ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
 Atatürk’ün Erzurum’u teşrifinin 106. yıl dönümü 
 Atatürk’ün Erzurum’u teşrifinin 106. yıl dönümü 
'Erzurum böyle de güzel'
'Erzurum böyle de güzel'
ETSO'da TESK gündemi
ETSO'da TESK gündemi
Başbağlar şehitleri törenle anılacak
Başbağlar şehitleri törenle anılacak
32 yıldır dinmeyen acı: Başbağlar
32 yıldır dinmeyen acı: Başbağlar

İsmail Bingöl

“Şehri Yazmaya Devam Etmek...
6 Aralık 2010 Pazartesi

“Erzurum’da bağ olur mu ?
Kara üzüm “ak” olur mu ?
Küçük yaşta, yetim kalan;
Yüreğinde, yağ olur mu ?”
 
 
            Şehri yazmaya devam ediyoruz. Çarşısını, caddesini, sokağını, türküsünü, insanını... Bu gidişle, bu yazış daha devam edecek gibi. Şehirdekileri kayıt altına alma, yazı konusu yapma işinde, mekân ve insan unsurunu dengeli bir şekilde anlatmaya gayret ediyoruz. Fakat, bazı dostlarımızın da vurguladığı ve Tanpınar’ın da işaret ettiği gibi, bu şehrin aslî unsuru olan insan faktörü ve bu faktördeki değişimler, son yıllarda daha da ön plana çıkmaktadır. Bu değişim; bir gelişme olarak mı, yoksa aşınma şeklinde mi değerlendirilmeli diye düşünmenin, sanırız zamanı geldi de geçiyor bile... Bu durumun farkında olanlar, gün geçtikçe artan bir aşınmanın olduğunda ve bunun da şehrin duruşuna (tarihi, kültürel, sosyal, ekonomik, vs.) olumsuz manada yansıdığında hemfikirler herhalde...
            Hemen belirtelim ki, Erzurum'u yazmaya devam etmemiz, yazacak başka şey bulamadığımızdan değil elbette. Zira, arada başka konuları da kaleme aldığımız, okuyanların bildiği bir gerçektir. Dönüp dolaşıp, Erzurum’u yazmayı sürdürüşümüzün belki de ilk sebebi, burada yaşıyor olmamız, burayı sevmemiz ve çevremizle birlikte “özel tarihimizin” oluştuğu yerin burası olması.
            İşte geçmiş günler, hepimiz için olmasa bile, bazılarımız için, belli bir zaman diliminden sonra, ara ara zihinde yeniden yaşanan, üstünde düşünülen ve oradan da bir takım sonuçlara ulaşılan günlerdir. Bu iş yapılırken, zaman içinde konumları ve varlıkları değişen insanlar tekrar irdelenir, bazı olayların bellekte bıraktığı iz bir daha ele alınır; insan yüzlerinin ( arkadaş, eş, dost, kardeş, akraba), sokakların, evlerin, türkülerin, davranışların, yaşayışların bu yeni izi, eskinin yerini alır ya da eskiye ilâve yapılır. Bu arada, unuttuklarımız ya da ihmal ettiklerimiz de vardır elbette ki. Fakat, arada geriye dönüp, mâzinin aynasında seyrettiklerimiz hiçte az değildir. Hatta, unuttuğumuzu sandığımız bir çok olay da, bu “geçmişe yolculuk” sırasında kaybolmadıklarını farkettirir, kendiliklerinden gün yüzüne çıkarlar.
            Meselâ benim çocukluğumun bir bölümü, Kongre Caddesi civarındaki sokaklarda geçti. Ali Paşa Camii’nin tam karşısındaki sokak ve etrafında geçen o günleri, üzerinden çeyrek asırdan fazla zaman geçmesine rağmen, hâlâ bir başka hatırlarım. Benim için, o günlerin hatıralar şeridindeki yeri ayrıdır. Ve beni, geçmişin pembe günlerine, en çok bu zaman diliminden aklımda kalanlar taşır. Evlerinin çoğu yıkılmış, insanlarının kimi ölmüş, kimi bir hayal olmuş olsa da, “Gez Çarşısı” yeni yapılırken oturduğumuz bu sokakları arada bir dolaştığımda, ard arda nostalji fırtınaları patlar içimde...
            Çocukluğumuzda, caminin girişindeki boş alanda oynamadan duramazdık. Demirlerinden tutar sallanır, mahfilinde büyükleri taklit ederek namaz kılardık. Görüntüsü ve camiye gelenlerden çocuk ruhumuza sirayet eden havasıyla, muhayyilemizde çok değişik duygular uyandırırdı. Az ilerde, bir dönem de “Âşıklar Kahvesi” olarak faaliyet gösteren Kıbrıs Palas Oteli (Şimdilerde sadece alt katı kahvehane olarak işletiliyor.), caminin karşısına gelen sokakta ise Vefa Oteli vardı. Caminin hemen karşısında ise, Komesli Hanı vardı ve şimdi de aynı yerde. Ama o zaman ki kullanılış amacıyla şimdiki farklı. Bizim çocukluğumuzda, gerçekten han olarak kullanılırdı burası. Daha çok Gümüşhane’den geldikleri söylenen ve çamurdan mamul eşyalar satan insanların, tek atlı arabalarıyla kaldıkları bir mekândı. Hanın ortasına at arabalarını çeker, etraftaki odalarda ise kendileri kalırlardı. Bazen merakımızı yenemez ve hanın içini şöyle bir dolaşır çıkardık. Şimdi müdâvimlerinin “Baltahane” diye adlandırdıkları bir oturma yerine dönüşmüş Komesli Hanı. Bürokrasiden, siyasetten, ticaretten değişik kişilerin devam ettiği, eski eşyalarla dolu bu mekânda, daha çok “mâzi, hâl, istikbâl”le ilgili konular, en çokda “memleket ahvâli” konuşulur. Bir fikir yürütme ve tartışma meydanı olarak da algılanabilir.
            Aslında bu şehirle ilgili çok şey yazılmalıydı şimdiye kadar. Özellikle de, Cumhuriyetin ilânından sonraki yakın tarihi hakkında... Ne yazık ki durum, bizim arzu ettiğimiz gibi değil. Tanpınar’ın yazdıklarından başka, bir döneme gelinceye kadar, kırık dökük bir kaç yazının dışında, kültürel kimliği yağmalanan ve hurdahaş edilen Erzurum hakkında pek bir şey yazılmamış. Son yıllarda yapılan bazı ilmî çalışmalar ve şehrin geçmişini hikâye eden yazılar, bu konuda teselli olarak kabul edilebilir.
            Şehirde sosyal yapı her geçen gün daha büyük bir cehalet arzetmekte, ticaret ve zenaat durmadan gerilemekte, eğitim ve öğretim açısından, her yıl, biraz daha çağın gerisine düşülmektedir. Dadaş ruhunun en mümeyyiz vasıflarından olan efendilik, doğruluk ve yardımseverlik, yerini; kabalık, hodbinlik ve görgüsüzlüğe terketmektedir. Şahsında bu tür güzellikleri korumaya çalışan ve yıllar önce, tıpkı başkaları gibi, bu şehirden gidebilme gücüne sahip olan, ama sırf burayı sevdikleri ve ata, dede toprağını terk etmek istemedikleri için burada kalanlar, bugün kendilerini anlayacak ve sohbet edecek kişi, oturacak mekân bulmakta zorlanmaktadırlar. Küfürleşme, taksi düdükleri, kötü kabadayılık örnekleri gırla gitmektedir şehirde...         
Tarihiyle övündüğümüz, kültürü ve gelenekleriyle gururlandığımız bu şehir, dışardan, her hangi sebeple olursa olsun, kendisini görmeye gelenleri şaşırtmaktadır. Adeta, “Ne umduk, ne bulduk!” dedirtmektedir. Halbuki, günümüzde, geleneğin özüne sadık kalınarak yapılan ya da restore edilen mekânlar ve eskilerin yeme, içme kültürlerinin tanıtıldığı lokantalar, oldukça fazla müşteri çekmektedir. Şehrimizde de açılan bu tür yerler ve buralarda misafirlere sunulan hizmetler, meraklıları tarafından ilgiyle karşılanmaktadır. Unutulmamalı ki; bu şehrin gelişmesinin ve belli bir çizgiyi geçebilmesinin sırrı, “yerlilikle yeniliği ”, "gelenekle modernliği" birleştirmesinde gizlidir.
            Yakınlaşan; çirkinliğin, uzaklaşan ise, güzelliğin ayak sesleridir. Gördüklerimiz, dinlediklerimiz ve okuduklarımızdan çıkardıklarımızla, işte o uzaklaşan sesten geriye kalanları dercetmeye ve kendimizce kayda geçirmeye çalışıyoruz.
            Uzaklaşan ayak seslerinin beraberinde götürdüklerinin hepsini muhafaza etmemiz tabii ki mümkün değil. Hele ki; değişimin ve dönüşümün bu kadar hızlı olduğu bir çağda... Maksat, "uzaklaşan sesin", bu çağda ayakta kalması gereken bazı değerleri de alıp götürmesini önlemek. Bunun için hemen çalışmaya başlanırsa, Erzurum, belki “şehir olma vasfını” yakalayabilecektir.
            Her neyse... Görünen o ki; biz bu şehri unuttuk; bu şehirde bizi. Unutkan bir şehirde
yaşadığınızı unutmayın!
 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Zeki UMUDUM 20 Nisan 2011 Çarşamba  15:42

