Milli Eğitim Bakanlığı okulları tasnif etmiş, kimine nitelikli demiş yüceltmiş, kimini niteliksiz ilan edip tahkir eylemiş.

Mezunu olmakla hep iftihar ettiğim o şanlı, şerefli Erzurum Lisesi de niteliksizler arasında yer almış.

Bu kararı alanların ölçüsü, kıstası nedir? Doğrusu tam bilemiyorum.

Okuyunca gazetelerden üzüldüm, içim burkuldu.

Şehirden yükselen haklı ve etkili itiraz sesleri giderek etkili bir çığlığa dönüşüyor. Buna da doğrusu seviniyorum.

Vefakâr bir Erzurum Liseli olduğunu yıllardan beri sürdürdüğü güzel faaliyetlerle ispatlamış bulunan değerli hemşehrimiz Yücel Amil’in mesajı ve dostum Esat Bindesen'in köşe yazısından muttali oldum ki;

Başta Sayın Vali olmak üzere şehir yöneticileri meseleye sahip çıkmışlar, konuyu ilgili mercilere iletmişler.

“Erzurum Lisesi de liselerden bir lise, bu kadar alınganlığa, tepkiye ne hacet?” denip geçilemez.

Bu konudaki ilgisizlik, sahabet ihmali şehrin irfanını incitir, buradan feyz almış binlerce değerli insanın gönlüne ağır gelir.

Ben, “Nurlu kabrinde Ahmet Hamdi TANPINAR gibi nicelerini dahi incitir.” diyeyim de ehlidil gerisini anlasın.

Şimdi burada, merhum dedemin de mezunları arasında yer aldığı  “okulumun” büyüklüğünü sayıp dökmeye kalkmam malumu ilam olur, hiç hacet yok.

Sadece yürekten gelen bir rica ve gönülden kopan bir temenni şeklinde anlayacak kıymetteki kulaklara şöyle fısıldamak istiyorum:

-         Lütfen yapmayın! Şehrin bu ilim, irfan ocağının kapısına hoyratça ihmal ve tekdir kilidi asmayın. Ki yapılan en hafif tabiriyle tam da budur!

Değerli Milletvekillerimiz. Evvela iş size düşüyor.

Ya bu elim hata düzeltilsin yahut okulun tabelası hayattaki mezunlarının iştirak edeceği bir törenle indirilip, vefasızlık müzesine konulsun. En azından bu aziz mevta böyle bir kadirşinaslığı hak ediyor.

Kararla sarsılan mezunlar olarak bizler de bu kadir kıymet bilmezlere inat, sevgili okulumuzun ardından “İyi bilirdik!” der, birazcık ferahlarız!