MARKALAŞMAK ZORUNDAYIZ
Ülkeler gibi kentler de büyümek ve gelişmek için marka oluşturmak zorunda. Tarım, Sanayi ve hizmetler sektörlerinde marka oluşturmayı başaran illerin GSYİH’dan aldığı pay hızla artıp, kent yaşayanlarının sosyo ekonomik düzeyleri yükselirken; marka oluşturamayan kentlerde göç olgusu artıyor, işsizlik büyüyor, yoksulluk sınırının altında yaşayanların sayısı çoğalıyor ve çarpık yapılaşma yoğunluk kazanıyor. Erzurum bunun tipik bir örneği durumunda.
MARKA ÇAPIMIZ YETERSİZ
Erzurum “dadaş” sıfatıyla tarif edilen insan yapısı dışında, Eğitim alanında Atatürk Üniversitesi ve Turizm alanında da Palandöken Dağıyla tanınıyor. Üniversite eğitim düzeyinin yüksekliğiyle Yüksek Öğretimde ülke çapında bir cazibe oluşturuyor. Yüksek öğrenci sayısı kent ticaret sektörünü ayakta tutuyor. Palandöken ise Kış Turizminde henüz yeterince değerlendirilmemiş bir marka. Dadaş vasıflı insanı da zor iklim şartlarına, istihdam alanlarının daralmasına ve kamu yatırımlarının azalmasına rağmen, Erzurum’da yaşamayı bir kültür haline getirerek marka oluşturuyor. Ne ki bütün bunlar kentin sosyo ekonomik gelişmesi için yetmiyor.
MARKA GÜÇTÜR, AMA..
Marka Güçtür, gerçeğinden bakıldığında Erzurum’un mevcut gücünün Atatürk Üniversitesi, Palandöken ve insanı olduğu ortaya çıkıyor. Bu üç markanın ekonomik gelişme bakımından bütünleştirilmesi hayati bir gereklilik. Eğitim, Turizm sektörleri ve insan kaynaklarının oluşturduğu, üç önemli markaya sahip olan Erzurum’da kalkınmanın yolu hizmet sektöründen geçiyor.
TANITIMDA MARKALAŞMA BAŞ AKTÖR
Erzurum ekonomisinde tarım sektörünün önemli ağırlığı bulunmasına rağmen, bu alanda markalaşmış ürün ve hizmet bulunmuyor. Gündemden hiç düşürülmeyen organik tarımın, sektörel bir marka haline gelmesi için uzun bir süreye ihtiyaç var. Sanayi sektörünün ise sadece ismi var. Erzurum’un marka olarak ifadesi için Üniversite, Palandöken ve insan kaynakları dışında başka bir seçenek bulunmuyor.
KURU HAMASET KARIN DOYURMUYOR
Erzurum’un yalnızca tarihi ve kültürel vasıflarıyla tanınması, ilde baş gösteren ekonomik sıkıntıları özellikle de işsizlik sorununu çözecek çareler taşımıyor. Yoksulluk sınırı altında yaşayan insan sayısının her geçen gün arttığı, işsizliğin çığ gibi büyüdüğü kentte ekonomik alanda marka olacak adreslere, üretimlere ve değerlere büyük bir ihtiyaç var. Yıllarca hamasetle avutulan halk, ekonomik alanda da kahraman Erzurumlu imajının oluşmasını bekliyor.
MARKAMIZ YOK, İMAJIMIZ DA
Anadolu’da son on yıllık dönemde, Anadolu Kaplanları olarak isimlendirilen, Denizli, Çorum, Gaziantep, Niğde, Kayseri, Kilis, Karaman gibi illerde müteşebbis gücün kendilerini ifade ettikleri markalar var. Kimi kentte mobilya, kimi kentte sanayi, kimi kentte ise tarım alanında markalar oluşturularak kalkınma yolu çizilmiş. Erzurum ise markalaşma alanında yoksul halde. Kentte varlığını sürdüren sektörlerin hiçbirinde henüz marka yok.
Erzurum’un kendini ifade edecek bir markasının bulunmamasının ardında yığınla sebep var. Bunların başında geleni ise Erzurum halkının ilde üretilene sırtını dönmesi geliyor. Diğer sebepler arasında rekabet şeklinde anlaşılan çekememezlik, aynı iş kolunda yoğunlaşma bulunuyor.