ERZURUM’UN RUHUYLA MAYALANDIK
ERZURUM: Sayın Güzel, kendinizi tanıtır mısınız?
GÜZEL: Milli mücadelede emekleri geçmiş, Erzurumlu aristokrat bir ailenin çocuğuyum.1955 yılında Erzurum’da doğdum, ilk, orta ve lise tahsilimi Erzurum’da tamamladım. Bilindiği gibi Erzurum, Anadolu coğrafyasının ilim ve irfan kenti olarak bilinmektedir. Bu münasebetle geçmişine baktığımız zaman; bilim, siyaset, sanat, askerlik vb. alanlarda isimlerini gök kubbeye yazdıran, oldukça önemli isimler görebilirsiniz. Lise tahsilimden sonra bir yıl eğitim enstitüsü fen bölümünde okudum, ikinci sene Ankara İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi’ne bağlı, Eczacılık Yüksek Okulu’na girdim, şu anda okulumuz; Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ismi altında hizmet vermektedir. 1976–1977 yıllarında üniversiteyi bitirdim. İki yıl Sağlık Bakanlığı bünyesinde, kamu eczacısı olarak çalıştıktan sonra, askerlik görevimi ifa ettim. 1980’den bu tarafa, serbest eczacı olarak çalışmaktayım. Uzun yıllardan beri, meslek örgütümüz olan 13. Bölge Eczacı Odası’nın çeşitli birimlerinde görev yaptım.
Şu anda odamızın Haysiyet Divan Başkanlığı’nı yürütmekteyim. Sosyal ve sorumlu bir kişilik yapısından dolayı sivil toplum harekâtlarında hep oldum. 5 yıldan beri Erzurum’un en büyük sivil toplum örgütü olan ERVAK (Erzurum Kalkınma Vakfı’nın) başkanlığını yürütmekteyim. Ayrıca şehrimizdeki bir yerel gazetede ve çeşitli dergilerde makaleler yazmaktayım. Bunun yanı sıra; Erzurum Valiliği Sosyal Dayanışma Vakfı mütevelli heyet üyeliği ve Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimi Serbestlik Kurumu üyeliğim vardır, bu birimlerde de aktif olarak çalışmaktayım. Evli ve üç çocuk babasıyım.
DOĞU’DAKİ ECZACILARIN SORUNLARI
ERZURUM: Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki eczacıların sorunları sizce nelerdir?
GÜZEL: Bölgemizdeki ve şehrimizdeki eczacıların sorunları ile ülke genelindeki eczacıların sorunları arasında, büyük bir fark olduğunu zannetmiyorum. Lokalde bazı ufak tefek nüans varsa da eczacıların ve eczacılığın problemleri genelde aynıdır. Bu bağlamda; sormuş olduğunuz sorularınızı, bölgemiz, şehrimiz ve sektörün tümünü ilgilendiren sorunlar şeklinde özetlemek isterim. Bilindiği gibi eczacılık mesleği ile diğer meslek grupları arasında bir kıyaslama yapılacak olunursa, mesleğimizin oldukça göze batan ve popüler bir meslek grubu olduğu gözlemlenebilir. Ayrıca akademik bir meslek olması da, eczacılığın önemini artırmaktadır. İnsan sağlığı ile yakından ilgili olması, eğitim gerektirmesi, özel misyonunun bulunması, maddi imkânlarının ülke şartlarına göre iyi derecede sayılması, mesleğimizin gözde meslekler grubunda ön sıralarda yer almasını sağlamaktadır.
MODERN ECZACILIK VE MEVCUK ANLAYIŞ
Çok uzun yıllardan beri eski kanun ve yönetmeliklerle yürütülen eczacılık sektörü, 21. Yüzyıl dünyasının modern eczacılık anlayışından, maalesef oldukça uzaktır. İlaç ve toplum sağlığı konusunda danışmanlık görevi yapan eczacıların, plansız ve programsız bir şekilde icra-i meslek yapmaları, beraberinde dengesiz bir dağılımı ortaya çıkarmaktadır. Eczacılık fakültelerinde en üst seviyede eğitim alan eczacıların, mesleklerini yürütürken edindikleri bu bilgileri, fazlaca kullanamadıkları da acı bir gerçektir. 35 metrekarelik alanlarda ileri bir karakol gibi görev yapan, insanlara şifa dağıtmaya çalışan bu meslek grubunun sorunları, ‘aysberg’in görünmeyen tarafında gizlidir.
