Saadet Partisi (SP) Erzurum İl Başkanı Teoman Tayyar Kümbet, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolü değerlendirdi.
Protokolün imzası sırasında Ermeni heyetinin sergilediği tutumun, sürecin tamamen Ermenistan’ın iisiyatifinde geliştiğini vurgulayan Kümbet; “Ermenistan’ın; bırakın Karabağ işgalini konuşmayı, bu “işgale” çağrışım yapacak en ufak bir imaya bile yer verilmesine karşı çıkması, bunun en somut delilidir.” dedi.
KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZDEN VAZ MI GEÇTİK?
Söz konusu protokole atılan imzanın, tarihi bir imza olarak değerlendirilmek yerine tarihi bir hata olarak nitelendirilmesi gerektiğini kaydeden Başkan Kümbet, “Peki ne oldu da şimdi Ermenistan sınır kapısını açacak bu protokole imza attık? Ermenistan’ın her dediğine “evet” der duruma geldik? Hangi saik ve gerekçelerle bütün kırmızı çizgilerimizden vazgeçtik? Böylesine önemli bir konunun önce milli iradenin yegane tecelligahı TBMM’de ele alınması en azından “Demokratik Ahlak”ın gereğiydi. Millete danışılmadan, TBMM’de görüşülmeden, adeta yangından mal kaçırırcasına yapılan bu anlaşma, bize göre “tarihi bir imza değil”, “tarihi bir hata”dır.” ifadelerini kullandı.
KÜMBET: SP’NİN UYARILARI HAKLI ÇIKTI
Protokolün imzalanması sırasında ortaya çıkan krizin, SP olarak, milletin hassasiyetleri doğrultusunda defalarca dile getirilen endişe ve uyarıların ne kadar haklı olduğunu ortaya koyduğunu anlatan Başkan Kümbet, “AK Parti her konuda oluğu gibi, bu konuda da samimi uyarılara kulak vermek yerine, bildiğini okumayı tercih etmiş ve bu tavrıyla Türkiye’yi çok ciddi bir dış politika zafiyetinin içine sokmuştur. Böylesine önemli bir konunun önce milli iradenin yegane tecelligahı TBMM’de ele alınması en azından “Demokratik Ahlak”ın gereğiydi. Millete danışılmadan, TBMM’de görüşülmeden, adeta yangından mal kaçırırcasına yapılan bu anlaşma, bize göre “tarihi bir imza değil”, “tarihi bir hata”dır. Ermenistan bu süreçteki tavrı ile ortaya koymuştur ki, sadece Karabağ konusunda değil, 1915 sözde soykırım iddiaları ile ilgili duruşunda da en ufak bir değişikliğe gitmeyecektir. Biz Türkiye olarak Ermenistan sınır kapısını durup dururken kapatmadık. Ermenistan, Azerbaycan’a ait Karabağ bölgesini işgal ettiği ve 1 milyon Azeri kardeşimizi yerinden yurdundan ettiği için kapattık.” diye konuştu.
KÜMBET: ERMENİLERE ÜÇ BÜYÜK FIRSAT ALTIN TEPSİDE SUNULDU
Bu protokol ile üç büyük tarihi fırsatın Ermenistan’a altın tepsi içinde sunulduğunu dile getiren Teoman Tayyar Kümbet, şunları kaydetti: “Bunlar; Ermenistan’ı, Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştıracak demiryolu projesi, Nabucco vasıtasıyla enerji nakil hatları projesi ve Karayolu projesidir. Ermenistan; ne Karabağ konusunda ne de sözde soykırım iddialarıyla ilgili en ufak bir taviz vermeye yanaşmazken; Türkiye’nin 3 milyonluk Ermenistan’a bu kadar büyük imkanları tanımasının arkasındaki reel politik gerekçe nedir? Bunu bilmek istiyoruz. Saadet Partisi olarak biz de, komşularımızla sıfır problemden yanayız. Ancak “sıfır problem” iki tarafın aynı samimiyet ve fedakarlıkla bunu istemesi sayesinde ulaşılabilecek bir hedeftir. Şayet tek taraflı olarak işlerse, bunun diplomaside ki tek karşılığı; “Türkiye ne olursa olsun taviz vermeye hazır” demektir. Yeni dostluklar kazanmak, komşularla iyi ilişkiler geliştirmek tabii ki her hükümetin hedefidir. Ancak yeni dostlar kazanacağız diye Azerbaycan gibi kadim dostlarımızı, soydaşlarımızı, dindaşlarımızı, küstürmeye kimsenin hakkı yoktur. Ak Parti’nin, daha önceki iktidarlarında dış konjonktür desteği etkili olmuştur. Şimdi de yeni bir seçimin arefesinde “Ermenistan Açılımı”, “IMF anlaşması” gibi tavizlerle dış konjönktürün desteğini alarak iktidarını kurtarma peşindedir. Ancak AK Parti kendi iktidarını kurtarmaya çalışırken, Türkiye’nin geleceğini tehlikeye sokmakta, Kafkas politikası başta olmak üzere geri dönüşü olmayan tarihi hatalara imza atmaktadır. Bir kez daha çağrıda bulunuyorum; Gidilen yol yanlıştır. AK Parti Hükümeti’nin “sıfır problem” adı altında izlediği tavizkar tutum sadece dış politikamızı zaafiyet içine sokmakla kalmamakta, Türkiye’nin saygınlığına da gölge düşürmektedir. Türkiye bu bölgenin Amiral gemisidir. Türkiye bu misyona uygun, muktedir ve saygın bir dış politika izlemek zorundadır.”