TÜRK ERMENİ İŞ GELİŞTİRME KONSEYİ’NE AÇIK MEKTUP
Birinci Dünya Savaşında Ermeni Çetecileri Tarafından Katledilen Mağdurlar Derneği, Türk Ermeni İş Geliştirme Konseyi’nin web sayfasında yer alan yazılara ve Konseyi Başkanı Kaan Soyak’ın açıklamalarına sert tepki gösterdi.
Dernek Başkanı Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, sözde Ermeni soykırımıyla ilgili iddiaların doruk noktasına ulaştığı şu günlerde, Türkiye’ye yönelik maksatlı bir karalama kampanyasının son hızla sürdürüldüğünü belirterek, Türk Ermeni İş Geliştirme Konseyi Başkanı Kaan Soyak’ın açıklamalarını şaşkınlıkla karşıladıklarını söyledi.
KONSEY ÜLKE GERÇEKLERİNDEN HABERSİZ
TESEV’in araştırmasının sonuçlarından hareketle, iki ülke halklarının birbirlerini tanımadığı ve bilgi eksikliği içerisinde olduğu tespitine katılmakla birlikte, bu sorunların sınır kapılarının açılmasıyla aşılabileceği öngörüsünde bulunulması, Konsey’in ülke gerçeklerinden habersiz hareket ettiği izlenimini yarattığını kaydeden Eğilmez, “Konunun bu kadar basit olmadığı, anket sonuçlarına iyice bakıldığında görülmekte: Onlar hakkında, nasıl bir düşünceye sahipsiniz? Sorusuna, Ermeniler için “olumsuz” diyen Türkler yüzde 30.8, “çok olumsuz” diyenler yüzde 6.6 (Toplam:37.4) iken, Türkler için “olumsuz” diyen Ermeniler yüzde 47.2 ve “çok olumsuz” diyenler yüzde 27.8, yani toplam yüzde 75 olmuştur. Türkiye’den Ermeni’ye kız vermem diyen yüzde 68.1 iken, Ermenistan’da bu oran yüzde 94.1’e çıkıyor.
Enver ve Talat Paşa gibi tarihi kişileri bilen Ermeniler, günün Türk siyasetçilerini tanımıyorlar. Bu durum Ermeni kamuoyunun tarihin derinliklerine sadece kendi takıntılarıyla nasıl takılıp kaldığının en somut örneğidir.” şeklinde konuştu.
ANKETTEN İLGİNÇ SONUÇLAR
Araştırma sonuçlarına göre Ermenilerin, hastanede Türk doktora muayene olmak istemediklerini vurgulayan Eğilmez, “Ermeniler kızlarının bir Türkle evlenmesine karşı çıkıyor, mahalle ve apartmanlarda, hatta işyerinde Türk istemiyorlar. Buna karşın Türklerin, bu konularda ön yargılarından daha çok arındığı görülüyor. İki ülke halkı, sınır kapılarının açılması ve diplomatik ilişki kurulması konusuna daha sıcak bakarken, konu Ermeni soykırımına gelindiğinde bu Türkiye için bir ön koşul olarak öne sürülüyor. Anketin sonuçlarına bakıldığında, Ermenistan’daki aşırı milliyetçi ve ön yargılı değerlerin daha yüksek olduğu açıkça ortaya çıkıyor. TEİGD’in kuruluş amacı olarak, Türk Ermeni ilişkilerini geliştirme yönündeki gayretleri tabi ki memnuniyetle karşılanmakta. Bu konuda, mantık kalıpları dahilinde, sorunların çözüme yönelik atılacak her adımın önemi, gerek Türk vatandaşları gerekse resmi makamlar nezdinde kabul edilmektedir. Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana hasım olarak görülen Yunanistan, Suriye gibi ülkelerle sorunlarımızı nasıl aştıysak, yıllardır mücadele verdiğimiz Kıbrıs sorununda nasıl belirli bir ilerleme kaydettiysek, Türkiye Cumhuriyeti bu konuda da gereken hassasiyeti gösterecektir.” diye konuştu.
SINIR KAPILARI AÇILMAMALI
“Tüm bu gerçekler ortadayken, Türkiye’nin tek taraflı iyi niyet gösterisinde bulunarak, sınır kapılarını açması gerektiği yolundaki söylemleri anlamak gerçekten çok zor.” Diyen Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, “TEİGK buna ne kadar inanıyor bilemeyiz ama, Ermeni sınırının açılmasıyla iki ülke ekonomisinin kalkınacağı gibi bir teze biz inanmakta güçlük çekiyoruz.
Dış politikayı biraz takip eden bir insan, Ermenistan’ın ekonomik olarak çökmüş durumda olduğunu, Diasporadan gelen paralar olmasa ayakta kalmasının mümkün olmayacağını, her geçen gün gençlerin ekonomik sorunlardan bunalıp ülkesini terk ettiğini bilir. Ekonomisi çökmüş bir ülke ile sınırların açılması durumunda, bunun bölge (Kars, Iğdır,) getirileri tartışılacak bir konudur. Zaten yapılan araştırmalar göstermektedir ki: Türkiye’nin iki sınır kapısının bulunduğu ve Ermenistan’dan iki katı nüfusa sahip olan Gürcistan ile ticaret hacmi 300 milyon $, Azerbaycan ile 330 milyon $, Ermenistan ile kıyaslanamayacak bir pazar olan İran ile de 1 milyar 200 milyon $ (bunun da 500 milyon $ İran’dan alınan doğalgazdır) iken, Ermenistan gibi bir ülkenin bölgesel ekonomiye katkısı gerçekten tartışılır. Sivil toplum örgütleri tarafından, _gerçekten önemliyse_ bölge ekonomisinin geliştirilmesine yönelik enerjinin Gürcistan, Azerbaycan, İran gibi potansiyeli yüksek sınır ülkeleriyle yapılacak ticaret için harcanması daha faydalı gözükmektedir.” dedi.
TÜRKİYE ERMENİ TURİSTLERLE KALKINAMAZ
Türkiye’nin, dört bir köşesiyle gerçekten bir turizm potansiyeli olduğunun altını çizen Eğilmez sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi Ermeni turistlerle kalkınacaksa, kimse Gürcistan üzerinden gelecek Ermenilere gelmeyin dememektedir. Kaldı ki, ekonomisi çökmüş bir ülkeden gelecek turistlerin, ziyaretlerinde bölgeye ne bırakacağı da tartışılır. Daha zengin olan ve gerçek anlamda döviz potansiyeli oluşturan diaspora Ermenilerinin ise Türkiye’ye girişlerinde bir sorun olduğunu kimse iddia edemez. Yeter ki geldiklerinde klasik propagandalarına girişip, bölgede huzursuzluk çıkarmasınlar. Bize göre, sözde soykırım üzerinden siyaset yapan ve bu saplantılarını en büyüğünden en küçüğüne tüm halkına aşılamış olan (anket sonuçları bunu göstermektedir) ve hem siyasilerinin hem de tarihçilerinin bu konuyu bilimsel ve objektif bir platformda tartışmaktan, istişare etmekten devamlı kaçan bir yönetim ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesiyle sorunların aşılabileceğine inanmak safdillik olacaktır. Bu nedenle, Ermeni tarafından geçmişin saplantısından ve kendi uydurdukları hikayelerden uzak, olaylara objektif yaklaşabilecek sivil inisiyatiflerle kurulacak diyalog çerçevesinde gerçekleştirilecek projelere yöneldiği ve karşı tarafın eline koz verici açıklamalardan kaçındığı taktirde, TEİGK’nun samimiyetinin anlaşılabileceği düşünülmektedir. Birinci Dünya Savaşında Ermeni Çetecileri Tarafından Katledilen Mağdurlar Derneği olarak, şu içinde bulunduğumuz hassas dönemde, kişi ve kurumların daha dikkatli davranıp ona göre politika ve strateji geliştirmesini arzu ediyoruz.”