GERİ ödemesini fazlasıyla geciktirince, alacaklısı Hoca Nasrettin’in kapısına dikilir: Hoca, bir köşeye yığdığı çalı çırpıyı göstererek:
“-Bak şu çalı çırpıyı görüyor musun?”, diye lafa başlar Hoca, “Senin borcunu ödeyebilmek için topladım. Bu bahar bahçenin etrafına dikeceğim onları. Sonraki baharda yeşerirler. Dikenleri daha da belirginleşir. Sokaktan geçen koyunların yünleri her halükarda bu çalıların dikenlerine bulaşır. İşte ben de bu yün parçalarını toplayıp, pazarda satacak ve senin borcunu ödeyeceğim.”
Doğu Anadolu Projesi (DAP), oldum olası fıkranın bu bölümünü hatırlatır bana.
Neyse, biz hele fıkrayı tamamlayalım, DAP’a bilahare döneriz.
Adam sinirden başlıyor gülmeye…
Hoca altta kalır mı? Patlatıyor bombayı:
“-Köftehor, gördün peşin parayı, nasıl da gülüyorsun.”
* * *
BİRİLERİ ayakkabının tekini bulmuş, bir başkası diğer tekini… Sonra, bu ayakkabılara uygun ayak yapılmış, sonra bacak, bel, göğüs, gövde, el, kol; derken ete kemiğe bürünmüş, bizim GAP.
Ama “baş” yok!
Daha doğrusu, 8 Haziran 2011’e kadar yoktu.
* * *
SEÇİM telaşı içerisinde gözden kaçırmış olabilirsiniz. 8 Haziran’da Erzurum’u çok yakından ilgilendiren sıfır kilometre bir müessese kuruldu:
“DAP İdaresi Başkanlığı”.
* * *
GEREK siyasilerin, gerek sivil toplum örgütlerinin hemen her fırsatta dile getirdikleri, daha doğrusu sıkıştıklarında sermaye edindikleri DAP’ın artık bir “baş”ı var.
Ve bu “baş”, mevcut “siyasi irade”nin, DAP’a, önceki siyasilerden çok daha fazla inanmasının sonucu.
* * *
NASIL oldu da, hayalden gerçeğe dönüştü?
Basit.
Biri, kolektif emek.
Diğeri de, kesintisiz takip.
* * *
UZUN soluklu bir maratonun finali, DAP.
Hoca’nın fıkrasına benziyor bir çala. Ama Hoca’nın hayaline inanan bir tek kendisi; GAP’ın ise inananı çok daha fazla.
İlaveten; GAP’ta; çalı toplayan başkası, eken bir başkası, yünleri toplayan bir başkası…
* * *
KÖŞEMİZİ bir yıllığına DAP’a kiralamaya niyetimiz yok.
Ama katkılarınızla bir yazı dizisi çıkarabilirsek, ne âlâ.