Sağlık Bakanı Recep Akdağ, domuz gribi ile ilgili olarak herhangi bir bütçe ayrılmadığını ancak gribin Türkiye'ye ulaşması durumunda halk sağlığını korumak için ne kadar gerekiyorsa onu yapacaklarını söyledi. Akdağ, domuz gribine yakalanan hastaların tedavide hiçbir sıkıntı yaşamayacağını belirtirken, bu konuda en riskli kişilerin siyasiler olduğunu ifade etti.
AKDAĞ BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ
Bakan Akdağ, Taksim'deki The Marmara Otel'de domuz gribine ilişkin yaptığı basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Akdağ, Türkiye'de şuan için domuz gribi ile ilgili olarak ciddi bir tehlike olmadığını belirtirken, insanların kendilerini bireysel önlemlere alıştırması gerektiğini söyledi. Akdağ, öpüşme ve el sıkma gibi alışkanlıklara ara verilmesi gerektiğini belirterek, "Yarın bu grip Türkiye'ye gelirse ki inşallah gelmez bunlara hep ara vermek zorunda kalacağız. Alışkanlıklarımızı değiştirmemiz lazım" dedi.
HALK SAĞLIĞINI KORUMA KARARLILIĞI
Bir soru üzerine hastalıkla ilgili şuanda özel bir bütçe ayırmadıklarını ifade eden Akdağ, "Ben şunu rahatlıkla söyleyebilirim; burada halk sağlığını korumak için ne kadar gerekiyorsa o parayı biz ayırmaya hazırız. Aşı gerekiyorsa, bu aşıya en başta talip olacak ülke olacağız. İkinci dalga için yeni ilaç isteğinde bulunuyoruz. Bu hastaların tedavisi açısından hiçbir sıkıntı olmayacaktır" şeklinde konuştu.
BİRKAÇ SAATTE TEŞHİS KONABİLİYOR
Akdağ, domuz gribi hastalığına yakalanan bir kişiye teşhisin nasıl konulacağı yönündeki bir soruya da, "Türkiye'de iki referans laboratuarımız var. Biri Hıfzısıhha, diğeri İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde. Dünyada Sağlık Örgütü'nün gösterdiği 5 laboratuar var. Siz kendi ülkenizde tespiti koysanız da o laboratuarlarda da kontrol ediliyor. Hasta belirli bir karantina altında tutulacak. Alınan örnekler referans laboratuara gidecek. Hiçbir hastane kendi başına teşhis yapmayacak. Teşhis koymak için geçecek süre çok uzun bir süre değil. Birkaç saat içinde teşhis konabilir" diye konuştu.
TÜRKİYE KENDİ PLANINI HAZIRLADI
Kuş gribinden sonra Dünya Sağlık Örgütü'nün bir salgın planı hazırladığını ve bütün ülkelere de bu planı hazırlamaları için yol gösterdiğini anlatan Bakan Akdağ, "Bizde kendi planımızı hazırladık. İnsandan insana yeni bir virüs bulaşabilir diye plan hazırlandı. Bu virüs sağ gösterip, sol vurdu. Bizim hazırlığımız illa domuz gribi için değil, başka yerden gelen bir virüste olabilirdi" dedi.
RİSK GURUPLARI
Akdağ, Türkiye'de viral aşıların üretimi konusunda dünya genelinde önde gelen firmalarla da görüştüklerini ifade ederken, dünya genelinde bu aşıyı üretmesi gereken alanların kamu kurumları olmadığını söyledi. Bakan Akdağ, siyasetçilerin çok fazla kişi ile bir araya geldiği için böyle durumlarda riski yüksek olan kişiler olduklarını ifade etti. Domuz gribi hastalığının şuanda domuzla doğrudan bir ilişkisi olmadığını belirten Akdağ, "Bizim korktuğumuz domuzdan bulaşan değil, insandan insana bulaşan virüs.
Domuz eti yenmese de bu virüsün bulaşma riski vardır. Türkiye'de riskli yerler arasındadır" dedi.
TÜRKİYE HAZIR DURUMDA
Domuz gribinin toplumda yüz binlerce insana yayılabilecek bir hastalık olduğuna dikkat çeken Akdağ, bireysel tedbirlerin hastalanacakların sayısını en aza indirebileceğini vurguladı. Akdağ, "Türkiye bu hususta böyle bir hastalığa en hazır ülkelerden biridir. Bu hastalarla yarın karşılaşacak kişinin hassas davranması gerekir. Bu plan herkesi bağlar. Hasta ile ilgili her doktor ve herkesi bağlar" diye konuştu.
KAMUOYUNU BİLGİLENDİRDİK
Ergenekon zanlılarının GATA'ya sevkleri ile ilgili sorular üzerine ise Akdağ, "Şuan çok önemli bir toplantıdayız. Madem sordunuz birkaç cümle ile cevap vereyim. Kimin ne söylediğini bilmiyorum ama bizim kendi yaptığımız değerlendirmelerde teftiş kurulu ve müfettişlerimizin önerdiği hususları hem gerçekleştirdik hem de kamuoyunu bilgilendirdik" dedi.
KİMSE İTİRAZ EDEMEZ
Akdağ, havalimanına gelen yolcuların domuz gribi ile ilgili testlere itiraz etmesi halinde ne tür bir uygulama yapılacağı yönündeki bir soru üzerine, "Kimse itiraz etmemeli ve zaten kimsenin de itiraz edeceğini sanmıyorum. İtiraz etseler de hukuk çerçevesinde gereğini yaparız" diye yanıt verdi.
"Karayolu ile gelen yolcularda domuz gribi virüsü olursa ne olacak?" şeklindeki bir soruya da Akdağ, "Avrupa da yayılırsa karayolunda da gerekli tedbirleri alırız" diye cevap verdi.
Bakan Akdağ, domuz gribinin ortaya çıkmasından sonra gece çok geç saatlere kadar yatamadığını söyledi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, şu ana kadar Türkiye'de domuz gribi ile ilgili bir hastalık durumu tespit edilmediğini belirterek, "Bu, yarın ülkemizde de hastalığın görülmeyeceği anlamına gelmiyor. Biz virüsün Türkiye'ye girmesini geciktirmek için, imkan olsa hiç sokmamak için elimizden geleni yapacağız" dedi. Virüsün Türkiye'ye ulaşması durumunda seri tedbirler almak durumunda kalınacağını belirten Akdağ, "Okulların tatil edilmesi gibi tedbirler olabilir" diye konuştu.
SALGIN PLANIMIZ HAZIR
Bakan Akdağ, dünyada paniğe neden olan domuz gribiyle ilgili The Marmara Otel'de basın toplantısı düzenledi. Türkiye'nin, domuz gribi virüsüne karşı hazırlıklı olduğu belirten Akdağ, "Ülkemizin bir salgın hazırlık planı var. Bu planı birkaç yıl önce bilim adamlarımızla bakanlık olarak hazırlamıştık. Dünya Sağlık Örgütü bu planın bir revizyonunu yaptı. Yeni düzenlenmiş halini de çok yakın bir zamanda açıkladılar. Biz kendi pandemi planımız üzerinde Dünya Sağlık Örgütü'nün ön gördüğü biçimde yeni
düzenlemeleri yine bilim adamlarımızla birlikte yapacağız. Temelde prensiplerde bir değişiklik yok" dedi.
CİDDİ TEDBİRLER ALDIK
Bakan Recep Akdağ, Türkiye'de şu ana kadar domuz gribi ile ilgili bir hastalık durumu tespit edilmediğini belirterek, "Bu, yarın ülkemizde de hastalığın görülmeyeceği anlamına gelmiyor. Bir çok Avrupa ülkesinde şüpheli vakalar, kesinleşen vakalar oldu. Virüsün Avrupa'da da olduğunu biliyoruz. Bu kadar seyahatin kolaylaştığı bir çağda bu tür hastalıkların bir ülkeden öbür ülkeye yayılmasını önlemek zor. Biz kendi planımız çerçevesinde ciddi tedbirler aldık" diye konuştu.