Bugün serbest eczacılık yapan bir meslektaşımız, her gün değişen talimat ve yönetmeliklerle boğuşurken, bir yandan da ödemeler, vergiler, ekonomik sıkıntılar ve kırtasiyecilik ile mücadele etmektedir.
ERZURUM: Bildiğiniz gibi birçok eczacının da muzdarip olduğu konuların başında muayene ücretleri geliyor. Muayene ücretlerinin eczacılar tarafından tahsil edilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
GÜZEL:Günümüzde eczacı, mevzuatlarla yoğrulan klasik bir devlet memuru, muhasebe sistemlerinden anlayan bir muhasebeci, yeni görevi ile de hastanelerin muayene ücretlerini tahsil eden, güvenilir bir tahsildar olarak çalışmaktadır. Sağlıkta dönüşüm rüzgârları ve reformdan bahsedilirken, bu yeniliklerden nasibini almayan tek sağlık meslek grubunun, eczacılar olduğu söylenebilir. İlaç fiyatlarının son beş yıl içerisinde, aşırı derecede düşmesinden kaynaklanan sermaye kaybı, sektörü önemli ölçüde sarsmıştır. Bu kaybın telafisi konusunda, Sağlık Bakanlığı’nın ve ilaç firmalarının destek vermemeleri de işin bir başka yönüdür.
ECZACI, KIRTASİYECİ OLDU
ERZURUM:Uygulamanın mantığı nedir sizce?
GÜZEL: Geri ödemeler konusunda keyfi diyebileceğimiz uygulamalar, kesintiler, kâr marjlarının düşürülmesi, sektörün açmazları içerisindedir. İlacın kaliteli bulunabilir ve ucuz olmasını, her eczacı gönülden istemektedir, ama devlet ucuz ilaç alacağım diye de eczacının rafının eksilmesine seyirci kalmamalıdır. Bir reçetenin üzerinde, doktorun yazdığı kalemin akmasından kaynaklanan karartı için tekrar tekrar imza ve kaşelerin istenmesi, ‘doktor ne yazarsa yazsın, ben istediğim şekilde öderim’ mantığı, ancak halkına, doktoruna ve eczacısına güven duymayan bir düşüncenin ürünüdür.
NUMUNE ‘NİN TAŞINMASI VE ARTAN SORUNLAR
ERZURUM: eczacıların Erzurum’daki hizmet kapasite ve fonksiyonlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
GÜZEL:Üzülerek ifade etmeliyiz ki, eczacılar kendilerine yüklenen bir sürü mevzuat ve kırtasiye işleri ile uğraşarak, asli görevlerini yapmaya zaman bulamamaktadırlar. Şehrimizdeki eczacılar, yüksek kiralar ve vergiler yüzünden adeta yaşam savaşı vermektedirler. Özel muayenehanelerin kapatılması, günde 4 bin civarında hasta bakan Numune Hastanesi’nin merkezden uzaklaşması, sektörde bir takım olumsuzluklara yol açmıştır.
ECZACI SAYISININ ARTMASI
Yeni açılan eczacılık fakültelerinin devamlı mezun vermesi ve yeni mezunların kamu ve özel sektörü tercih etmeyip, eczane eczacılığına dönmeleri, bu çoğalmanın da sistemli bir şekilde dağılmaması, eczacıların yaşam alanlarını daraltmaktadır. Bölgemizde eczacılık mesleğinin muafa yapılarak, eczacılık eğitimi almayan kişilerce yürütülmesi ise Avrupa Birliği’ne girme yolunda iddiaları olan ülkemizin ayıbıdır. Doğu ve Güneydoğu’da eczacılık mesleği, sektörün sırtından rant elde emek isteyen aşiret, siyaset mantığı ile eczacılıkla ilgisi olmayan kişiler tarafından yapılmaktadır. Bu akıl almaz yapılanma ise, beraberinde etik olmayan davranışları ve halkın sağlığı ile oynama mantığını getirmektedir.
