Erzurum’da, 1800’lü yılların sonuna doğru klasik mimarideki üslup değişikliğine, önce okullarda rastlanmaya başlandığı bildirildi. Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. A. Murat Aktemur, Erzurum’da 1877 yılından başlanarak, klasik mimari anlayışta üslup değişimine rastlandığını söyledi.
MİMARİ ŞAHESERE OKULLAR
Bu üslup değişiminin Erzurum’daki en belirgin örneklerinin okullar olduğunu kaydeden Aktemur, özellikle de ısıtma sistemleriyle bazı okulların eşi ve benzerinin bulunmadığını dile getirdi.
Erzurum Lisesi, Nenehatun Kız Lisesi, Yavuz Selim Anadolu Öğretmen Lisesi, Şair Nef’i İlköğretim Okulu, Kültür Kurumu İlköğretim Okulu, Tatbikat İlköğretim Okulu, Gazi Ahmet Muhtar Paşa (GAMPİ) İlköğretim Okulu, Sanat Okulu ve Merkez İlköğretim Okulu’nun, 93 Harbi’nin ardından değişim gösteren mimari üslubun en güzel örneklerinden olduğunu anlatan Aktemur, “Bu okullar taş yoğunluklu mimari yapılı ve karakteristik özellikler gösteren yapılardır” dedi.
OKULLARIN MİMARİ YAPISI
Adı geçen okulların, sahip oldukları mimari özellikleri dolayısıyla eşi ve benzerlerinin bulunmadığını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. A. Murat Aktemur, özellikle de duvar içlerinden geçirilen baca sisteminin, ısıtma tekniğinin ne kadar ince düşünüldüğünü göstermesi bakımından önemli olduğunu dile getirdi.
Yrd. Doç. Dr. Aktemur, “Özellikle dikdörtgen formlu dar kapılar, yüksek tutulmuş kapı ve pencereler, pencere sövelerinde bir içe, bir dışa doğru düzgün yerleştirilmiş kesme taşlar, bu okulların karakteristik özellikleridir. Katlar arasında yatay olarak düzeyler, cephede denge simetriği sağlayan unsunlar olarak görülür. Açıklıkların üzerini kapatan kasık kemerlerin kilit taşları dışa taşkın olup, yanlardaki taşlar sağa, sola ve yere ‘V’ olarak yerleştirilmiştir” diye konuştu.
OKULLARA KURULAN ISITMA SİSTEMLERİNİN BENZERİ YOK
Okulların, ısıtma sistemleri bakımından çok ciddi mimari örnekler arasında bulunduğuna dikkati çeken Aktemur, duvar aralarından geçirilen baca sistemiyle, ısının hem mekana, hem de duvarlara dağıtılmasının tasarlandığını belirtti. Şömine mantığı taşıyan ısıtma sisteminin, iki duvarın birleşim noktasına yerleştirildiğini anlatan Aktemur, “Bu yapılarda ocak kısımları son derece dekoratif olarak tanzim edilmekle birlikte, Erzurum’un çetin kış koşulları göz önünde tutularak tasarlanmıştır” dedi.
BALTIK MİMARİ STİLİ
Aynı okulların, pencere ve kapıları ile de Baltık mimari üslubunu yansıttıklarını anlatan Yrd. Doç. Dr. Aktepe, geçmiş dönemlerde inşa edilen her bir yapının, sanki de geleceğe bilgi aktarma amaçlanarak yapıldığına işaret etti.
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. A. Murat Aktemur, söz konusu okulların sahip oldukları bu mimari özelliklerin korunması çağrısında bulunarak, şöyle dedi: “Günümüzde çok acımasız biçimde betonlaşıyor, kültür ve sanat tarihi olan birçok değerimizi feda ediyoruz. Sanatsal açıdan tarihi öneme sahip eski evlerimiz, camilerimiz ve okullarımıza mutlaka sahip çıkalım, onları gelecek nesillere aktaralım”