Ermenistan sınır kapısının açılması Azerbaycan’la ilişkileri zedeler diyen Yrd. Doç. Dr. Karabulut:
Azerbaycan gerçeği unutulmamalı
Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Karabulut,son günlerde büyük tartışmalara neden olan Ermenistan sınır kapısı ile ilintili olarak ERZURUM Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu.
Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretimi Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Karabulut, son günlerde yoğun tartışmalara neden olan Ermenistan sınır kapısı ile ilgili olarak ERZURUM Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu.
Ermenistan sınır kapısının açılması konusunda iktisadi değerlendirmelerde bulunan Yrd. Doç. Dr. Karabulut, Türkiye’nin Ermenistan ticaretinde sadece yüzde 10 onluk paya sahip olduğunu belirterek, bu konuda dikkatli davranılmadığında Türkiye’nin siyasi kaybının büyük olacağını söyledi.
ERMENİSTANYANLIŞ POLİTİKA UYGULUYOR
Türkiye Ermenistan sınır kapısının açılması konusunda çeşitli dezavantajlarının ortaya çıkacağını belirten Yrd.Doç. Dr. Kerem Karabulut,” Hiç bir denize bağlantısı olmayan Ermenistan’ın hem ekonomik, hem de politik istikrarı için Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olması büyük önem arz etmektedir. Ermenistan’ın Türkiye ile iyi ilişkiler kuramamasının temel üç sebebi vardır; Hiçbir hakkı olmamasına rağmen, Türkiye’den toprak talebinde bulunması, soy kırım iddialarını sürekli gündeme getirmesi ve Karabağ sorunun çözümünde uzlaşmaz bir çizgi izlemesi. İşte Ermenilerin bu üç yanlış politikası Türkiye ile normal diplomatik ilişkiler kurmasına engel olmaktadır. Dolayısıyla , Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi için Ermenistan’ın bu politikaları terk etmesi ve normal komşuluk ilişkinse dönmesi gerekir. Aksi halde çözüm zorlaşır. Özellikle soykırım iddiaları, Ermenistan’ın bağımsızlık bildirgesinde yer almaktadır ve Ermenistan Anayasası da bağımsızlık bildirgesine atıfta bulunmaktadır” dedi.
SİYASİ KAYIP OLUŞABİLİR
İki ülkenin siyasi ve ekonomik ilişkilerine de değinen Yrd. Doç. Dr. Karabulut, “ Ekonomik ilişkilerin sağladığı fayda bilimsel çalışmalardan örneklerle net bir şekilde ortaya konmaktadır. Ekonomik bütünleşmenin refahı nispi olarak artırıldığına dair gerçek verilere dayanan çalışmalar vardır. Ampirik çalışmalar ekonomik entegrasyonun üye ülkeler arasındaki çatışmaları azalttığına dair önemli destek vermektedir. S.W. Polacheck’in 1958-67 dönemi için 30 ülke verileriyle yaptığı bir çalışma göstermiştir ki iki ülke arasında ticaretin iki katına çıkması çatışmaları yüzde 20 azaltmaktadır. Türkiye ile Ermenistan arasındaki ticari ilişkinin Cumhuriyetin ilk yıllarında da olduğunu görmekteyiz. Örneğin Iğdır, Erivan arasındaki 1920 yılında sınır ticareti yapılmaktadır. Erivan’a pamuk, yün ve canlı hayvan satılıp, şeker ve manifatura alındığı belirtilmektedir. Ancak bu ticaret 1939yılına Sovyetler Birliği tarafından kesilmiştir. Ermenistan ile Türkiye arasında günümüzde yapılmak istenen ticari ilişkide ise alternatiflerin detaylı olarak değerlendirilmesi zorunluluğu vardır. Ermenilerin dış ticaretteki alternatifleri ve ihtiyaç duyduğu dış ürünler incelendiğinde ; iyimser bir bakıyla Türkiye’nin Ermenistan dış ticaretinde yüzde 10’luk bir paya sahip olacağı belirtilmektedir. (TUSAM 2004:7) bu kadarlık bir