ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Erzurum’da UDYS hayata geçiriliyor
Erzurum’da UDYS hayata geçiriliyor
Öğrenciler piknikte buluştu
Öğrenciler piknikte buluştu
Kutlu Vanspor’dan ayrılıyor mu?
Kutlu Vanspor’dan ayrılıyor mu?
Erzurumspor'da 11 futbolcu gitti, 2 futbolcu geldi
Erzurumspor'da 11 futbolcu gitti, 2 futbolcu geldi
Tes - İş'ten toplu sözleşme tepkisi
Tes - İş'ten toplu sözleşme tepkisi

Ahmet Göksan

Tıkaçlı Çözüm..
23 Mayıs 2009 Cumartesi

Yüz yıllarca birbirleri ile savaş yapmış olan ülkeler, sonunda ortak bir zeminde buluşabilmenin çabalarını sürdürüyorlar. Bu süreçte, ilkin sayısal olarak azınlıkta idiler.

Sayıları arttıkça da isimlerini değiştirerek günümüze dek geldiler. Kömür Birliği diyerek ortalık yere çıkanlar, şimdilerde AB olarak dünyaya nizam vermeye çalışıyorlar.

Kuruluş döneminde altı ülkeden oluşan bu ortak hareket, genişleyerek yirmili rakamlara ulaştılar. Buna karşın ilk girenlerle daha sonraları bu kervana katılanlar arasında ayrımcılığın yaşanmakta olduğu biliniyor. Bu ayrımın temelinde kendi emperyal çıkarlarının yatmakta olduğunu söylemek istiyoruz.

Emperyal amacın öne çıktığı noktada ortaklığın çatırdaması da son derece doğaldır. Şu anda yaşanmakta olan ekonomik krizin temelinde de bu olgunun yattığının görülmesi gerekiyor. Bu ülkelerce kurulan kapitalist sistemin çöktüğünün de kabul edilmesi gerekiyor.

Sıkıntının ana kaynağı bu olsa gerek.

Dünyada dengeleri alt üst eden ekonomik krize karşı korumacılığın da ortalık yerden kalktığı görülmektedir.

AB’ne sonradan katılanlar bu sıkıntıyı en çok çeken ülkeler oluyorlar. Kendi göbeğini kesecekleri gelişmeler yaşanıyor. Bu noktada birlik ruhunun nane ruhu gibi buharlaştığı gerçeği yaşanmaktadır.

AB’nin ana omurgasını oluşturmakta olan bu ülkeler, NATO’nun da üyesi oldukları için 1964 yılında benzer uygulamayı Türkiye’ye karşı uygulamaktan geri durmamışlardır. Bu gelişme karşısında dönemin Başbakanı İsmet İnönü, “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye’de bu dünyada yerini alır” diyerek onurlu duruşunu gösteriyordu.

Önümüzdeki Haziran ayında yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde işler kızışmakta ve tansiyon yükselmektedir. 

Almanya’da Eylül ayında da Federal Meclis seçimlerinin yapılacak olması ise tansiyonun iyice yükseleceğini göstermektedir.

Daha önceleri Yunanistan’da yaşanan Türkiye karşıtlığı, şimdilerde AB ülkelerini de sarmış durumdadır. Sorunları çözemedikleri ve kısırlık çektikleri anlaşılan siyasetçiler, saldırıdan yardım umar duruma düşüyorlar. Böylelikle de kendi acizliklerini halklarının onayına sunmuş oluyorlar.

Bayan Merkel ile Bay Sarkozy, ülkelerindeki aşırı sağcı oyları alabilmek adına Türkiye’ye saldırıyorlar. Tam üyelik yerine ayrıcalıklı ortaklık öneriyorlar. Konuya ilişkin olarak Fransız Le Figaro gazetesinde 06 Mayıs 2009 gününde ilginç bir değerlendirme yapılıyor.

Paul – Henri du Limbert  yazısında, AB’ni ekonomik bir dev, siyasi bir cüce olarak tanımlıyordu. Yazıda, AB’nin yıllardır sürdürmekte olduğu düşünce tembelliğine Sarkozy’nin son verdiği belirtiliyor. Buna örnek olarak da Türkiye’ye olan yaklaşımını gösteriyor.

