Ermemin mezalimiyle ilgili araştırmalarını kitaplaştırdı
Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz, Ermenilerin katlettiği Türklerle ilgili, 150 öğrencisiyle birlikte derlediği anıları bir kitapta topladı.
Ermenilerin vahşetini yaşamış 200 Türkün anılarını daha önce yaptığı bir çalışmayla kitap haline getirdiğini hatırlatan Solmaz, Türkiye'de ilk defa Ermeni katliamına maruz kalanların çocuk ve torunlarına anlattıkları anıları derlediklerini ifade etti.
İkinci kuşağın belleğinde yer eden Ermenilerin Türklere uyguladığı katliamla ilgili anıların birçoğunun insanları ürkütücek kadar vahşi ve acımasız olduğuna dikkati çeken Solmaz, şunları söyledi:
''Ermeni vahşetini en fazla yaşayan illerin başında gelen Erzurum'da ikinci kuşaktan görüştüğümüz 370 kişinin bu vahşetle ilgili dinledikleri anıları derledik. Ermeniler, soykırım yalanlarını kabul ettirmek için hayal mahsulü anıların yer aldığı bu tür 600 kitap hazırlamışlar. Bu yalan dolu kitaplarla dünyanın birçok yerinde insanları kandırmaya çalışıyorlar. Bizde ise bu tür kitap sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.''
VAHŞET DOLU ANILARDAN
150 öğrencinin Erzurum ve ilçelerinde yaptığı çalışmada derlediği vahşet dolu ikinci kuşak anılarından bazıları şöyle:
Ali Rıza Cengiz, dedesi Ahmet Cengiz'den dinlediği korkunç katliamı şöyle anlatıyor: ''Ermeniler, Türk askerlerinin geldiğini duyunca çocuk, kadın ve yaşlıları (size yiyecek dağıtacağız) diye ahırlara doldurup yakmışlar. Bazı genç kız ve kadınları da çiviler çakarak öldürmüşlerdi. Gördüğümüz manzara mide bulandırıcıydı. Birçok asker bu manzaraya dayanamayıp köy dışına çıkmıştı.''
ÇOCUKLARI DİRİ DİRİ DİREĞE ÇAKMIŞLAR
Ermenilerin Türkleri katlettiğinde 15 yaşında olan ve iki parmağını kaybeden babası Şeref Ceylan'ın anlattığı korkunç katliamı Lütfettin Ceylan, şöyle aktarıyor:
''Ailemin bütün fertlerini toplamışlar. Katledecekleri yere götürürken babamın amcaları olan Mehmet ve Şükrü adlı iki akrabamızı süngüleyerek öldürmüşler. Götürdükleri samanlıkta çocukları diri diri çivilerle duvara çakmışlar. Babamın dedesinin kafasına balta vurarak katletmişler. Babam ise samanlıkta katlettikleri insanların cesetleri altına saklanmış. Herkesin öldüğünü anlamak isteyen Ermeniler, ölenleri süngülüyorlarmış. Babamın da bu esnada iki parmağı kesilmiş. Ama ses çıkaramamış. Ermeniler gittikten sonra babam cesetlerin altından çıkmış.''
SU KUYUSUNDA SAKLANARAK KURTULMUŞLAR
Ermenilerin Tımar köyünde yaptıkları katliamla ilgili Ali Yazıcı'nın anlattıkları ise tüyler ürpertici:
''Birkaç köyün halkını bizim köyde toplamışlar. Bunların yarıdan fazlası çocukmuş. Getirip köydeki büyük bir binada insanları yakmışlar. Resmi kayıtlara göre köyümüzde katledilenlerin sayısı 550 fakat çok daha fazla olduğunu büyüklerimiz anlattı. Burada yakılanlardan birisi de babaannemmiş. Yakılarak katledilmekten üç işi kurtulmuş. Birisi dedemin amcasının hanımı Fikri ile iki kadın. Bunlar da binadaki su kuyusuna girerek yanmaktan kurtulmuşlar.''
HER YERDE KAFALAR KOLLAR
Muzaffer Hertevli ise Erzurum şehir merkezinde yaşanan katliamın görgü tanığı babasının anlattıklarını, şöyle aktarıyor:
''Ailemiz Mahallebaşı semtinde oturuyorlarmış. Ermeniler orda gördükleri Türklere hakaretler edip, manevi değerlerine küfrediyorlarmış. Buna karşı çıkanlara ise çeşitli işkenceler yapıyorlarmış. Babam bu radar karşısında kaçmış saklanmış. Türk askeri şehre girdiğinde babam ortaya çıkınca gördüğü manzara karşısında şok olmuş. Her tarafta Ermenilerin kestiği Türklerin kafaları, kolları, bacakları varmış.''