HASTALIK SAYISI ARTIYOR
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilimdalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sevimli, dünyada 100 yıl öncesine göre hastalık çeşitlerinin arttığını söyledi.
ÇEVRESEL DEĞİŞİKLİK YENİ HASTALIKLARI DOĞURUYOR
Artan dünya nüfusuyla birlikte gelişme gösteren şehirleşme ve sanayileşmenin, insan yaşamındaki çevresel faktörlerle birlikte hastalık profilini de değiştirdiği bildirildi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilimdalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serdar Sevimli, dünyada 100 yıl öncesine göre hastalık çeşitlerinin arttığını söyledi.
KALP KRİZİ ÖN SIRADA
Bu hastalıklar arasında en sık görülenin kalp krizi olduğunu belirten Sevimli, “önceleri bu hastalığı tanımlamak çok zordu. Ancak günümüzdeki teknolojiler sayesinde bu hastalığın ortaya çıkma şekilleri hakkında artık detaylı bilgilere sahibiz.” dedi. Kalp krizi vakalarında dikkat çeken en önemli hususun, kalp krizi geçirme yaşının giderek düşmesi olduğuna işaret eden Yrd. Doç. Dr. Serdar Sevimli, kalp krizi geçirme yaşının günümüzde 30’lara kadar düştüğünü kaydetti. Kalp krizinin, kalp damarlarında kaynaklanan problemlerden dolayı yaşanılan bir durum olduğunu anlatan Sevimli, kalp damarlarındaki problemlerin, genetik değil, sonradan kazanılan hastalıklar olduğunu dile getirdi.
HER GÖĞÜS AĞRISI ÖNEMSENMELİDİR
Halk arasında göğüs ağrılarının kalp krizinin işareti olduğu yönünde genel bir kanı bulunduğunu vurgulayan Aziziye Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilimdalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serdar Sevimli, “Ani ölümlerin hepsi kalp damar tıkanıklıklarından kaynaklanmaz. Kalbin daha pek çok hastalığı vardır. İnsan, hayatının herhangi bir döneminde kalbinden muayene olmuş ve hiçbir hastalık çıkmamış olsa bile, ilerleyen yıllarda kalp krizi geçirebilir.” diye konuştu.
ERKEN TANI HAYAT KURTARIYOR
Şu anda sahip olunan teknolojiler sayesinde, insanın önündeki 10 yıl içinde kalp krizi geçirme riskinin hesap edilmesinin mümkün olduğunu aktaran Sevimli, her bireyin doktoruna başvurarak, bu riski hesap ettirmesi gerektiğini ifade etti. Sevimli, “Kalp krizlerine davetiye çıkaran etkenler bilinmektedir. Sigara, alkol, hipertansiyon ve kolesterol, kalp krizi geçirme riskini artırmaktadır.” dedi.
HER GÖĞÜS AĞRISI KALPTEN KAYNAKLANMAZ
Kişinin göğsünün ağrımasının, kalp krizi geçireceği anlamına gelmeyeceğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Serdar Sevimli, şöyle devam etti: “Yapılan incelemelerde göğüs ağrısı şikâyetiyle hastaneye başvuran kişilerin aslında küçük bir kısmında ağrının kalple ilgili olduğu görülmüştür. Göğüsteki ağrının kalp krizinin habercisi olup olmadığını tespit edebilmek için kişinin vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekmektedir. Çünkü kalp krizinden kaynaklanan ölümlerin çoğu, ilk saatlerde gerçekleşmektedir. Bu ilk saatler hastanın tedavisi için altın saatleridir. Kalp krizi tedavisi olmayan bir hastalık değildir. Günümüzde erken rastlanılan kalp krizi vakalarında, kalp damarları balon yapılarak açılmaktadır. Hastanemizde bu imkânlar mevcuttur”