ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Yaylaözü'nde 5 ev, 2 ahır ve 2 samanlık yandı
Yaylaözü'nde 5 ev, 2 ahır ve 2 samanlık yandı
İspir'de temmuz ayında kar sürprizi
İspir'de temmuz ayında kar sürprizi
Demirci gözyaşlarıyla uğurlandı
Demirci gözyaşlarıyla uğurlandı
Aydın'dan AGİT sunumu
Aydın'dan AGİT sunumu
Çiftçi'den Oltu Taş ocakları değerlendirmesi
Çiftçi'den Oltu Taş ocakları değerlendirmesi

İsmail Bingöl

Bir Mektup ve Övünmenin Çirkinliği
1 Şubat 2009 Pazar

Geçmiş; bir olaylar ve insanlar mahşeridir.

Eğer onu öğrenmeye gayret eder ve okuduklarımızı iyi tahlil edersek; istikbâl için iyi bir projeksiyon olacağı bir gerçektir.

Zaten bir konuyu öğrenirken, geçmişiyle ilgili bilgileri göz ardı etmek, büyük bir eksikliği de beraberinde getirir.

Geçmiş hakkında yazılanlar, anlatılanlar; yaşadıklarımızı ve gözümüzün takıldığı manzaraları yeniden gözden geçirmemize sebep olur.

Eksilerini, artılarını, olumlu ve olumsuz yanlarını mukayese şansı verir ve bu da; olması gerekenin anlaşılıp kavranılmasına katkı sağlar.

Cemiyeti her geçen gün biraz daha kuşatan gayri insanî hastalıkların, insan olarak bizi götüreceği nokta hakkında düşünmemizi ve bunun ruhumuzda yaratacağı kötü etkinin sonuçları hakkında derinleşmemizi sağlayarak, adeta bilincimize vurgu yapar.

            Günümüzdeki incitici, ruhu yaralayıcı ve insan olana yakışmayan bu tür davranışlara bir örnek de övünmektir.

Hem zaten bir avuç topraktan yaratılmış ve neticede yine bir avuç toprağa dönüşecek olan bir varlığın övünmeye ne hakkı var ki?

Eğer bazen duygularımızın kabarması yüzünden istemeyerek de olsa böyle bir hâl zuhur ettiğinde, onun ardından kalbimize çöken ağırlık, bu yaptığımıza bizi bin kere pişman eder ya da etmeli…

Eğer böyle bir hissediş, hiç semtinize uğramıyorsa, başka ne demeyi gerek var ki?

            Yukarıdaki cümleleri bize yazdıran, hemşerimiz rahmetli Prof. Dr. Zeki Başar’ın “Dost Yaprakları” adlı kitabında (s.30.31), yine rahmetli olmuş bir başka hemşerimizle, Cevat Dursunoğlu’yla ilgili olarak yazdıklarıydı. 

İnsan bu cümleleri okuyunca ve bir de bugüne bakınca; böyle bir şey için, bu kadar kibar ve bu kadar incitmekten korkan satırları kaleme alan kişi ve onun gibiler hakkında doğrusu ne düşüneceğini bilemiyor. Gelelim yazılanlara…

            3 Eylül 1959 tarihinde Cevat Dursunoğlu, “Aziz kardeşim ” diyerek Dr. Zeki Başar’a bir mektup göndermiştir. Başar rahmetli, görevinin dışında Erzurum kültürüne de elinden geldiği kadar hizmet etmekte ve “Tarih Yolunda Erzurum” Dergisi’nin çıkarılmasına önayak olmaktadır ki bu işe vefatına kadar devam etmiştir. İşte bu dergide yayımlanan bir yazının girişine, o yıllarda dergiyle ilgilenen Cemalettin Server Revnakoğlu (namı diğer Erzurumiyâtçı)  tarafından "Erzurum’un mütefekkir evladı Cevat Dursunoğlu" ibaresi konulmuştur.

Ancak bu ibare oraya yerleştirilirken, bir hata sonucu, sanki Cevat Dursunoğlu’nun kendisi yazmış gibi çıkmıştır.