GÜZEL’İN ERVAK VİZYONU
ERZURUM: ERVAK’ta şehrin sosyal meselelerine çözüm arıyorsunuz. Bu bağlamda ilaç sektöründe karşılaştığınız problemleri sivil toplum platformuna taşıyor musunuz?
GÜZEL: Erzurum Kalkınma Vakfı olarak, şehrimizin kalkınma ve gelişmesi için projeler üretip, bir takım çalışmalar yapıyoruz. ERVAK’ın DAP projesi için de, Erzurum’un sağlık merkezi olması yönünde çalışmalarımızın olduğu malumunuzdur. Tüm birimleri ile bölgenin sağlık hizmetlerini yürütecek olan Erzurum’un bu iddiası içerisinde, ana sağlık elemanı olan eczacıların da bulunması göz ardı edilemez. Bilindiği gibi doktor, eczacı, hasta zinciri bu sektörün en önemli üçayağını teşkil etmektedir. Dolayısı ile Erzurum’un; Bölgeye, Türk Cumhuriyetlerine, İran’a vs. sağlık hizmetlerini sunması demek, eczacılık sektörünü de bu konuda avantajlı kılmaktadır. Beklenen bu potansiyel içerisinde ilaç dağıtım kanallarının artması, ilaç sirkülasyonu, şehrimizin ekonomisi açısından müspet gelişmeler sağlayabilir.
ECZACILIK SEKTÖRÜ VE ÇÖZÜM ARAMA SÜRECİ
ERZURUM: Eczacılık sektörü sorunlarını nasıl aşacak, çözüm önerileriniz nelerdir?
GÜZEL: Eczacılık sektörünün sorunlarını ve çözüm önerilerini meslek örgütümüz olan Türk Eczacılar Birliği, tüm detayları ile birlikte Sağlık Bakanlığı’na sunmuştur. Modern dünyada eczacılık mesleği nasıl uygulanıyorsa, ülkemizde de böyle bir yapılanmayı arzu etmekteyiz.
Öncelikle bilimsel eczacılığın yapıldığı, eczacının asıl görevini yerine getirdiği, planlı, programlı bir uygulamadan yanayız. Son günlerde sizlerin de yakından tanık olduğunuz gibi hasta muayene ücretleri hastanelerden değil, eczacılar vasıtasıyla hastalardan alınmaktadır.
Hasta ve eczacı arasında gereksiz tartışmalara yol açan bu uygulamaya, en kısa zamanda son verilmelidir. Alınan bu kararla, eczacılara; “Milli şef döneminin, köy tahsildarları” gibi bir görev verilmiştir. Eğer eczacılar tahsildar olarak görülüyorlarsa, o zaman her eczacıya da bir tahsildar maaşı verilmesini talep edebiliriz.
HASTALARDAN PARA ALMA YANLIŞI
ERZURUM: Uygulama, hastalardan para alınması anlamına gelmiyor mu?
GÜZEL: “Devletin hastanelerinde muayene olan hiçbir hastadan ücret alınmayacaktır” diye siyaseten bir söz verilmişti. Evdeki hesap çarşıya uymadı, verilen sözlerden de geri cayılamazdı, neticede top eczacıların üstüne atılarak, konuya kısa yoldan bir çözüm bulundu. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir uygulamanın olduğunu sanmıyoruz. Görüldüğü gibi eczacılık mesleğinin bir takım sorunları vardır.
Bu sorunların reçeteleri, modern ülkelerdeki uygulamalarda, yeni hazırlanacak yasalarda ve düzenlemelerde yatmaktadır. Atatürk’ün işaret ettiği çağdaş, muasır medeniyet seviyesine ulaşarak, bu sorunların üstesinden gelebiliriz.