Milli Mücadele’de “Dadaş Edip” Markası
Çanakkale Zaferi’nin yaşandığı yıl 11, Erzurum’un düşman işgalinden kurtulduğu 1918 yılında ise, 17 yaşında olan Erzurumlu bir genç, kurtuluş destanlarının yazıldığı o döneme adeta damgasını vurdu. Çanakkale Zaferi’nin ardından Erzurum’dan Ankara’nın yolunu tutan Kuvay-ı Milliye Müfrezesi’ne annesinden izin alarak katılan bu çocuk, Meclis-i Milli’nin selamlanması sırasında yaptığı konuşmayla hem halkı, hem de orada hazır bulunan milletvekillerini gözyaşına boğdu.
ŞEHİTLERİN YANINDA BENİM DE CİSMİM BULUNSUN
“Dediler ki, İngiliz ve Yunan, sevgili vatanımıza el atmıştır. Anneme yalvardım. Beni gönderdi. Şehitlerimizin yanında bir de benim cismim bulunsun” şeklindeki açıklamasıyla ertesi gün yayınlanan gazetelerin baş haberi olan Erzurumlu bu minik yürek, sonraları milletvekilliği, bakanlık ve belediye başkanlığı yapacak olan Dr. Edip Somunoğlu’ndan başkası değildi.
1 Ağustos 1920 yılında Erzurumlu Cafer Bey’in komutasındaki müfrezenin öncüsü durumunda olan Somunoğlu, daha sonra Düzce tarafına hareket etti. 2. Düzce Ayaklanması’nı bastıran kuvvetler arasında üzerine düşeni layıkıyla yerine getiren Erzurumlu Edip Somunoğlu, Cumhuriyet’in ilanından sonra bile Ankara’da “O çocuk” lakabıyla anıldı.
“DADAŞ EDİP” BAŞLIKLARIYLA MANŞET OLDU
Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enven Konukçu, Erzurum’un bağrından onlarca, yüzlerce tarihi şahsiyetin çıktığını belirterek, bunlardan birisinin de, Dr. Edip Somunoğlu olduğunu söyledi.
Somunoğlu’nun, daha 11 yaşındayken Milli Mücadele’de aktif anlamda rol aldığına dikkati çeken Konukçu, “Ankara’da Dadaş Müfrezesi içinde dikkati çeken, Ebu’l Hindili Cafer Bey’in himayesinde olan, mahalli giysileri ile birden ilgi odağı haline gelen cılız, uzun boylu, dadaş vakarı ile hareket eden, masum konuşması ile dikkati çeken ve Ankara’nın ayakta alkışladığı bu çocuk, Osman Edip Somunoğlu’ndan başkası değildi” dedi.
KONUKÇU, SOMUNOĞLU’NU ANLATTI
Somunoğlu’nun, Erzurumluluk ve Dadaşlık ruhunun önemli temsilcileri arasında bulunduğunu vurgulayan Konukçu, “Daha 11 yaşındayken askeri müfrezenin önüne geçen ve yaptığı konuşmayla Ankara’yı gözyaşına boğan bu çocuk, ertesi gün gazetelerin manşetlerine “O Çocuk”, “Dadaş Osman Edip” ve “Kahraman Evlat” gibi başlıklarla yerleştiğini dile getirdi. Somunoğlu’nun sadece askeri anlamda değil, daha sonra mebusluk, bakanlık ve belediye başkanlığı gibi görevlerle de vatana hizmet ettiğini söyleyen Prof. Dr. Konukçu, “Kahramanlık abidesi olan Erzurumlu Somunoğlu, aslında milli mücadelenin, vatan ve millet sevgisinin de tezahür etmiş haliydi” diye konuştu.
SOMUNOĞLU, MÜMTAZ BİR DEVLET VE SİYASET ADAMI
Edip Osman Somunoğlu’nun, 1904 yılında Erzurum’da dünaya geldiğini anlatan Enver Konukçu, Somunoğlu’nun, Sandık Emini Mehmed Efendi ile Zekiye Hanım’ın oğlu olduğunu kaydetti. 1927 yılında Erzurum Lisesi’nden mezun olan Somunoğlu’nun, 1933 yılında İsanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduğunu beirten Konukçu, şöyle konuştu: “Somunoğlu’nun ilk görevi Tercan’dadır. 1935 yılında askerlik görevine davet edildi. 1936’da askerlik dönüşü Akçaabad’da hekim olarak çalıştı. Sırası ile Gümüşhane, Denizli ve Eskişehir’de doktorluk yaptı. Erzurumlular, onu göz ardı etmediler ve 1956-1960 yıllarında Belediye Başkanı olarak selamlandı. Atatürk Üniversitesi’nin şekillenmesinde belediye başkanı olarak etkinliğini sürdürdü. Trabzon’daki görevini takiben 25 Kasım 1963 yılında emekli oldu. 1964 yılında Cumhuriyet Senatosu’nda Erzurum’u temsil etti. 1965’te yakından tanıdığı Başbakan Süleyman Demirel tarafından Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı olarak vazifelendirildi. 1967 yılında istifa ederek, bakanlıktan ayrıldı. Sağlık şartlarının zaman zaman bozulması nedeniyle Erzurum’dan ayrı kaldı ve iklimi daha ılıman olan Marmaris’e yerleşti. 1 Ağustos 1982 tarihinde ise vefat etti.”