Rahmetli Dursunoğlu, bunu gördüğünde büyük üzüntü duymuş ve bundan çıkarılacak yanlış sonuçların, hiç olmazsa bir sonraki sayıda yapılacak düzeltmeyle ortadan kaldırılmasını istemiş ve bunun için de aşağıya bir bölümünü aldığımız nazikâne mektubu yazmıştır.

Aslında ortada hak edilmeyen bir şey yoktur; o gerçektende Erzurum’un mütefekkir evladıdır.  

            “(…) ………derginin mütalaası olması gereken kısımda da "Erzurum’un mütefekkir evladı Cevat Dursunoğlu" sözleriyle de beni adeta kendi kalemimle bana meth ve sena ettirmiş. Bunların hepsi iyi niyete dayanmakla beraber beni biraz üzdü. Bu cihetleri, kendisini üzmeyecek ve incitmeyecek bir dille bildirdim ve derginin gelecek sayı­sında bu cihetleri tavzih ederek okuyuculardan özür dilemesini rica ettim.

            Şimdi, aziz doktorum sizden ricam şudur: Bu halita (karışık) makalenin artık tashihi imkân dahilinde olmadığından mümkün olursa oraya gelmiş olan sayılardaki bir imzamı karalayarak beni kendi kendisini methetmiş olmaktan koruyunuz. Bu da olmazsa sizin bu işe muttalî (meseleyi bilen) olmanız ve sizin adınız altında çıkan bir dergiye mühmel (ihmal edilmiş, ciddiye alınmamış) bir ya­zı vermediğimi öğrenmiş bulunmanız beni müteselli edecektir. Ancak tamamen iyi niyete mâtûf (yönelmiş) olarak yapılmış olduğuna kani bulunduğum bu iş için Cemalettin Server Bey'e bir serzenişte bulunmamanızı, bu iyi insanın kalbinin kırılmasından endişe ederek bilhassa rica ederim.

            Benim bu ufacık titizliğimi mazur görmenizi diler, en iyi dileklerimle gözleri­nizden öperim kardeşim. Cevat DURSUNOĞLU”

            Bilmem ki şu hadis-i şerifi bir kere daha hatırlatsak mı? “ (Övülmeyi sevmek, insanı kör ve sağır eder. Kusurlarını görmez olur. Doğru sözleri, verilen nasihati işitmez olur.) [Deylemi]

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Alp 22 Eylül 2011 Perşembe  20:47

Sayın Bingöl muhteşem bir nazire yapmış. Ağam size söyliyim tosuncuklarım siz anlayın kabilinden... Pek nazik, pek zarif bir kulak çekiş... Koltukları kabaranların kulaklarının kepçeleşmiş olduğundan bihaber olduklarına bir gönderme..

Yorumu oyla      7      5  
Dr.Salih Kocaoğlu 6 Şubat 2009 Cuma  00:53

SayınBingöl,özürdilerim merhum Prof.Dr.Nusret Karasu Erzurumlu olup Türk tıbbına çok emeği geçmiştir.Sayın hitabını hocalarıma duyduğum heyecanıma bağışlayınız.

Yorumu oyla      7      5  
Dr.Salih Kocaoğlu 3 Şubat 2009 Salı  18:29

Sayın Bingöl;Prof.Dr. Zeki Başar hocamdan tıbbı etik,tarih,coğrafya,insanı ve yaşayan şehri yorumlama eğitimi aldığımı mesleğimin ilk yıllarında fark ettim.Şimdi yazılanları öğrense hemen güzel cevaplar vererek bizi sevindirir, hatta yönlendirirdi rahmetli.Merak ederim üniversitede yada şehirde ismini yadedecek bir mekan olabilirmi?Sayın Prof.Dr.Nusret Karasu içinde aynı duygularım vardır.

Yorumu oyla      7      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Hızlı Tren Haritasında Büyük Bir Boşluk: Erzurum
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Ateş nereden tutuşuyor?
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Erzurum’da Tarih Yürüyüşü yahut 3 Temmuz’un Sırrı
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Yüce kitabımız Gölgesinde
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Sıkıntının Sıkıntısı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Yapay Zeka'ya yazdırıp "Ben yazdım" demek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva