Kıbrıs Türk Kültür Derneği olarak, Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Zehra Bilge Eray, İzmir Şubesi Başkanı Suna Uyar, Mersin Şubesi Başkanı Bilge Tatver ve Antalya Şubesi Başkanı Hüseyin Laptalı’nın katıldığı bir toplantı sonucunda, Amerika Birleşik Devletleri’nin sayın Başkanı ülkemizi ziyaret ederken; Ada’daki çözüm süresince ilişkin olarak duygularımızı ve düşüncelerimizi kamuoyuyla bir Başkanlık bildiri yayımlayarak paylaşmak istedik.
Bildirimiz şöyle şekillendi:
“Türkiye’de yaşayan Kıbrıs Türklerinin kültürlerini yaşatmak ve olayları Anavatan’la ortak bir bilinç içinde değerlendirmek amacını gütmekteyiz.
Derneğimiz Kıbrıs davasıyla yakından ilgilendiği bilinen Amerika Birleşik Devletleri’nin sayın Başkanı ülkemizi ziyaret ederken; Ada’daki çözüm süresince ilişkin olarak duygularımızı ve düşüncelerimizi Türkiye kamuoyuyla paylaşmayı ve bu fırsattan yararlanarak yabancı çevrelere de duyurmayı uygun bulmuştur.
Bu yıl kuruluşunun 26.yılını yaşamakta olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bütün bu süre içinde demokratik ve laik bir cumhuriyet olmanın sınavlarını başarı ile vermiştir.
Düzenli işleyen demokrasisi ve özgürlükçü topluma sahip olarak Doğu Akdeniz ve Ortadoğu coğrafyasının örnek devletlerinden biri olmuştur.
Böyle bir devletin bütün bu süre boyunca anavatan Türkiye Cumhuriyeti dışında hiçbir devlet tarafından tanınmamıştır.
Bunun yanı sıra ekonomik ve ticari ambargolar altında tutularak temaslardan yoksun bırakılması büyük bir insanlık ayıbıdır.
Diğer yandan, adaya kalıcı bir barışın gelmesi için taraflar arasında Birleşmiş Milletlerin iyi niyet misyonları çerçevesinde ve zaman zaman çeşitli devletlerin çabaları ile çözüm görüşmeleri sürdürülmektedir.
Bu girişimler Güney Kıbrıs’taki yönetimin direnişi yüzünden sonuç vermemektedir. Bu nedenle Kuzey Kıbrıs Türk halkı çeyrek yüzyılı aşkın bir süredir çözüm açısından belirsizlik içinde bırakılmıştır.
Bu fırsattan yararlanarak bir kez daha belirtmek isteriz ki; Kıbrıs Türk halkına yapılan haksızlıklar yüzünden ortaya çıkmış olan bir durumu daha fazla sürdürmek anlamsızlaşmıştır.
Bugünkü var olan durumu yeniden doğru bir zemine oturtmaktan başka çare kalmamıştır.
Artık iyice anlaşılmıştır ki, tek gerçekçi çözüm; iki devletin karşılıklı tanınma sonrasında karşılıklı saldırmazlık ve iyi komşuluk andlaşmaları imzalayıp, barış içinde yan yana yaşaması gerektiğini vurgulamak istiyoruz.
Bu yeni barış döneminin yürürlükteki garanti sistemi ile güvence altına alınması gerekmektedir.
Kamuoyuna saygılarımızla sunarız.