ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
 Atatürk’ün Erzurum’u teşrifinin 106. yıl dönümü 
 Atatürk’ün Erzurum’u teşrifinin 106. yıl dönümü 
'Erzurum böyle de güzel'
'Erzurum böyle de güzel'
ETSO'da TESK gündemi
ETSO'da TESK gündemi
Başbağlar şehitleri törenle anılacak
Başbağlar şehitleri törenle anılacak
32 yıldır dinmeyen acı: Başbağlar
32 yıldır dinmeyen acı: Başbağlar

İsmail Bingöl

Çelişkilerimiz Büyüdükçe
28 Haziran 2011 Salı

Yazdıklarını ya da savunduklarını yaşamayan, yaşamak için gayret sarf etmeyen, savunduğu değerler uğruna en alt seviyede rahatsızlığı bile göze alamayan kişilerin; iddiaları karakterlerinde tam anlamıyla yankı bulmamış olacak ki, bu durum; sözün tesirliliğini de etkiler. Şunu söylemek istiyoruz ki; ruh mimarlarımızın sayılarının her geçen gün azalması ve yerlerinin, o çapta, o evsâfta kişilerce doldurulamaması, konuşmaktan çok yazmanın, konuşmaktan çok icrâ edebilmenin önemli olduğunu ihtar etme makamında olan kişilerin bir bir çekilip gitmesi sebebiyle, fert ve toplum açısından çok önem arzeden bazı noktaları unuttuk.
            Başkaları yaptığında, yaptığını ona göre çok görmemize, kınamamıza rağmen, aynı şeyi biz nefsimize tattırdığımızda, ruhumuz; kendi koyduğumuz bu çifte standarda aynı oranda isyan etmiyor. Ve hatta; bu kayırma hareketini mâkul göstermek için akla hayale gelmedik savunma mekanizmaları icat ediyor. Her oluşumun ardından sökün eden yeni bir çelişkiye, mâkul bir cevap icat etmek zorunda kalıyor.
            Sonuç ise; çelişkiler ortasında debelenen ve rahatlayacak bir yol bulmak için çırpınan, sürekli çırpınan bir insan... bir grup... ve bir toplum...
            Çelişkiler toplumu olmanın acısını; okuyan, gözleyen ve düşünen beyinler her an çekmekte... Zira, ferdin kafasında doğup, cemiyetin vücudunda büyüyen bu çelişkiler, içimizi her gün daha çok kemirmekte; bu gün geldiğimiz nokta da ise ortaya; ölçüsüz, şâibelerle kaplanmış, geleceğe taşınacak değerleri fazlasıyla aşınmış bir ülke çıkmaktadır.
            İlme gönül vermiş ilim adamı yönünden fakirlik, işi ehline vermekten kaçış ve adalet mekanizmasını gerektiği gibi işletmeme gibi sebeplerle, rahatsızlıkları had safhaya çıkar toplumun. Sonuçta; dar kafalardan çıkan dar düşüncelerle, kısır tartışmalarla, sloganlarla, toplumun iyi bir şekilde yönetilemeyeceği ve büyük devlet olabilmesi mümkün değildir. Günümüzde artık bunlara yer olmayan ve bir arada olmanın, bir arada yaşamanın her türlü şartını oluşturmuş bir devlet yapısı kurmalıyız.       
            Ülkenin gelişmesinin önündeki en büyük engel olarak duran bu sıkıntıların halledilmesiyle ilgili olarak ileri sürülen kesin ve net çözümler, bir an önce hayata tatbik edilmeli, vatandaşı iknâ edici ve kafasındaki istifhâmları giderici olmalı. Senelerdir olduğu gibi, “günü kurtarmak” ve “ikbâlin nimetlerinden” olabildiğince faydalanmak konusu artık gündemden kalkmalıdır. Ülkesinin ve tabii ki çocuklarının geleceği için kafa yoranları, diğerlerinden ayıran en önemli vasıf düşünmektir. Nurettin Topçu’nun da belirttiği gibi, “Kişi düşünemiyorsa, sahip olduğu bilginin de hiçbir önemi yoktur.”
Sözü buraya getirmişken, toplumun çıkmaza girmiş dertlerine kafa yoran ve bilginin ışığı altında ürettiklerini, düşündüklerini yine topluma aktaran Topçu’nun, halimize çare olarak sunduğu özet formülünü buraya alalım ve yazımızı, onun gibilerin ya da onları anlayacak kişilerin yetişmesini dileyerek sonlandıralım:
            “Cihadımız fikir ve ruh cephesinde, ahlak ve iman cephesinde yapılacaktır. Mektebimiz ve devletimizle, hukukumuz ve ahlakımızla, ilmimiz ve sanatımızla bütün benliğimizin mimarı olacak güzide ve fedakâr bir zümrenin mektepleşmesinin zamanı gelmiştir.
Yarın ki Türkiye’nin kurucuları yaşama zevkini bırakıp, yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve âzimli, lâkin gösterişsiz ve nümâyişsiz çalışan ruh cephesinin maden işçileri olacaktır. Ve onların eseri olacak yarın ki Türkiye, şu temellerin üstünde kurulacaktır:
            Anadolu’nun toprağında kaynayan bir kan, cemiyet için harcanan emek, bin yıllık bir tarih, otoriteli bir devlet ve ebedî olduğuna inanmış bir ruh.”

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM
YAZARLAR
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Yüce kitabımız Gölgesinde
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Sıkıntının Sıkıntısı
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Gazze Sınavı ve Tarihin Suskun Ortakları
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
İran’dan alınacak ders
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Bunun Adı Medeniyet mi Şimdi?
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Yapay Zeka'ya yazdırıp "Ben yazdım" demek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva