“Öyle ümit ediyoruz ki Kıbrıs Hükümeti, adadaki anormal durumu takdir ederek her gün karşılaştığımız müşküllerden bizi bir an evvel kurtarmanın çaresi olan ticaret serbestisini iade edecektir. Aksi takdirde Türk halkının muhtaç olduğu birtakım lüzumlu maddelerden mahrum kalması; onu yalnız ticari sahada değil yükselme, Rum boyunduruğundan kurtulma hamleleri karşısında da büyük imkansızlıklarla karşı karşıya getirecektir. ” 1958

 

    Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

                Eşitsizler arasında yapılan Kıbrıs müzakere sürecinde yaşanan olumsuzluklara karşın yine de umutlu bir beklentinin olduğu söyleniyor. İnsanların umutlarını canlı tuttukları sürede, yaşama bağlı kalıyor ve başarılı oluyorlar. Umutların tükendiği noktalarda ise yeni umutların yeşerdiği ortamların da oluşması yaşamın en güzel bir anı veya parçası oluyor. Ülkeler arasında da sorunların ve uyuşmazlıkların yaşanmadığı dönemlerde benzer durumlar yaşanıyor. Buna karşın hiç sorunsuz olan ülkeler arasında bile düzgün ilişkilerin olmadığı da biliniyor.

                Kıbrıs uyuşmazlığında gelinen nokta da geleceğe yönelik olarak fazladan umutlu olmadığımızı yinelemek istiyoruz. Uzun süre mendil büyüklüğündeki ülkenin Dışişleri Bakanlığını yürütmüş olan Bay Yannakis Kasulides, şu sıralarda Avrupa Parlamentosu üyesidir. Geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamasında, “müzakereler için karamsarım. BM’in bu güne kadar ortaya koyduğu çözüm önerileri, her zaman uygulanması zor ve karışık plan metinleri olmuştur. Bunun yanı sıra iki toplum liderlerini motive edici, ortak bir ortam yaratamamaktadır.” diye konuşuyordu.

                Yukarıda adı geçen kişinin ülkedeki deneyimli siyasetçilerinden olduğu gerçeğini yadsımak olanaklı değildir. Bay Kasulides, ilk kez bir Rum siyasetçi olarak açıkça Türklerin içinde bulunduğu durumunda adil olmadığına vurgu yapıyordu. “Müzakerelerin AB nezdinde devam etmesinin liderleri motive edeceğini de” kayda geçiriyordu. Yukarıda da kaydettiğimiz gibi aklı başında bir siyasetçi olarak kabul edilen Bay Kasulides ülkesinin önde gidenlerinin BM önerileri çerçevesinde uyuşmazlığın çözülemeyeceği için AB’ne koştular. Kapısı dururken bacadan indikleri için uyuşmazlık içinden çıkılamaz bir noktaya koşar adım ulaştı. Rum siyasetçilerin ılımlısı olarak kabul edilen Bay Kasulides bu düşüncede ise geridekilerini düşünmek bile istemiyoruz.

                Mendil büyüklündeki ülkenin 01 Mayıs 2004 gününde AB üyeliğinin kesinleştiği günde Yunanistan Başbakanı olan Bay Simitis; “Bu kararla Enosisi gerçekleştirdik” diye konuşuyordu. Aradan geçen süreçte beklentilerinin tam olarak gerçekleşmediği için görüşme trenini BM’den ayırarak AB ternine doğru yönlendirerek Bay Smitis’in isteğini pekiştirmek istiyorlar.

                Adaletsizlik ve eşitsizliğe son verilmesinden söz edenlerin daha gerçekçi bir tutumu ortalık yerlere koymak gibi bir yükümlülükleri vardır. 1950’li yıllardan günümüze gelinceye dek uyguladıkları kural ve yasadışı ambargoların kaldırılmasına öncülük etmeleri gerekiyor. Bütün bu uygulamalara karşın Kıbrıs Türklerini teslim alamadılar. Önümüzdeki süreçte de teslimiyet oldukça zor görünüyor.

                BM treninden inerek AB trenine bindikleri noktada bile uyuşmazlığın çözülemediği biliniyor. O zaman trenler arasında koşuşmadan uyguladıkları ve uygulattıkları ambargoları kaldırmaları gerekiyor mu ne…

                SEVGİ ile kalınız…