Yunanlılar da Ermeniler gibi tarihi saptırıyor
Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Salim Gökçen, Yunanlıların da Ermeniler gibi tarihi gerçekleri saptırdığını belirterek, ''260 bin Rum'un yaşadığı bölgede 350 bin kişinin soykırıma uğradığını iddia etmek, hayal ürünü olmaktan ileriye gitmemektedir'' dedi.
Dr. Gökçen, yaptığı açıklamada, mütareke döneminde Doğu Karadeniz bölgesinde 250-260 bin civarında Rum yaşadığının tarihi kaynaklarda yer aldığını, bu gerçeğin ünlü ABD'li tarihçi Justin Mc. Carthy tarafından da ortaya konulduğunu söyledi.
Gökçen, 260 bin Rum'un yaşadığı bir bölgede 350 bin kişinin soykırıma uğradığını iddia etmenin hayal ürünü olmaktan ileriye gitmediğini ifade etti.
Yunanistan 1928 nüfus sayımı istatistiklerine göre, mübadele yoluyla Yunanistan'a giden Pontusluların sayısının 182 bin 169 olduğunu bildiren Gökçen, ''1922'den itibaren 1928'e kadar ölenlerin sayısı eklendiğinde miktar 200 bin civarında olmaktadır. Bununla birlikte 1922-1928 yılları arasında ABD, Kanada ve Avustralya gibi ülkelere göç eden Rumlar da unutulmamalıdır'' diye konuştu.
DEVLETLERİ KARIŞTIRIYORLAR
Tarihi Pontus Krallığı'nın M.Ö. 301'de Pers Satrapı'nın oğlu I. Mithridates tarafından kurulduğunu belirten Gökçen, ''Bu devlet M.Ö 64-63'te yıkılmış. Doğu Roma'nın zayıflamasıyla Doğu Karadeniz'de 1207'de Trabzon Devleti kurulmuş. Doğu Roma Prensi Alexy Komnen tarafından kurulan bu devlet ile önceki Pontus Krallığı arasında herhangi ilişki mevcut değildir'' dedi.
Doğu Karadeniz Bölgesi'nin gerek siyasi tarih, gerekse sosyal yapı açısından Rumlarla ciddi anlamda ilişkisi bulunmadığını vurgulayan Gökçen, ''Bölgede kurulan ilk Pontus Krallığı ile Trabzon Devleti'ni birbirine karıştıran Rumlar, ortaya bir Rum-Pontus Devleti çıkarmışlar ve buna dayanarak 20. yüzyılda bu devleti canlandırma iddiasıyla Karadeniz kıyılarında bir Rum-Pontus Devleti kurma hayaline kapılmışlardır'' diye konuştu.
PONTUSÇULUK
Yunanistan'ın tarihsel paranoyasını oluşturan ''Megali İdea'' doğrultusunda öteden beri Türkiye aleyhine çalıştığı anlatan Gökçen, Doğu Karadeniz kıyılarında bir Pontus-Rum Devleti kurulması fikrinin Yunanistan'ın bağımsızlığını kazandığı yıllara dayandığını söyledi.
Bölgede Pontus Devleti'nin kurulmasının Megali İdea'nın hedeflerinden biri olduğunu ifade eden Gökçen, şöyle devam etti:
''Bağımsız Yunanistan'ın kurulduğu 1830'lu yıllardan sonra Doğu Karadeniz bölgesine karşı ilgi artmıştır. Pontusçuluk konusunda siyasi bir hareketin mümkün olabileceği fikri de 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanından sonra açıkça ortaya atılmaya başlamıştır. Bölgede ilk silahlı çeteyi ise Amasya Metropoliti Germanos 1908 yılında Samsun'da kurmuştur.''
1. Dünya Savaşı'nda Pontusçuluk faaliyetlerinin çetecilik yapmak suretiyle ivme kazandığını belirten Gökçen, bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde dini kuruluş ve din adamlarının önemli roller üstlendiğine işaret etti.
Ağustos 1993 tarihinde Sümelalı Meryem Ana Vakfı'nın düzenlediği toplantıda, o tarihteki Yunanistan Başbakanı Mitsotakis'in ''Dedelerimiz, Pontus topraklarına dönüş hayalini size miras bırakarak öldüler. Bu mirası kalbinizin içinde koruyun'' şeklinde konuştuğunu anlatan Gökçen, benzer görüşlerin bir çok Yunanistanlı parlamenterce sürekli gündeme getirildiğini ve oy avcılığında malzeme olarak kullanıldığını söyledi.
YAPTIKLARINI UNUTMAMALILAR
Mütareke döneminde Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yoğun faaliyet gösteren 25 bin civarında Pontus çetesi olduğunu belirten Gökçen, Samsun ve dolaylarında yoğunlaşan bu çetelerin, milli kuvvetleri arkadan vurma stratejisiyle Yunan Ordusu ile koordineli şekilde hareket ettiklerine dikkati çekti.
Pontus çetelerinin bölgede büyük eziyetler yaptıklarını ifade eden Gökçen, şunları kaydetti:
''1923 yılının ilk aylarına kadar sürdürülen mücadele sonucunda Pontus çetelerinin isyanı tamamen bastırılmıştır. Bu olaylar sırasında Pontus çetelerince 1814 Türk öldürülmüş, 3 bin 713 ev yakılmış, 1800 civarında gasp ve soygun gerçekleştirilmiştir. Buna karşılık bu mücadele sırasında 1118 Rum çeteci öldürülmüştür'' dedi.
Yunanlıların 1821 Mora İsyanı'ndan başlayarak Balkanlar, Anadolu ve Kıbrıs'ta binlerce Türkü katlettiğini belirten Gökçen, ''Yunanistan sanki Anadolu'ya işgal maksadıyla gelen ve amacına ulaşmak için önüne ne çıkarsa yakıp yıkan, öldüren kendisi değilmiş gibi, bugün asılsız bir soykırım iddiasıyla karşımıza çıkmaktadır'' diye konuştu.