dış ticaret uğuruna dikkatli adım atılmadığı takdirde Türkiye’nin siyasi kaybı büyük olabilir. Upsala Üniversitesi İpek Yolu Merkezi Araştırma Müdürü Stvante Cornel’e göre Türkiye’nin Ermenistan sınır kapsını açması durumunda , Türkiye’nin aleyhine olan temel üç sorun yaşanabilecektir. Bunlar, sürekli Türkiye karşıtı politika izleyen mevcut Ermenistan yönetimi, sınır kapısının ticarete açılmasıyla güçlenecek ve böylece daha demokratik ve barış yanlısı olana rakipleri Türkiye’nin bu uygulamasıyla zayıflamış olacaktır. Bu da Türkiye’ye karşı sertlik yanlılarını cesaretlendirecektir. Türkiye’nin ilk adımı atması Ermeni Diasporası’ndaki sertlik yanlılarını uzun dönemde Türkiye’den soykırım ve toprak talebi konusunda daha fazla istekli olmaları sonucunu ortaya çıkarabilir. Sınır kapısının açılması Türkiye’nin Azeri veya Azerbaycan’ı terk ettiği anlamına gelecektir ki , bu onarılması güç bir hata olur. Bu durum Türkiye’nin Kafkasya’da ki gayeleri ve stratejik çıkarları için uygun olmayacaktır. Kafkasya’daki çıkarlarını Azerbaycan üzerine odaklayan Türkiye için böyle bir adım rasyonel değildir. Sadece Azerilerin Türk olmalarından dolayı değil, ayrıca Azerbaycan Kafkasya’nın en büyük ve sahip olduğu enerji kayakları ile bölgenin en zengin ülkesidir. İran ve Rusya ile komşu olmasından dolayı da stratejik bir konumdadır. Türkiye Azerbaycan’ı kaybetmeyi göze alamaz fakat , Ermenistan ile kapıları açarak böyle bir sonucu doğurabilir. Kısacası, Ermenistan ile ilgili kararlarda Mustafa Kemal Atatürk’ün 18 Kasım 1921’de Azerbaycan büyükelçiliğinin açılışı esnasında söylediği; “Azerbaycan Asya’da ki kardeş hükümet ve milletler için temas ve ilerleme noktasıdır” sözü her daim güncel tutularak hareket edilmelidir” dedi.
AZERBAYCAN REALİTESİ UNUTULMAMALIDIR
Siyasi gücünün ekonomik güç ile elde edileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Karabulut, “ Sınır kapısında ki rahatlama Ermenistan’ın Türkiye’de ki terör örgütleriyle ilişki kurması ve böylece iç istikrarını bozulması şeklinde bir sonuç ortaya çıkabilir. Mevcut bu realite ortamında Türkiye’nin izleyeceği yol ne olmalıdır? sorusu gündeme gelmektedir. Uygun çözüm şu şekilde olabilir; Türkiye Ermenistan sınır kapısının açılması için çaba sarf etmelidir. Çünkü siyasi güç ekonomik güç ile elde edilir. Hatta ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan ile yakınlaşmasını da sağlayabilir. Siyasi açıdan gergin olduğumuz her ülke ile iktisadi ilişkileri de kesersek, siyasi etkinliğimizi de kaybederiz. Örneğin Yunanistan, Suriye ve İran gibi ülkeler zaman zaman siyasi açıdan gerginliklerle karşı karşıya geldiğimiz ülkelerdir. Buna rağmen ekonomik ilişkilerimiz az da olsa devam etmektedir. Ancak Ermenistan’la olan ilişkilerimizde Azerbaycan realitesinden dolayı şu hususlar göz ardı edilmemelidir. Ermenistan’ın dağlık Karabağ konusunda taviz vermesi sağlandıktan sonra ticari ilişkiler hızlandırılabilir. Ekim 2002’de Azerbaycan Devlet Bakanı Haydar Aliyev’in Ermenistan’a yaptığı “ Ermenistan’ın İran sınırındaki dört Azeri eyaletinden çekilmesi karşılığında ticari ilişkilerin düzeltilmesi teklifi yeninde gündeme getirilebilir. Ermenistan’a şu kesin olarak bildirilebilir; ilişkiler normalleşebilir ve kapılar açılabilir, ancak az önce değinilen konularda ilk adımı Ermenistan’ın atması kaydı ile” diye konuştu.