TRT'DEN "REYHANİ BELGESELİ" SÖZÜ
Erzurum Birlik Grubu, geçen ay kaybettiğimiz Âşık Reyhanî’nin hayatı ve sanatını içeren bir belgesel yapılması için TRT Genel Müdürlüğüne başvurdu. Mükremin Uzun, Gürzap Yılmaz, Davut Sarı, Gürsel Yalçın, Yaşar Yılmaz ve Vahdet Nafiz Aksu’dan Oluşan Erzurum Birlik Grubu Koordinasyon Kurulu Üyeleri, TRT Genel Müdür Vekili Ali Güney’i makamında ziyaret etiler.
Geçen ay hayata gözlerini yuman ünlü Halk Aşığı Reyhanî’nin hayatı ve sanatını konu alan bir belgesel yapılması talebini içeren dilekçeyi TRT Genel Müdürüne sunan Milletvekili ve Grup Koordinasyon Kurulu üyeleri, bu konuda TRT’ye her türlü katkıyı yapmaya hazır olduklarını söylediler.
REYHANİ, HALKIN YÜREĞİNDE YAŞIYOR
Koordinasyon Kurulu Üyeleri adına söz alan Vahdet Nafiz Aksu, yaptığı konuşmada;“ Bizde sağlığında ihmal edilmek her sanat, fikir, edebiyat adamının ortak kaderi haline geldi. Baki “Kadrini seng-i musallada bilüb ey Bâkî / Durub el bağlayanlar karşuna yâran saff saff” derken hiç değilse kadrinin öldükten sonra bilineceğini umuyordu. Ancak maalesef günümüzde sanat adamlarımızın değerini öldükten sonra da bilmiyoruz. Reyhanîyi daha kırkı dolmadan unuttuk. Bu büyük aşığın ölümü yaygın medyada yeterince yer almadı, kültür ve sanat çevrelerinde yankı bulmadı. Eserleriyle zaten anıtlaşan Reyhanî gibi sanat adamlarının öldükten sonra anılmaya, ödüllendirilmeye ihtiyaçları yok. Asıl bizlerin onlara ihtiyacımız var, onları yücelterek aslında kendimizi yüceltmiş oluruz. TRT Ali Ekber ÇİÇEK, Mahzuni Şerif, Neşet ERTAŞ gibi büyük halk ozanlarına güzel belgeseller çekti.Bu konuda gerekli imkana, tecrübeye, birikime sahip olan bu güzide kurumumuzdan aynı hizmeti Reyhani için de bekliyoruz. ” dedi.
Belgesel talebini olumlu karşıladıklarını ve en kısa zamanda gereğini yapacaklarını söyleyen TRT Genel Müdür Vekiline, Birlik Grubu üyeleri çekim aşamasında her türlü desteği vereceklerini söylediler
TRT GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE SUNULAN DİLEKÇE
Erzurum Birlik Grubu tarafından hazırlanıp, Birlik Grubu Koordinasyon Kurulu Üyeleri tarafından TRT Genel Müdürü Ali Güney’e verilen dilekçeyi aşağıya alıyoruz:
Âşıklık geleneği, tarihi süreç içerisinde geniş halk kitlelerini millî, kültürel ve insani değerlerle buluşturmuş; Anadolu’nun vatanlaşmasının fikirsel zeminin hazırlamıştır Ancak geçen zaman içinde bütün geleneksel sanatlar gibi âşıklık geleneğimiz de değişen şartlara uyumda zorluklar yaşadı. Sosyal ve kültürel değişimin büyük ivme kazandığı, kültürel ihtiyaçların değişip çeşitlendiği, geleneksel sanatların bu değişime tam ayak uyduramadığı bir kültür zemininde, âşıklık geleneğini eski ihtişamıyla devam ettirmek imkân dâhilinde gözükmüyor. Elbette ki çağdaş Türk sanatı, geleneğin zengin birikiminden beslenmeyi, geçmiş değerlerimizi çağdaş eserlere yansıtmayı sürdürecektir. Çünkü evrensel ölçekte sanat başarıları, geleneksel ve yerel değerleri önemsemeyi gerekli kılıyor.
Geleneksel sanatlarımıza gerekli önemi vermenin ilk koşulu, bu sanat dallarının hayattaki son temsilcilerine sahip çıkarken, ebedi âleme göçenlerin hatıralarını en iyi şekilde yaşatmaktır. Yunus’tan Karacaoğlan’a, Emrah’tan Sümmanî’ye, Mahzunî’den Âşık Veysel’e uzanan ustalar zincirinin son halkalarından biri olan Erzurumlu Âşık Reyhanî’nin ölümü, ne yazık ki yaygın medyada gerektiği gibi yer almadı. Üstün sanatına, geleneğe hâkimiyetine, şiirdeki eşsiz kalitesine rağmen Reyhanî’ye, hayatta iken de bazı çevreler ısrarla mesafeli durmuşlardır. İlgili kamu kuruluşlarının büyük ustaya gösterdiği ilgisizlikle, halkın büyük sevgisi arasında ibret alınması gereken bir çelişki mevcuttur. Halkın sevip benimsemesi, ününün dış ülkelere yayılması, ABD Üniversitelerinin ona fahri öğretmenlik payeleri vermesi bile, belli kültür çevrelerinin gözünde Reyhanî’yi “önemli” hale getirmeye yetmemiştir.
Kültür çevreleri ile yaygın medyanın büyük ustaya sağlığındaki ilgisizlikleri ne yazık ki ölümünde de devam etmiştir. Şöhreti Türklerin yaşadığı tüm ülkelere yayılmış bulunan büyük âşık Reyhanî’nin ölüm haberi bir yerel sanatçı kadar bile yaygın basında yer bulamamış, gazetelerin kültür sayfaları bu büyük kaybı adeta yok saymışlardır.
Geleneksel kültürümüzü, sanatımızı ve sanatçılarımızı halka tanıtıp sevdiren en köklü kuruluşumuz TRT’dir. Aramızdan ayrılan büyük ustaları, özel anma programları ve belgesellerle kültür tarihimize mal etmekte bu kuruluşumuzun gösterdiği özen ve titizlik her türlü övgüye layıktır. Nitekim bu duyarlılık sayesinde TRT arşivi, milletimizin “kültürel ve sanatsal belleği” haline gelmiştir. Trük sanat müziği ve halk müziğimizin eşsiz bestekâr ve icracılarının yanı sıra, halk müziğinin zirve sanatçıları da bu kuruluşumuzun örnek vefası sayesinde unutulmaktan kurtulmuş, eserleri kuşaktan kuşağa aktarılma imkânına kavuşmuştur.
Yaşayan büyük ustalardan Neşet Ertaş, vefat edenlerden Ali Ekber Çiçek, Aşık Mahzuni Şerif gibi büyük değerlerimiz için çekilen belgeseller ve yapılan programların bir benzerine, yakın bir tarihte ebedi dinlenme mekânına uğurladığımız büyük âşık Erzurumlu Reyhanî de fazlasıyla layıktır.
Birikim, deneyim ve imkânlarıyla böyle bir hizmeti en iyi şekilde yerine getireceğine inandığımız Türkiye Radyo Televizyon Kurumundan böyle bir hizmeti bekliyor, gereğinin en kısa sürede yapılmasını diliyoruz. Saygılarımızla…
Âşıklık geleneği, tarihi süreç içerisinde geniş halk kitlelerini millî, kültürel ve insani değerlerle buluşturmuş; Anadolu’nun vatanlaşmasının fikirsel zeminin hazırlamıştır. Âşıklık geleneği, tarihi süreç içerisinde geniş halk kitlelerini millî, kültürel ve insani değerlerle buluşturmuş; Anadolu’nun vatanlaşmasının fikirsel zeminin hazırlamıştır.
Ancak geçen zaman içinde bütün geleneksel sanatlar gibi âşıklık geleneğimiz de değişen şartlara uyumda zorluklar yaşadı. Sosyal ve kültürel değişimin büyük ivme kazandığı, kültürel ihtiyaçların değişip çeşitlendiği, geleneksel sanatların bu değişime tam ayak uyduramadığı bir kültür zemininde, âşıklık geleneğini eski ihtişamıyla devam ettirmek imkân dâhilinde gözükmüyor. Elbette ki çağdaş Türk sanatı, geleneğin zengin birikiminden beslenmeyi, geçmiş değerlerimizi çağdaş eserlere yansıtmayı sürdürecektir. Çünkü evrensel ölçekte sanat başarıları, geleneksel ve yerel değerleri önemsemeyi gerekli kılıyor.
Geleneksel sanatlarımıza gerekli önemi vermenin ilk koşulu, bu sanat dallarının hayattaki son temsilcilerine sahip çıkarken, ebedi âleme göçenlerin hatıralarını en iyi şekilde yaeken bir çelişki mevcuttur. Halkın sevip benimsemesi, ününün dış ülkelere yayılması, ABD Üniversitelerinin ona fahri öğretmenlik payeleri vermesi bile, belli kültür çevrelerinin gözünde Reyhanî’yi “önemli” hale getirmeye yetmemiştir.
Kültür çevreleri ile yaygın medyanın büyük ustaya sağlığındaki ilgisizlikleri ne yazık ki ölümünde de devam etmiştir. Şöhreti Türklerin yaşadığı tüm ülkelere yayılmış bulunan büyük âşık Reyhanî’nin ölüm haberi bir yerel sanatçı kadar bile yaygın basında yer bulamamış, gazetelerin kültür sayfaları bu büyük kaybı adeta yok saymışlardır.
Geleneksel kültürümüzü, sanatımızı ve sanatçılarımızı halka tanıtıp sevdiren en köklü kuruluşumuz TRT’DİR. Aramızdan ayrılan büyük ustaları, özel anma programları ve belgesellerle kültür tarihimize mal etmekte bu kuruluşumuzun gösterdiği özen ve titizlik her türlü övgüye layıktır. Nitekim bu duyarlılık sayesinde TRT arşivi, milletimizin “kültürel ve sanatsal belleği” haline gelmiştir. Trük sanat müziği ve halk müziğimizin eşsiz bestekâr ve icracılarının yanı sıra, halk müziğinin zirve sanatçıları da bu kuruluşumuzun örnek vefası sayesinde unutulmaktan kurtulmuş, eserleri kuşaktan kuşağa aktarılma imkânına kavuşmuştur.
Yaşayan büyük ustalardan Neşet ERTAŞ, vefat edenlerden ALİ EKBER ÇİÇEK, ÂŞIK MAHZUNİ ŞERİF GİBİ büyük değerlerimiz için çekilen belgeseller ve yapılan programların bir benzerine, yakın bir tarihte ebedi dinlenme mekânına uğurladığımız büyük âşık Erzurumlu Reyhanî de fazlasıyla layıktır.
Birikim, deneyim ve imkânlarıyla böyle bir hizmeti en iyi şekilde yerine getireceğine inandığımız Türkiye Radyo Televizyon Kurumundan böyle bir hizmeti bekliyor, gereğinin en kısa sürede yapılmasını diliyoruz. Saygılarımızla…