Yazıda, “Sarkozy, yarım asırdır utanmazca yalan söylenilen Türkiye’nin yüzüne açık ve yüksek sesle ‘Türkiye’nin Avrupa’da yeri yoktur’ dedi ve Avrupa’nın sınırlarının olması gerektiğine, haklı olarak inananları rahatlattı” deniliyor.

Türkiye’nin üyeliğine karşı olmadıklarını sıklıkla yineleyen bazı birlik üyesi ülkelerin önde gidenlerinin bu noktada daha dürüst olmaları gerekiyor.

Laf salataları ile günlerini geçirmemeleri ve oyalama yapmamaları ayrı bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu gerçeklerin siyasetçilerce de bilindiğine inanmak istiyoruz.

Rumların bir süredir yapılmakta olan çözüm görüşmelerinden fazla umutlu olmadıkları biliniyor. Konuya ilişkin olarak Rum basınında ilginç yazılara rastlanmaktadır.

12 Mayıs 2009 gününde Politis gazetesinde Kiriyakos Cambazis, “Çözüm istiyor muyuz, istemiyor muyuz?” diye soruyordu.

Sürecin retçi simgelerle tüketilmekte olduğunun vurgusu yapıldıktan sonra, “Her şeyin çözüm sonrasına havale edilmesi gerekmez.

Ne yazık ki, Kıbrıs Rum toplumunun bu günkü liderliği, bir çözümü toplum tarafından kabul edilmeyecek şekilde çalışıyor.

Bu da bu günkü Hükümet grubunun dramıdır” diyordu. Olası bir referandum öncesinde Rumlar, hayır demek için hazırlanıyorlar mı ne…

Bu noktada Bay Hristofyas, Cumhurbaşkanı Talat’ın görev süresinin dolmadan adada çözüm sağlanacağını umuyor. Bay Hristofyas, “Kıbrıs’ta, Türk ve Rumlardan oluşan tek bir halk vardır ve bu iki toplum, Ada’nın egemenlik haklarına sahiptir.

Federal Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nde, tüm yönetim gücünün bölüşülmesi gerekiyor” dedikten sonra emlak konusu sonuçlanmadan çözümün olamayacağının altını çiziyordu. Ayakları suya eriyor mu ne…

Siyasi çözümlerin ömürlerinin oldukça kısa olduğu gerçeğine karşın Pasok milletvekili Anna Diamandopulos, Politis gazetesindeki açıklamasında Bay Hristofyas için, “yanlışların geçmişteki ihmallerin üzerinde durmaktan vazgeçmedi ve sabırla, iyi niyetle ve bunun yanında yaşamsal konularda ödün vermeyerek, karşı taraftan istediğimizin ne olduğunu anlatmaktan vazgeçmedi” vurgusunu yapıyordu.

SEVGİ ile kalınız…

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Erhan Yerdelen 30 Mayıs 2009 Cumartesi  02:13

Ahmet Bey, uluslararası ilişkiler konusunda kaleme aldığınız tüm yazılarınızı okumaktan ziyade, bilgi edinmek ve müstefid olmak için hafızamıza kazıyoruz. Türk Milleti'nin necip ruhunu yazılarınızda satır satır ifade ediyorsunuz. Gönlümüz, bu değerli tespitlerinizin haftada birkaç kez yer bulmasından yanadır. ERZURUM gazetesini de sizin gibi değerli bir diplomatın yazılarını sunarak, halka hizmet vermesinden ötürü tebrik ediyoruz. Kıbrıs'taki milli ruhun sizin gibi yüksek insanlara ihtiyacı var. Allah yardımcınız olsun.

Yorumu oyla      7      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM
YAZARLAR
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Yapay Zeka'ya yazdırıp "Ben yazdım" demek!
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Medeni insanın çöple imtihanı
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Adalet Meydanından Ekran Çağına
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Yeni bir sayfa, yeni bir Türkiye
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Yolun açık olsun ASELSAN
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Erzurumspor Elese de Elense de Kutlu ve Ekibine Minnettarız
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva