BÜYÜK TAARRUZ'UN 84. YILDÖNÜMÜ COŞKUSUNU YAŞIYORUZ
Yok edilmekte olan bir milletin düşman işgali altında yaşadıkları olaylar akıllardan çıkmıyor.
Köyleri yakıp yıkarak giden düşman askerlerinin yanında götürdüğü Türk kadınının hayat mücadelesi yıllar sonra dahi anlatılıyor.
Afyonkarahisar'ın İscehisar-Bolvadin ilçeleri arasında kalan bir köye gelen düşman askerleri çeşmeden su dolduran Gül Nazik adlı kızı gördü. Düşman askerlerinden kaçan Gül Nazik, köylülerin yardımıyla bir samanlığa saklandı.
Durumu öğrenen Yunan Subayı, köy muhtarını çağırarak ''Ya kızı verirsiniz, ya da köyü tamamen yakarım'' tehdidinde bulundu ve Gül Nazik'in yerini belirledi.
İscehisar'ın Seydiler beldesinde yaşayan 90 yaşındaki Ayşe Çakmak, çocukluğunda dilden dile anlatılan Gül Nazik hikayesini şöyle anlattı:
''O zamanlar ağıtlar söylenirdi, Gül Nazik için. Annemin babamın anlattıklarını unutamıyorum. Köye gelen Yunan askerleri Gül Nazik'i isteyince yerini çaresiz kalan muhtardan öğrenmiş. Alıp götürmüşler düşman diyarlarına. Yıllar sonra 2 çocuğu olmuş. Oradaki bir kayıkçıyla anlaşarak gezmeye çıkmışlar denize. Biraz açıldıktan sonra bıçağını çeken Gül Nazik, kayıkçıya 'Türkiye'ye gideceğiz' demiş. O sırada da 'Ben yunan çocuğu istemiyorum' diyerek çocuklarını denize atmış ve Türkiye'ye dönmüş.''
-ŞEHİT ARKADAŞLARININ YANINDA YATIYOR
Bozguna uğrayan ve can havliyle kaçan düşman askerlerinin, İscehisar'ın Doğanlar köyü sırtlarında Türk askerleriyle karşılaşması sonucu Giresun'dan vatan savunmasına katılan 14 genç, burada düşman askerlerinin açtığı ateş altında can verdi.
Arkadaşlarına su getirmek için Doğanlar köyüne inen Ahmet Halis Asal, elindeki su bidonlarıyla geri döndüğünde 14 arkadaşının da şehit edildiğini gördü.
1922 yılından 1977 yılana kadar her yıl düzenli olarak Şehit arkadaşlarının kabirlerini ziyaret etti. Asal, kendi imkanlarıyla Giresun Şehitliği'ni yeniden düzenletti.
''Ben ölünce, şehit arkadaşlarımın yanına defnedin'' diyerek vasiyet eden Ahmet Halis Asal, 1977 yılında arkadaşlarının yanına defnedildi.
14 şehit için her yıl Giresun'dan gelen onlarca kişi, şehitlerini kabirleri başında anarak gidiyorlar.
BÜYÜK BAŞARI
Kurtuluş Savaşı'nda Türk İstihbarat timlerinin limon suyuyla yazmış oldukları mektuplar, vatanın kolay kurtarılmadığını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Kurtuluş Savaşı'nı sona erdiren Büyük Taarruz emrinin verildiği Afyonkarahisar'daki Türk İstihbarat Timleri limon suyuyla yazılmış mektuplarla haberleşiyorlardı.
Sinanpaşa ilçesi ve çevre köylerindeki düşman askerlerinin edindiği bilgileri Sandıklı'daki Fahrettin Altay Paşa'ya ulaştıran Haydar Ağa ise istihbarat görevlilerinden sadece biri...
Haydar Ağa, toplanan istihbarat bilgilerini limon suyuyla kağıt üzerine yazarak, mektubun düşman askerlerinin eline geçmesi durumunda boş sanılarak dikkat çekmemelerini sağlıyordu.
Beyaz kağıt üzerine limon suyuyla yazılan bilgiler ateşe tutulduğunda görülür hale geliyor ve yetkili kişilerce okunuyordu.
Limon suyuyla yazılan mektuplar, ekmekler içinde gerekli yerlere ulaştırılırken, okunduktan sonra ateşe atılarak imha ediliyordu.