“Kral Marşı, Türkçeye tercüme edilip bestelendikten sonra ilkokul öğretmenlerinin sınıfa girmezden evvel çocuklarımıza onu söyletmesi mecburi idi. Bugün tattığımız milli günler, öğrenciler için istisnasız yasaklanmıştı. Okullar bu günlerde tatil yapamıyordu. Cumhuriyet Bayramı’nda okula gelmeyen öğrencinin hiçbir mazereti dinlenmiyor, hatta doktorlardan gelen raporlar bile hiçe sayılarak okuldan tart ediliyordu.” 1970

  Dr. Fazıl KÜÇÜK

            Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Yıl içerisinde ülkemizi de ilgilendiren konular başta olmak üzere olanak bulduğumuzda yaşanan olayların perde arkasını araştırdığımız diğer konuları sizlerle paylaşmış bulunuyoruz. Yıl içerisinde yayınladığım kitaplarla ilgili olarak kurumların düzenlediği söyleşilerde siz değerli okurlarla birlikte olmanın onurunu da yaşadığım için hepinize teşekkürlerimi ve sevgilerimi sunuyorum. 

Yıl içerisinde yaşanan olayların nerede ise tamamının çözüme ulaşmadan yeni yıla aktarıldığını sizlerde biliyorsunuz. 50 yılı aşkın süredir çözülmeyen veya çözülmek istenmeyen anlaşmazlıklara yenilerinin de eklendiği gerçeğini yaşıyoruz. İspanya’da ve Irak’ın kuzeyinde yaşanan bağımsızlık referandumlarının yeni yılda da çözülmesinin olanaksızlığını yaşanan tartışmalar nedeniyle kaydetmek istiyoruz. İspanya’nın Katalan bölgesinde alınan bağımsızlık kararı, geçtiğimiz günlerde yapılan parlamento seçimi sonrasında da benzer sonucu vermiştir. Alınan bu sonuçtan sonra bütün Avrupa ülkelerinin kulaklarına kar suyunun da kaçtığını rahatlıkla söylemek olasıdır. İspanya’da ortalıklara çıkan bu sonuç Avrupa’da sınırların yeniden çizilmesine de neden olabilir. Bu korkuyu aşabilmek için elbirliği ile yoğun çabaların harcandığına vurgu yapmak istiyoruz.

Irak’ın Kuzeyi’nde yaşanan siyasi depreme karşın görüşme kapısı uzlaşı adına açık bırakılıyor. Buna koşut kendi içlerinde ise kırımları yaşıyorlar. Dünyada benzeri kırımlar yaşanırken ülkesinde köşeye sıkışmış olan Bay Donald Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak yıllar öncesinde alınan karar doğrultusunda tanıdığını açıkladı. Bay Trump bu kararı ile yaşanan sıkıntı ve çatışmaların üzerine benzin dökerek yeni olayların fitilini ateşledi. BM’de yapılan oylama öncesinde üye ülkelere yaptığı tehditlere aldırmayanlar bu kararın geri alınması kararını onayladılar. Bağlayıcılığı olmayan bu kararı alan BM Genel Kurulu’nu İsrail Başbakanı Bay Neden Yahu “yalancılar evi” olarak tanımlıyor.

Oyları ile destek veren ülkelerin aldıkları bu kararın arkasında durmaları gerekiyor. Bölgede yaşanan olaylardan Filistinlilerin dışında hemen herkesin yararlandığını kaydetmek istiyoruz. Çünkü Arap - İsrail savaşı diyerek yıllar öncesinde başlayan çatışmalar şimdilerde “Kudüs İslam dini için kutsaldır” noktasına doğru evriliyor. Kutsal olan bu sorun yalnızca Türkiye’nin bir sorunu olmasının ötesinde bütün İslam ülkelerini de ilgilendiriyor. Bu nedenle İslam İşbirliği Teşkilatı ile bu konunun sürekli olarak gündemde tutularak anlatılması gerekiyor.

Son olarak Crans Montana’da yaşananları yinelemek istemiyoruz. Bu nedenle Kıbrıs uyuşmazlığının çözümü de yeni yıla aktarılmış bulunuyor. 50 yılı aşkın süredir benzer çözümsüzlükleri yaşadığımız biliniyor. Bay Trump, konuya ilişkin olarak çözümün fazla zaman yitirilmeden bitirilmesini istediğine ilişkin açıklamada bulunuyordu.

Bu açıklamaya karşın Bay Nikos Anastasiyadis ise “Kıbrıs Rum tarafı olarak devletimiz kontrol etmeyi sürdürmek ve vesayeti altına almak isteyen Türkiye’nin saçma tezlerini kabul etmeniz akla uygun değildir” diyerek sokak adamlığına soyunuyordu. Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk tarafının iyi niyetli önerilerini saçma olarak görenlerin kendi tezlerini de saçmalıktan kurtarmaları gerekiyor. Aksi halde sokak adamlığı ile bugüne değin dünyada hiçbir sorunun veya uyuşmazlığın çözülmediği biliniyor.

Çözümü isteyen Türkiye ve Kıbrıs Türk’leri ile anlaşmamakta ısrar edenlerin çok yüzlü olduklarının kabul edilmesi gerekiyor mu ne…

Sağlıklı bir yıl geçirmeniz dileği ile iyi yıllar…

SEVGİ ile kalınız…