Bu şehrin bir kültür merkezi yok; Tiyatrosu,konferans salonu,Gençlerin folkfor çalışması yapacak salonları,Şöyle akşam çoluk çocuğumuzla gidip rahatça arabamızı park edip bir konferansi izlemeyi ne kadar arzu etmişimdir. ERVAK dışında zaten konferans verdirende yok. Zavallı ERVAK salon bulmak için ne kadar zorluk çektiğini ben bilirim.

Yorumu oyla      8      5  
Zeki UMUDUM 20 Nisan 2011 Çarşamba  15:37

İsmail Bey güzel yazmışsınız.tebrik ederim. Rahmetli Feyyaz Abinin güzel bir sözü vardı. "bu şehir efendisini kaybetti,, çocukluğumuzdaki komşuluk ilişkileri,insanlar arasındaki samimiyet,fakir fakat mutlu insanlar vardı. Şimdi ekonomik olarak durumlarımız iyi fakat eski samimiyet, sıcak insanlık ilişkileri kalmadı. Bu durum mahallede (Mahalle de kalmadı.) kalmadığı gibi şehirde de kalmadı. Ekonomik durumu daha iyi olanlar şehri terk etti. Yerleri boş kalmadı ama kaliteli göç verirken aynı kalite de şehir kültürü alan insanlar azaldı. Efendiler gittiler. Daha doğrusu iyi insanlar güzel atlara binerek şehri terk ettiler. Şehrin imarı da sıcaktı. Hoyratça binalar yaptık. Ruhsuz.tek tip.Şehir üretemez oldu. Teknolojiye yenik düştük. Şimdi yalnız tüketiyoruz. Tüketim ekonomisi uyguluyoruz.Büyük tüketim mağazalarımız var diye övünüyoruz. Ama satılan civil peynir bizim değil, satılan yağ bizim değil. Üretmeyince veya üretemeyince başkasının ürettiğini alacağız. Şehrin p

Yorumu oyla      8      5  
Dr.S.Kocaoğlu 6 Aralık 2010 Pazartesi  17:29

Sayın Bingöl,mesleğe atıldığım zamanla,şimdiyi karşılaştırdığım da insanların davranışları arasında uçurumlar var.Değişim ,dönüşüm ,erezyon...Selamlar

Yorumu oyla      7      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM
YAZARLAR
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Ateş nereden tutuşuyor?
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Erzurum’da Tarih Yürüyüşü yahut 3 Temmuz’un Sırrı
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Yüce kitabımız Gölgesinde
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Sıkıntının Sıkıntısı
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Gazze Sınavı ve Tarihin Suskun Ortakları
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Yapay Zeka'ya yazdırıp "Ben yazdım" demek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva