Yeni Büyükşehir yasasından kaynaklı ciddi sorunlar var. Başta geleni ise, önceki dönemlerde“Belediye” hükmündeki yerleşim alanlarının içinde bulunduğu durum!

Buna ilişkin çok sayıda mesaj alıyoruz. Özellikle İlçelere bağlı beldelerden.

Özetlersek, İlçe belediyelerinin kendilerine hizmet sunmadığından dert yanıyorlar.

Bu noktada en sıkıntılı yer Tortum.

Dört belde belediyesi vardı daha önce. Şenyurt, Pehlivanlı, Serdarlı ve Bağbaşı.

Her biri bir İlçe büyüklüğünde araziye sahip 4 belde. Şimdi hepsi birer mahalle hükmünde.Ve hepsine hizmet getirmesi gereken belediye Tortum Belediyesi.

Hangi birine yetişecek?

Elbet Büyükşehir Belediyesinin katkısı gerekiyor. Ama, o da 20 ilçeyi birden takip zorunda.

Sıkıntı büyük!

Kendi açımızdan söyleyelim ki, olaya tam nüfuz edemedikten sonra sahici çözüm teklifi de yapamıyorsunuz. Ancak yüzeysel değerlendirmelerle yetiniyorsunuz.

Bu konuda Büyükşehir Belediyesinin ayrıntılı bilgilendirmelerine ihtiyaç var.

Buralara belediye hizmetleri hangi kadrolarla, nasıl götürülecek?

Belediyelerin bu yerleşim alanlarında kalıcı birer yapılanması var mı?

Yoksa, ihdas edilecek mi?

İlçe belediyelerinde bu beldeleri takip için birer birim oluşturuldu mu?

Buralarda görev yapan eski belediye çalışanlarından istifade söz konusu oluyor mu?

Vs.. vs…

Büyükşehir Belediyesi bu duruma derhal el koymak zorunda. Zira, şikayetlerin sayısı da, şiddeti de giderek artıyor!

***

AH ŞU ESNAF!

Geçtiğimiz günlerde yeni öğretim yılı münasebetiyle öğrenci-vatandaş, öğrenci esnaf ilişkilerine değinmiştik. Çok sayıda farklı görüş belirten oldu.

Öğrenciler açısından en sıkıntılı alan esnafla olan ilişkiler. Odaklandıkları nokta ise, fiyatlar ve hizmet kalitesi.

“Bir çay 4 tl olur mu?” diyor birisi.

Ve ekliyor; “Erzurum’a daha yeni gelmişiz, yer yurt bilmiyoruz. Cadde üstünde bir mekana gittik. 5 çay içtik! Gelen hesap 20 tl... İnsaf yani bir çay dört-beş ekmek parası olur mu?”

Bir başkası, “öyle yerler var ki, paranızla hizmet almaya gidiyorsunuz, çalışanlar tabağı kaşığı adeta suratınıza çarparcasına masanıza koyuyorlar”

Ve daha farklı ve ayrıntılı sızlanmalar.

Bizim derdimizde bunları anlatmaktı zaten.

Esnaf Sanatkar Odaları bu konuda nasıl çalışma yapıyorlar, haberimiz yok!

Bize göre “Ahi Geleneği” çatı yapılarak her sene bu vakitlerde ciddi etkinlikler yapılmalı.

Esnafın özellikle öğrencilere bakış açısı her yönüyle ele alınıp, eğitici çalışmalara yoğunlaşılmalı.

Bu o kadar gerekli ki, Erzurum’a yapılsın diye feveran edilen en devasa yatırımdan daha değerli ve elzem!

***

YÜREKSİZ ŞEHİR İSTEMİYORUZ

Son olarak, kentsel dönüşüm sahası Veyisefendi’den gelen feryadı dile getirelim.

Duyarlı bir vatandaş diyor ki, “Lütfen sağlıklı bir yapılanma gerçekleştirilsin. Yüksek binalar istemiyoruz. Yatay yapılanma bizim kent kültürümüz bakımından ihmal edilmeyecek bir teklif. Belediyelerimiz buna önem versinler”

Aylarca bu konuyu yazdık, söyledik zaten.

Şairin;

“Nur yolunu tıkıyor yüzbir katlı gökdelen.

Bir küçük iğne yok mu, şehrin kalbini delen?” ifadeleriyle yeniden not düşelim.

Bir de yürekten bir söz daha söyleyip, idrak ve iz’anları insafa davet edelim:

Yüreksiz şehir istemiyoruz!