KARABULUT, DOĞU EKONOMİSİNİ ANALİZ ETTİ
İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Kerem Karabulut, doğudaki öncelikli sektörler konusunda ERZURUM gazetesine özel değerlendirmelerde bulundu. Fakültelerinin doğudaki firmaların ihracatla ilgili sorunlarını da analiz ettiğini belirten Karabulut, bu konudaki en önemli sorunun bürokratik engellemeler olduğunu kaydetti.
İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Kerem Karabulut, doğudaki öncelikli sektörler konusunda ERZURUM Gazetesine özel değerlendirmelerde bulundu, fakültelerinin doğudaki firmaların ihracatla ilgili sorunlarını da analiz ettiğini belirten Karabulut, bu konudaki en önemli sorunun bürokratik engellemeler olduğunu kaydetti.
BÖLGE ÇOK ÖNEMLİ POTANSİYELLER BARINDIRIYLOR
Doğu Anadolu Bölgesinin önemli potansiyeller barındırdığını ifade eden Karabulut, “Aslında Doğu Anadolu Bölgesinin belki de hiçbir bölgede olmayan çok önemli potansiyelleri var. Sorun bunların nasıl kullanıldığı ve bundan sonra nasıl kullanılacağındadır. Bölgenin kalkınmasında lokomotif görevi üstlenecek temel üç potansiyel var:. Bunlar;ticaret,tarım ve hayvancılık,turizm komşu pazarlara yönelik Kamu destekli endüstriyel üretim ve pazarlama.Bu potansiyellerden son üçüne kısaca değinip ticaret konusunu biraz açmakta fayda vardır. Bildiğimiz gibi Doğu Anadolu Bölgesi bir tarım ve hayvancılık bölgesidir. Bölgenin coğrafi yapısı ve iklim koşulları bunu ön plana çıkarmaktadır. Bu nedenle, mevcut bu potansiyel geleceğin flash bir konusu olarak gözüken “organik tarım” yönünde kullanılırsa kalkınmaya önemli katkı yapabilecektir. Çünkü organik tarım için bozulmamış bir potansiyel vardır.
Ayrıca, tarım ve hayvancılıkta verimliliği artırmak için ıslah edilmiş tohum ve ırkların kullanılması önem arz etmektedir. Bunun için devlet teşvikleri ve etkin uygulanması önemlidir. Yine, bölgenin coğrafi yapısı ve tarihi, turizmin geliştirilmesi açısından önemlidir. Örneğin, kış turizmi açısından bölge ilerinin neredeyse hemen hepsinde kayak yapılabilmekte ve Ağrı dağı gibi bir potansiyel bu bölgede bulunmaktadır. Ancak, kaynakların varlığı önemli ama daha önemlisi bu kaynakların etkin kullanılmasıdır. Turizm açısından, tarihi varlıklar, kaplıca turizmi ve yayla turizmi gibi potansiyeller bölgede değerlendirilmeyi bekleyen potansiyellerdir.
Önemli bir kalkınma aracı olabilecek husus ise, kamunun desteğiyle SSCB’den ayrılan Cumhuriyetlere ve İran’a yönelik bölgede endüstriyel üretimin gerçekleştirilmesidir. Bunun için yoğun kamu desteğine ihtiyaç vardır. Çünkü, bölgedeki müteşebbislik anlayışı, sermaye birikimi, teknolojik birikim ve en önemlisi de beşeri sermaye kamu desteği olmadan bunları gerçekleştirecek güçte değildir” dedi.
DIŞ TİCARET AVANTAJI İYİ DEĞERLENDİRİLİMELİ
Bölgede önemli bir dış ticaret potansiyeli olduğunu belirten Karabulut, “Bölgede tarihi gelişmeler sonucu en yeni ortaya çıkan potansiyel ise, “yeni dünya düzeni” dediğimiz dönemin keskin başlangıcı olan 1990’lı yıllarda SSCB’nin dağılmasıyla ortaya çıkan dış ticaret avantajıdır. Bu gelişme doğrultusunda, Türkiye’nin 1990 öncesinde hiçbir sosyal, siyasi ve ekonomik ilişkisinin olmadığı, Bölgenin sınır komşusu olan Azerbaycan Nahcivan Özerk Cumhuriyeti, Gürcistan ve Ermenistan ile ticari ve diğer ilişkilerini geliştirme yolu açılmıştır. Bu anlamda diyebiliriz ki, bölgenin iktisadi anlamda bu cumhuriyetlerle yaşanan ve gelecekte yaşanacak en önemli avantajı ticarettir. 2005 yılında bu cumhuriyetler ve İran ile yaşanan ticari gelişmeleri test etmek amacıyla bir saha araştırması yaptım ve bunu kitap haline getirdim. Ayrıntıları öğrenmek isteyenler İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemizden çalışmayı temin edebilirler. Bu çalışmayla, bölgeye komşu ülkelerle ticareti test etmek için, komşu ülkelerle ticaret yapan 116 firmayla anket yaptık. Yaptığımız bu saha araştırması sonuçlarına göre, bölgedeki ticari faaliyetlerde yaşanan en önemli üç problemin; Bezdirici bir yoğunlukta evraka dayalı işlemlerin olması yani bürokrasi, Sınır kapılarındaki altyapı yetersizliği ve yüksek vergi ve fon kesintilerinin olduğu anlaşılmıştır. Türkiye geneli için de önemli bir sorun olan bürokrasi bölge ticaretinin gelişimi önündeki önemli bir engel olarak görülmektedir. Oysa, daha önce değindiğimiz gibi, 1990 sonrası dönemde bölgede yakalanan en önemli fırsatlardan birisi, üç yeni cumhuriyet ile ticaret yapma olanağının yakalanmasıdır. Üstelik ticaret yapılacak ülkelerin gelişmişlik düzeyi Türkiye’nin gerisindedir. Yani , bu ülkelere daha fazla satıp daha az alma durumu mevcuttur. Bu potansiyel uzun dönemli hedef ve beklentilerle iyi değerlendirilebilirse, gelecekte bölgenin kalkınmasının lokomotifi, bölgedeki ticaret olabilecektir” dedi.