Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hamza Gündoğdu, Çifte Minareli Medrese’de yürütülecek olan restorasyon projesi hakkında bilgiler verdi. Gündoğdu, “Çifte Minareli Medrese için hazırlanan rapor ve restorasyonu için alınan karardan sonra devletin burası için harekete geçmesi elzem hale gelmiştir.” dedi.
//RESTORASYON TARTIŞMALARI
Restorasyonu konusunda çeşitli tartışmaların hedefi haline gelen Çifte Minareli Medrese’de, tek başına değil, entegre bir proje uygulanacağı bildirildi. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü ve aynı zamanda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı olan Prof. Dr. Hamza Gündoğdu, Çifte Minareli Medrese’de yürütülecek olan restorasyon çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Çifteler’in restoresi için tek bir proje uygulanmayacağını, yürütülecek olan çalışmaların entegre özellik taşıyacağını vurgulayan Gündoğdu, “Tarihi Çifte Minareli Medrese için hazırlanan restorasyon projelerinde; zemindeki titreşimlerden nem durumuna, çinilerden taşların oksitlenmesine varıncaya kadar birçok teknik ayrıntı göz önünde bulunduruldu. Restore için hazırlanan ve büyük bir hassasiyetle incelenen projeler için Kurul’dan onay çıktı, bu saatten sonra devletin bu işten geri adım atması mümkün değildir. Medresede restorasyon yapılması artık kaçınılmazdır, elzemdir.” ifadelerini kullandı.
//PROJE HAZIRLIK SÜRECİ HASSAS BİR BİÇİMDE İŞLETİLDİ
Çifte Minareli Medrese’nin restore edilmesi için aylar önce başlatılan hazırlık süreci hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Hamza Gündoğu, “Tarihi medresenin bakım ve onarım işine sıradan bir olaymış gibi bakmak bir kere çok yanlış. Hazırlanan projelerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sürecinde, her biri alanında uzman bilim insanları, sanat tarihçileri ve mimari alanda otoriter kabul edilebilecek kişilerden bir bilim kurulu oluşturduk. Hazırlanan entegre projeler bir bir incelendi, değerlendirildi. Daha sonra bu projeler birleştirilmek suretiyle Kurul onayına sunuldu. Yani süreç oldukça hassas bir biçimde işletildi.” diye konuştu.
Çifte Minareli Medrese’de, zemin titreşimlerinden, taş yüzeylerinin oksitlenmesine, çinilerin sağlamlaştırılmasından, duvarların rutubetine kadar kapsamlı bir proje hazırlığının yapıldığına dikkati çeken Gündoğdu, bu ve bunun gibi daha bir çok soruna karşı önlem alınmak amacıyla entegre projeler hazırlandığını ifade etti. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun onayından geçen bu projeler sonucunda Çifte Minareli Medrese’de yapılacak restorasyon çalışmasının kaçınılmaz bir boyut kazandığını belirten Gündoğdu, “Burada amaç, Erzurum’un adeta sembolü olan bu ihtişamlı eseri, aslına uygun biçimde onarmak ve gelecek nesillere armağan edebilmektir.” dedi.
//ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE’NİN TARİHÇESİ
Çifte Minareli Medrese'nin kitabesi olmadığından, gerçek adı ile ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Kuvvetli ihtimal Medrese’nin 1250'li yıllarda Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubad'ın kızı Hüdavent Hatun tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Bu nedenle medrese Hatuniye Medresesi diye de adlandırılmaktadır. Selçuklu mimarisinin en önemli eserleri arasında yer alan Medresenin, 13`üncü yüzyılın sonlarında yaptırıldığı sanılıyor. Osmanlı Padişahı 4`üncü Murat`ın emri ile bir süre `Tophane`, daha sonra da `Kışla` olan medrese, 1942-67 yılları arasında Erzurum Müzesi, günümüzde ise sergi salonu olarak kullanılıyor. 35x 46 metre ebatında ki 2 katlı, 4 eyvanlı ve açık avlulu medresenin zemin katında 19, 1. katında 18 oda bulunuyor. Avlu 26 x 10 metre ölçülerinde 4 yönden evraklarla çevrili medresenin sütunların çoğu silindirik, 4 sekizgen gövdeye sahip. Medresenin bezemesinde kullanılan geometrik motifler, Selçuklu taş süslemesindeki örnekler olarak gösteriliyor. Taç kapıdaki panolarda palmiye (hayat ağacı), iki başlı kartal ve altta iki ejder figürü yer alıyor. Güney eyvanın dış duvarlarına bitişik olarak yapılan iki katlı kümbetin gövdesi 12 köşeli. Kümbetin üstü dıştan külah, içten kubbe ile örtülü olarak bulunuyor. Medrese, 2002`de Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilmişti. 2006`da medrese yeniden Vakıflar Genel Müdürlüğü`nün sorumluluğuna verildi.