Hastalığın görüldüğü ülkelerden Türkiye'ye seyahat eden herkesin havalimanlarında kontrolden geçirildiğini belirten Sağlık Bakanı, şunları söyledi:
"Geldikleri uçaklarda belli formlar dolduruyorlar, havalimanında termal kameralarla, vücut ısıları da tespit edilerek vücut ısısı yüksek olan, grip belirtisi gösteren kişiler muayeneden geçiriliyorlar. Gerekli görülürse bir hastaneye sevk edilerek gözetim altında tutulabilecekler. Şu anda bu uygulamayı yapıyoruz. Vatandaşlarımıza, hastalığın görüldüğü ülkelere gitmemeleri tavsiyesinde bulunuyoruz. Zorunlu bir durum olmadıkça bu seyahatlerini ertelemelerini öneriyoruz. Zorunlu bir durum olursa, gittikleri ülkelerde tedbir almaları gerekiyor."
BİLGİLENDİRME TOPLANTILARINA AĞIRLIK VERİLECEK
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bu konuda basına da büyük görevler düştüğünü söyledi. Düzenlediği toplantının ana amacının; basının iletişim kanallarının bu konuda topluma yardımcı olmasını sağlamak olduğunu belirten Akdağ, "Planımızın içinde bu da var. Bu toplantıyı bunun için tertipledik. Basından, halkımızın konu hakkında daha doğru bilgilendirilmesi, güncel olarak meselenin takibi açısından yardım istiyoruz. Bakanlık olarak, günlük olarak sizleri bilgilendiren bir sistemimiz var. Bunu aksatmadan devam
ettireceğiz. Hem sözlü, hem yazılı. Uzmanların da bu toplantılarda cevap verebileceği biçimde günlük bildirimlerimize devam edeceğiz. Gerekirse günde birden fazla bu bilgilendirmeleri yapacağız. Bakanlığımızda özel bir büro oluşturduk. Gerek telefonla, gerek doğrudan müracaat ederek, gerek internet yoluyla basın mensuplarımızdan, dileyen bütün arkadaşlarımıza günün 24 saatinde bu hususta gerek genel bilgi, gerekse olayın güncel durumuyla ilgili bilgi vereceğiz. Biz virüsün Türkiye'ye girmesini geciktirmek
için, imkan olsa hiç sokmamak için elimizden geleni yapacağız. Zaman da kazanmış oluyoruz" açıklamasında bulundu.
ÖNCE TEMİZLİK
Bakan Akdağ, vatandaşların da gribe karşı nasıl korunacaklarını iyi bilmelerinin önemli olduğunu vurguladı. Domuz gribine karşı alınabilecek önlemlerin oldukça basit olduğunun altını çizen Akdağ, "Hasta olan kişiler, evlerinde kalmalılar. Mecbur olmadıkça toplumla temastan kaçınmalılar. Bunu toplumsal bir görev olarak görmeleri gerekir. Biz kendimizi korumak için; çok kalabalık ortamlarda bulunmaktan kaçınmalıyız. İnşallah virüs Türkiye'ye hiç gelmez, gelirse seri tedbirler almak durumunda kalabiliriz.
Okulların tatil edilmesi gibi tedbirler olabilir. Öksüren insanların toplumu korumak açısından yapabilecekleri çok basit ama önemli bir iş var. Bir mendille öksürürken ağızlarını kapatıp, mendili de çöp kutusuna atmak. Ellerimizi sıkça yıkamanın da salgının hızını azalttığını biliyoruz. Ellere bulaşan virüslerle de salgının hızlı yayılabildiğini biliyoruz" dedi.