İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Karabulut,
DOĞU ANADOLU'DA İŞSİZ SAYISI ARTIYOR
Atatürk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Karabulut, bölge ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.Karabulut, enflasyon konusunda yaptığı değerlendirmede "Eğer çoğunlukla fiyatları düşen ürünler alınıyorsa enflasyon düşüşünün 2006 yılında olumlu katkısı olacağını söylemek zordur. Örneğin, tarımsal ürünlerin fiyatları düşme eğiliminde olmasına rağmen, tarımsal üretimde kullanılan mazotun fiyatı sürekli artmaktadır. Eğer sadece tarımsal ürünler değerlendirilirse, fiyatların düştüğü ortaya çıkacaktır" dedi.
Atatürk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Karabulut, tarım sektörünü olumsuz etkileyen enflasyon olgusunun çözümünün petrol fiyatlarının seyrine ve döviz kuruna bağlı olduğunu ifade etti.
Karabulut, "Türkiye için önemli sorunlardan bir olan enflasyon olgusunun 2006 yılı için problem olması beklenmemektedir. 2005 yılında %8,1 olarak gerçekleşen enflasyon oranının, 2006 yılında % 5,0 olarak gerçekleşmesi hedeflenmektedir. Enflasyondaki gerileme süreci 2001 yılından itibaren devam etmektedir. Enflasyon oranları; 2001 yılında %68,5, 2002 yılında %35, 2003 yılında %20, 2004 yılında %12, 2005 yılında %8,1’dir. Buna göre 2006 yılında enflasyon oranı düşecektir. Ancak Türkiye’de enflasyon oranının düşüşünde şu iki konunun aydınlatılması gerekmektedir; birincisi düşen enflasyon üretim artışından mı yoksa satınalma gücündeki düşüşten mi kaynaklanmaktadır? Eğer üretimin artması buna sebepse gelişme olumludur. Aksi durum da, bu düşüşün bir anlamı yok, hatta olumsuz bir göstergedir. ikincisi enflasyon oranını ölçmek için kullanılan ürün sepetine dahil edilen ürünler rasyonel midir? Eğer çoğunlukla fiyatları düşen ürünler alınıyorsa enflasyon düşüşünün 2006 yılında olumlu katkısı olacağını söylemek zordur. Örneğin, tarımsal ürünlerin fiyatları düşme eğiliminde olmasına rağmen, tarımsal üretimde kullanılan mazotun fiyatı sürekli artmaktadır. Eğer sadece tarımsal ürünler değerlendirilirse, fiyatların düştüğü ortaya çıkacaktır.Ancak sebep ne olursa olsun enflasyondaki gerilemenin ekonomiye olumlu yansıması beklenmelidir. Her şeyden önce bu düşüşün pozitif yönde bir psikolojik etkisi ve yabancılar nezdinde de güvenilirliğe katkı yönünde etki yapabileceğini söylemek mümkündür.2006 yılındaki enflasyon hedefinin tutturulması, daha çok petrol fiyatlarının seyrine, döviz kuruna ve belli sektörlerdeki fiyat katılıklarına bağlı olacaktır" dedi.
İŞSİZLİK EN ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRİSİ
Doğuda önemli bir sorun olan işsizliğin önemli oranda artığını belirten Karabulut, "Büyüme ve enflasyondaki olumlu gelişmelere rağmen, yaklaşık %10’larda seyreden bir işsizlik oranı Türkiye ekonomisinin en önemli çıkmazlarından birisidir. Üstelik işsiz olan insanların büyük bir bölümünün yüksek öğretim kurumlarından mezun nüfus olması, beşeri sermaye ile kalkınma ilişkisinin Türkiye’de gerçekleştirilemediğini göstermektedir. Üniversite mezunlarının yaklaşık %35’i iş bulamamakta ve bu oran artış yönünde bir seyir izlemektedir. Bu kadar yüksek işsizlik oranında sorunsuz bir ekonomik düzen oluşturulması güçtür. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, Türkiye’de kısa dönemde toplumsal çalkantıların yaşanmamasının temel sebeplerini şu maddelerle özetlemek mümkündür.Nüfusun yaklaşık %30’unun tarım kesiminde olması ve bu sektörün yaşamayı devam ettirmeye yönelik bir üretim özelliğine sahip olması. Kısaca “öztüketim” olayının yaygınlığı.Sosyo-kültürel yapı. Yani, Toplumdaki dayanışma ve yardımlaşma duygusunun güçlü olması.Eğitim düzeyinin düşüklüğü ve kanaatçi bir toplumsal yapının varlığı. Bu temel sebeplerle yüksek işsizlik yaşanan Türkiye’de işsizlikten kaynaklanan sorunlar gündeme gelmemektedir. Ancak bu sürecin her zaman devam etmesi kolay olmayabilir. Bu nedenle, işsizliği azaltıcı politikalar üretilmesi hükümetlerin en önemli sorunudur denilebilir. Bu nedenle, şimdiden 2007 yılını işsizlikle mücadele yılı olarak ilan edip, bu doğrultudaki uygulamalar ön plana çıkarılmalıdır" dedi.
TERÖR EKONOMİ İLİŞKİSİ
Türkiye’de 20 yıldan fazla bir süredir yaşanan terör faaliyetinin ekonomik istikrara etkileri hakkında açıklamalarda bulunan Karabulutt, " Ekonomik istikrarı olumsuz etkilemektedir. Son dönemlerde yaşanan terör faaliyetlerinde artış olduğu gözlenmektedir. Ekonomiyi olumsuz etkileyen zararlı bir faaliyet olan terör olgusu, iki yönlü etkide bulunur.Ülke içinde, kamu harcamalarında verimsiz bir artışa sebep olarak yatırımların yapılmasına engel olur. Ülke dışında da, güven zedelenmesine yol açarak yabancı sermaye girişini engeller veya mevcutların kaçmasına yol açar. Bu nedenle, Türkiye’deki terör faaliyetinin milli çıkarlar çerçevesinde ivedilikle çözülmesi gerekmektedir. Ancak ekonomiyi yakından ilgilendiren bu sorunun çözülmesinde başarılı olunduğu söylenemez. Bu sorunun 2006 yılında devam edeceği söylenebilir. Ancak, son günlerdeki ABD ve İran ile işbirliği içerisinde terör örgütüne yönelik sağlanacak başarılar, ekonomik istikrara olumlu katkı yapabilecektir. Ancak, bu konudaki başarının, hem bölgede hem de Orta Doğunun tamamındaki istikrara ve barış ortamına bağlı olduğu da unutulmamalıdır. " diye konuştu.