Erzurum tandır evi, artık göçmemeye karar vermiş, zamana meydan okumak için topak çadırını bu kez taş, ahşap ve toprakla inşa etmiş insanların, yerleşme serüvenini anlatıyor.
Erzurum evlerinde doğup büyüyenler geceyi ister tandır sekisinde ister kendi odasında geçirsin, günün ilk ışıkları ile tandır başında yerini alır. Güneşin yüzünü göstermesiyle evde başlayan hareketliliğin merkez noktası olan tandırda ekmek ve yemek pişirilip su kaynatılırken hemen yanı başındaki alanda ise sohbetler edilir. Şehir şebeke suyunun olmadığı dönemlerde bir çok evin akan çeşmesi bulunur, bütün evlerin tandır bölümüne taştan oyulmuş su hazneleri konurdu. Tandırların komşusu olan nakış nakış işlenmiş taş hazneli su depolarına cakkıl denen omuzluklarla taşınan suyla dolan taş hazneler bir muslukla, sularını önüne yerleştirilmiş taş kurunlara akıtır.
Bahçeli evlerin yerini apartmanlara bıraktığı bu günlerde artık sadece köylerde varlığını devam ettiren tandırlar, annelerinden öğrendikleri biçimiyle bayanlar tarafından kullanılıyor. Tandırda ekmek pişiren bayanlar kültürlerini yaşatmaya devam ederken, komşularıyla bir araya gelip sohbet etme imkanı bularak sosyalleşmelerini sürdürüyorlar.