Arkadaşlarımızla Ankara yakınlarında bir kaplıcaya gittik geçenlerde. Bu ziyareti organize eden dostum bulunduğumuz tesisin şifalı sularını öve öve bitiremedi. 

Gerçekten tesis güzeldi. Resepsiyonda kulak misafiri oldum, yer ayırtmak isteyen bir müşteriye görevli “Maalesef efendim hafta sonu ful doluyuz.” Dedi nazikçe. Bu hitap aldı götürdü beni Erzurum’a. Durdum düşündüm, neden memleketimin o güzelim şifalı sularına rağbet bu kadar değildi? Ah keşke bizim tesislerimizin görevlileri de şu kulağa hoş gelen "Ful doluyuz" cevabını verseler sık sık arayanlara...

Kendimi bildim bileli Ilıca, Pasinler, Köprüköy çermiklerine yerel yöneticilerin ilgisi hep ileri düzeyde olmuştu. Belediye başkanları, milletvekilleri, kaymakamlar, valiler bu şifa merkezlerini geliştirmek için çaba göstermişlerdi. Şu an vazife başında bulunan siyasi heyetin gayretlerine de tanığız, her zeminde konuyu dillendiriyorlar, sağ olsunlar. Amma velakin bir türlü yeterli tesisleşmeyi sağlayamıyoruz, özel teşebbüse ait yeterli otel zincirleri oluşturamıyoruz ve galiba tanıtımda da biraz eksiğimiz var. İçinde sağlık sisteminin de bulunduğu ‘şifalı su’ zincirine dâhil edemiyoruz tam anlamıyla suları eşsiz, otelcilik açısından çok eksiği bulunan merkezlerimizi. Hemşerilik gayretiyle söylemiyorum bunu, bizim kaplıcaların fıkır fıkır kaynayan, gözeden direkt vücuda ulaşan güzelim sularının hakikaten eşi benzeri yok. Hasta gelip, rahatlayıp giden o kadar eş dost var ki, bilen biliyor. 

‘Palandökende üşüyen misafirlerimizi, sıcak kaplıca sularında ısıtma’ hayalimi birkaç kere yazmış, sohbetlerde dillendirmiştim. 

Bunun için bazı önerilerde bulunmuş, termal sağlık turizmi ile ilgili temennilerimi dile getirmiştim. Hekim raporuyla bu gibi tesislere yönlendirilen hastaların ücretlerini SGK ödüyor bildiğim kadarıyla, bizim tesisler de sanırım bu kapsamda. Ama neden Erzurum’a akın akın ‘kaplıca hastası’ gelmiyor, Kış Turizmi zincirine sağlık turizmi tam tekmil entegre edilemiyor. Yoksa her şey yolunda da benim bilgilerim mi eksik. Umarım öyledir. 

Tüm bunlar zihnimden geçerken arkadaşlarıma dedim ki : “Madem hoşlanıyorsunuz vücudunuzu şifalı sularla buluşturmaktan, öyleyse gecikmeden Erzurum’a düşürün yolunuzu. Ilıca’nın, Pasinler'in lokman hekim iksiri sularına teslim edin kendinizi de kaplıca neymiş görün. Sakın Deli Çermiğin çamurlarına yatıp uzanmadan ben kaplıca gördüm demeyin, benden söylemesi.”