Bu ilkelerin varlığı dışında her mesele siyasetin konusu olabilir ve özgürce tartışılabilir. Geçen yıldan beri devam eden kısır politik süreç, ne yazık ki genel seçimlerden sonra da devam etmekte, toplumda umutsuzluğu ve karamsarlığı artırmakta, siyasi, ekonomik ve sosyal istikrarı tehlikeye atmakta ve toplumun enerjisini boş yere tüketmektedir.”
SİYASİ PARTİLER OLGUSU
Siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğunun vurgulandığı metinde daha sonra şöyle denildi: ”Siyasi partilerin kolaylıkla kapatılabilmesi, aynı kolaycı yaklaşımla kurum ve bireylerin özgürlüklerinin kısıtlanması, demokratik süreç ve kurumların güçlenmesine hizmet etmek yerine zarar vermektedir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi demokrasimizin işleyişi için son derece önemlidir. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin kuvvetler arasında uyumu sağlaması, çatışmaya neden olmaması, toplumda yaratılmak istenen kamplaşmayı beslememesi ve "kuvvetlerin" bağımsızlığını temin etmesi de esastır. “
GERGİN VE ÇÖZÜM ÜRETMEYEN SÜREÇ
Metinde, Ülkenin yaklaşık bir yıldır anayasayı ve siyasi partiler kanununu ilgilendiren çeşitli sorunlar etrafında gergin ve çözüm üretmeyen bir süreç içerisinde bulunduğu belirtilerek şunlar aktarıldı:” Halbuki, yapmamız gereken ekonomik, siyasi ve sosyal standartlarımızı gelişmiş ülkelere ulaştırmak ve AB sürecini hızlandırmak olmalıdır. Türkiye'nin gelişen dünya şartlarına uygun, toplumun beklentilerini karşılayan, her ferdini kucaklayan evrensel değerler ile kendi değerlerimizi bütünleştirecek bir anayasaya ve siyasi partiler kanununa ve hukukun üstünlüğü ilkesini güçlendirmeye ihtiyacı vardır.”
TÜRKİYE’NİN İSTİKBALİNİ KARARTMAYA KİMSENİN HAKKI YOK
Türkiye’nin kendi meselelerini sindire sindire tartışarak, katılımlı bir süreç içinde tüm kesimlerin mutabakatıyla hazırlanacak bir anayasayı hak ettiğinin belirtildiği ortak metinin son bölümünde şu görüşlere yer verildi:” Bizler memur, işçi, çiftçi, esnaf, tüccar ve sanayiciler olarak, bu zor zamanda, sağduyu ve serinkanlılıkla Türkiye'nin temel sorunlarının çözümüne her zaman olduğu gibi katkı sağlamaya ve sorumluluk üstlenmeye hazırız. Demokrasi, tüm kurum ve kurallarıyla hayata geçirildiğinde, bütün kurumları kısır çekişmelerden uzaklaşarak uyum içinde çalıştığında, ülkemizin aydınlık yarınlara yürüyeceğinden hiç kuşkumuz bulunmamaktadır. Türkiye'nin istikbalini karartmaya kimsenin ama hiç kimsenin hakkı yoktur." denildi. Türkiye'nin istikbalini karartmaya kimsenin ama hiç kimsenin hakkı yoktur."
CİNDİLLİ TELE KONFERANSLA İSTANBUL’A KONUŞTU
Daha sonra telekonferans yöntemiyle TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'na bağlanan ETSO Başkanı Muammer Cindilli, kendi kişisel görüşlerin aktardı. Cindilli konuşmasında, "Hesapta olmayan gereksiz tartışmalarla kardeşin kardeşe buğz ettirildiği bir ortama sürüklendik. Türkiye bu kavgaları geride bırakarak asli hedefine yönelmelidir. Türkiye tarihinin en zor kavşağındadır. Bu sorunun çözümünde gücümüz birliğimiz dirliğimiz olmalıdır." diye konuştu.
ERZURUM’DA HALK EKMEĞİNİ BÜYÜTMENİN DERDİNDE
Cindilli konuşmasında Sağduyu platformunun Türkiye nüfusunun yüzde 50’sinden fazlasını temsil ettiğini belirterek: ”Erzurum’da da halkımız ekmeğin nasıl büyütüleceğini, hangi kriterlerde dağıtılacağını, ihracatın nasıl rekor seviyeye çıkarılacağını, istihdamın nasıl artırılacağını, bölgelerarası gelişmişlik farkının nasıl asgariye indirileceğini, siyaset mekanizmasından, iktidarıyla muhalefetiyle, siyaset dünyasından ve kamu bürokrasisinden beklemektedir.”dedi.
TÜRK MİLLETİ’NİN HİSLERİNE TERCÜMAN OLDUNUZ
TOBB Başkanlığındaki Sağduyu platformuna teşekkür eden Cindilli şunları söyledi:” Bu noktada siz tarihi bir vazife yapıyorsunuz. Türkiye’yi akla davet etmek, sağduyuya davet etmekle, itidale davet ekmekle, Türk milletinin vicdanına tercüman oldunuz. Erzurum’daki bütün meslek odaları, sendika başkanlarımız, işveren temsilcilerimiz, Türkiye’den taraf, Türk insanından taraf olma mücadelenizde sizleri değerli başkanlarımızda kutlamakta ve desteklemektedir.”
ERZURUM’DAN TEŞEKKÜR VE KUTLAMA
“Erzurum Türkiye’nin en zor coğrafyasında, en kötü iklim şartlarında, ekmek kavgası verir iken ekmekle, üretimle ilgili hiçbir tasası olmayanların suni gündemler yaratarak insanı insana, kardeşi kardeşe buğuz ettirme noktasına gelmiş olmasını üzüntü ile karşılamaktadır.” Vurgusunu yapan ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Cindilli şunları kaydetti:” Siz eli ve yüreği ülke taşının altında olan insanlar olarak sağduyuya davet etmekle milletin vicdanına tercüman oldunuz. Teşekkür ediyoruz burada bulunan tüm başkanlarımız adına.”
SİYASET KURUMU ÇÖZÜM ODAKLI DAVRANMALI
Değerler üzerinden siyaset yapılmasının, Doğu Anadolu Bölgesi ve Erzurum’da üzüntü ile karşılandığının altını çizen Cindilli: ”Bölgelerarası gelişmişlik farkının hangi metotlarla asgariye indirileceğini söyleyenleri sizlerin dışında duyamamış olmanın üzüntüsünü yaşamaktayız. Bu kadar genç işsizin olduğu bir memlekette, yeterli istihdamın oluşturulmamasının sebeplerinin konuşulmamasını üzüntü ile karşılamaktayız. Türkiye, tarihinin en zor kavşağında ama en büyük fırsatları ile de yüz yüzedir. Bu tehditleri fırsatlara dönüştürecek cesaretimiz, birliğimiz dirliğimiz olmalıdır. Bunun içinde siyaset kurumunun iktidarıyla muhalefetiyle çözüm odaklı davranması gerekir.”
DEMOKRASİ DIŞI ARAYIŞLAR GÜNDEMDE TUTULMAMALI
Cindilli, konuşmasında, “Bildiride de ifade edildiği gibi kuvvetler ayrılığı prensibinin bir siyasi amentü şeklinde hayata geçirilmesi ve toplumun ihtiyaç duyduğu çok geniş kesimlerin mutabakatıyla hazırlanmış bir anayasa ihtiyacını sizlerde vurguladınız. Aynı şeye katılmamak elde değil. Türk insanı doğusuyla, batıysa ama DİE verilerine göre satın alma paritesinin en düşük olduğu Kuzey Doğu Anadolu Bölgesi’nde üst düzey bürokrattan, iktidar ve muhalefetiyle siyaset kurumundan, günlük meselelere çözüm ve bir büyük gelecek rüyasının tarifini beklemekteyken, hayat tarzı üzerine siyasetin kurgulanmış olması, demokrasi dışı arayışların sürekli gündemde tutulması ve iktidar kavgasına değerlerimizin de alet ediliyor olmasını üzüntü ile karşılamaktayız. Şu geldiğimiz noktada, Türkiye’de en gür seda çalışanların emeğiyle geçinenlerin, istihdam yaratanların, ihracat yapanların sesi olmak durumundadır.”
YARIN ELBET BİZİMDİR
TOBB’un oluşturduğu platforma hitap eden Cindilli, konuşmasının son bölümünde şunları söyledi:” Türkiye’deki en aydınlık sesi, özgür sesi, en cesur sesi, sizinle olan başkanlarımızın temsil ettiği kesimler ifade etmektedir. Bu okuduğunuz bildirinin her cümlesine, Erzurum’daki çalışanlar olarak, işverenler olarak yürekten katılıyoruz. Biran önce hükümet edenlerin, muhalefet edenlerin, Türkiye’deki bilgi kirliğine sebep olan kimi yazar çizerlerinde Türkiye yi düşünmesini, çocuklarımızın geleceğini düşünmesini, Türkiye de bir itidal, bir sağduyu, bir hakkaniyet ortamının bir an önce olmasını istediniz, bizde bunu destekliyoruz. “Yarın elbet bizimdir, elbette” diyoruz. Asla umutsuz değiliz. Türkiye den tarafsınız, Türk insanından tarafsınız, tebrik ve teşekkür ediyoruz”
CİNDİLLİ SORULARI CEVAPLANDIRDI
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Cindilli, bir soru üzerine, şunları söyledi:
''Canlı yayına çıkan bazı insanlar 'Benim reyimle doğudaki köylünün reyi bir mi tutulacak?' diyor. Bu söylem demokrasiye doğrudan bir müdahaledir. Bunun savunulması, bununla ilgili örgütler kurulması rahatsız eder. Doğudaki insanı küçümseyen her anlayış, kendilerine ne derse desinler sahtekarlıktır.''
KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİNE SAYGILIYIZ
ETSO Başkanı Cindilli, şöyle dedi:" Ben yargılanmış bir insan olarak yargı bağımsızlığına inanan, kuvvetler ayrılığının prensibinde savunucu bir insan olarak yargıya intikal etmiş bir mesele ile ilgili yorum yapmam. Ancak Türkiye'de eğer insanlar diyorsa bunu da canlı yayında söylüyorsa 'benim reyim ile Doğudakinin reyi bir mi tutulacak' diyorsa, bu demokrasiye doğrudan müdahaledir. Bunun savunulması, bununla ilgili örgütler oluşturulması o örgütün sadece ismi beni rahatsız eder. Onun dışında kim ki bu ülkenin tekkesine, şapkasına, şalvarına, köylüsüne, fasa fiso vatandaşı der, kendini birinci sınıf olarak görürsi, onlar demokrasi düşmanlarıdır. Demokrasiye karşı eylemli kalkışma Doğudaki insanı küçümseyen her anlayıştır. Bunların kendilerini nasıl görürlerse görsünler Atatürk 'Köylü Milletin Efendisidir' demiştir. Açık açık daha bir hafta önce canlı yayında 'Doğudaki köylü ile benim reyim bir mi tutulacak' diyenler bu anlayış sahtekarlıktır. Demokrasi dışı anlayışlar da budur. Yargı elbette iddianamelerde eleştirir. Bu benim tarzım değil, beni küçümseyen, benim babamı küçümseyen, demokrasi düşmanlarına karşı da bir yürek tartışması benim hakkımdır. Kendilerine sandık tezahür ettiğinde şak, şak, şak, aleyhine tezahür ettiğinde fasa fiso vatandaşlar. Bu iki yüzlülüktür. Benim söylemek istediğim budur."
Ardahan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Latif Tosunoğlu da sivil toplum örgütü temsilcileriyle birlikte sağduyu çağrısı yaptı. Tosunoğlu, ''Bu çağrı gerekirdi. Türkiye'de herkes sağduyu için üzerine düşeni yapmalıdır'' diye konuştu