Erzurum Gazetesi Arşiv

İftiraya uğrayan albay kafasına sıktı. Deniz Kuvvetleri Komutanı, “Teröristi bırakıyorlar, bize terörist muamelesi yapıyorlar” dedi.
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı ile Eskişehir Jandarma Komutanı içeri tıkıldı. Foça çıkarma gemileri komutanı Tuğamiral ile Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral’in şüpheli sıfatıyla ifadesi alındı. 3’üncü Ordu Komutanı ifadeye çağırıldı. Genelkurmay Başkanı’nın gizli gizli kaydedilen ses bandı internete sızdırıldı.
*
2 gün sonra...
*
Şubat 2010 MGK bildirisi:
Irak’taki gelişmeler bütün boyutlarıyla ele alınmış, Kıbrıs’taki müzakere süreci gözden geçirilmiş, Ege sorunları kapsamında Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarımız değerlendirilmiştir. Kardeşlik olgusunun pekiştirilmesi bağlamında, tüm kurumlarımızın işbirliği ve eşgüdüm içinde icra ettikleri faaliyetlerin sürdürülmesi kararlılığı bir kez daha teyit edilmiştir.
*
2 gün sonra...
*
Tüm kurumlarımızın işbirliği ve eşgüdüm içinde icra ettikleri kararlı faaliyetler neticesinde... Hava Kuvvetleri eski Komutanı gözaltına alındı, Deniz Kuvvetleri eski Komutanı gözaltına alındı, Birinci Ordu eski Komutanı gözaltına alındı. Lojmanlarında pijamayla kahvaltı eden komutanlar, evlerinin basılacağını ve içeri tıkılacaklarını TRT 2’den öğrendi.
*
2 ay sonra...
*
Nisan 2010 MGK bildirisi:
Kritik toplantı, Genelkurmay Başkanı gözaltına alındığı için yerine vekâlet eden astsubay kıdemli başçavuşun... Kara Kuvvetleri Komutanı’nın evi basıldığı için yerine vekâlet eden istihkam onbaşının... Hava Kuvvetleri Komutanı ifadeye çağırıldığı için vekâlet eden THY genel müdürünün... Deniz Kuvvetleri Komutanı tutuklandığı için ve Deniz Kuvvetleri’nde tutuklanmayan subay-astsubay kalmadığı için şehir hatları vapuru çımacısının katılımıyla gerçekleştirilmiştir... Kritik toplantı 2 dakika sürmüş, işbirliği ve eşgüdümle iç ve dış tehditler ele alınmıştır.

Sayın Güzel,yazınız gerçekten egitimci yazar Murat Ertaş'ın dediği gibi çeçevelettirip duvara asılacak kadar değerli.Yine Yazar Cahit Okçu!nun ifadeleri ile katılıyorum."Sakalsız veli sakallı şakazade" böylelerinin peşinden sorgusuzca gidenlerden beklenen elbetteki yalakalık olur.Neredesin Gassap mustafa at naranı silkele şu içmeden şarhoş olanları.Uyan artık ey milletim.ABD nin reklam ve övgüsünü,din adamı kisvesiyle açıkça yapan başka birisi varmı.? Yahudiler,Üzeyr,hırıstiyanlar isa Allahın oğlu dediler.Şimdide yalakalık yapıyorlar,içindeki uyuyan devi uyandır.Ğüneşin doğuşuna en yakın an,karanlığın en koyu olduğu andır.Sivilleşirken savrulup alabora oluyoruz.Ankara'dan selam ve sevgilerimle.Ülkü İle Kalınız.

en zengin 100 ailenin varlığı 170 milyar $ iken,bugün bu ülkenin bankalarına yatan mevduatın,% 47'si 30 bin kişinin ise(30:4=7. 500 aile)bütün bunlar da bu ülkede bilerek yapılıyorsa daha bu tebaadan, sizin yazdıkla rınızın dışında,nasıl farklı bir davranış sergilemesini beklersiniz ki? Kusura bakmayı nız,çok çok muhtasar kıldım.Aslında yazılacak o kadar çok şey var ki.Hani devenin misali.Ne resini düzeltelim ki? Hani adamın birisi hoca ya(Nasrettin Hoca değil)"Hocam,o,Hz.İsa,elin deki değnekle ,o hangi dereye vurmuştu" deyin ce,hoca düşünür,taşınır,sakalını sıvazlayarak "Oğul,ben bunun neresini düzelteyim ki? Önce o, Hz. İsa değil,Hz.Musa idi.Elindeki değnek değil,asa idi.O vurduğu da dere değil,Kızıl Deniz idi." diye cevap verir.xxxxxxxxxxxxxxxx xxxx Sayın Güzel,şimdi neresinden tutup nesini düzeltelim?Neresini düzeltelim ki?Bun lar,70 yılın otoriter uygulamalarının bir sonucudur.Çok normaldir.Herhangi bir anormal lik yoktur.Selam ve saygılarımla.Hoşça kalınız.

olduğu için,her hafta banyosunu ailece hiç hakkı olmadığı halde, kendileri de hacı olduk ları halde hiç düşünmeden harcayan ve kulla nan, o kralın bu tebaasından, ancak bu bekle nir.Şövalyeleri sürekli köşeye sıkıştırdıkla rı için düşünemeyen,sorgulamayan,incelemeyen, araştırıp üretemeyen,efendisinin eline bakan maraba,hızmekâr zihniyetine tabi tutulan bu tebaadan nasıl farklı bir tavır beklenir ki? Beyefendi,biliyorsunuz ki sosyolojik olarak, milli gelirin adil dağıtılmadığı bir ülkede halk,nasıl sizin yazdıklarınızın tersi gibi hareket edebilir ki? Orada insan haklarından hukuktan,demokrasiden,bireyin özgürlüğünden nasıl bahsedilebilir ki? Zaten hukuk, yapısı itibariyle,milli gelirin adil dağıtıldığı ül kelerde bulunmaz mı?Bu ülkede bu yoksa,hukuk tan mahrum bir tebaa,nasıl bilinçli ve şuurlu olur da hesap sorabilir ki? BU ÜLKEDE;Dünya Bankası ve OECD raporlarına göre, nüfusun en yoksul % 20'lik kesiminin gelirden aldığı pay % 6.1,en zengin kesimin de % 46.7 iken

şövalyesi gibi gören,halkın da kendisine kayıtsız,şartsız itaat etmesini isteyen bir zihniyetin,derebeylik anlayışının tebaası da tabii ki böyle olacak.Yani sizin yazınızın yadırganacak bir tarafı yok ki.Çok normal. Bakınız Beyefendi,böyle tarla,böyle tohum ve böyle mahsul.Bozuk bir fabrikadan mamul bir madde,mükemmel bir fabrikadan da bozuk bir mal çıkmayacağı gibi.Bu yazdıklarınıza, demokrasi ve insan haklarının olduğu yerler de, belki çok ender rastlanır.Ki oralarda da zaten bu tür yazılar yazılmaz.Hayvanı ile aynı 'AHIR'ı paylaşan,daha doğrusu paylaşmayı normal gören, bu zencilere bu tebaaya hiç al dırış etmeyen,ama kendi saltanatlarından,ast ronomik hayatlarından,hiç taviz vermeyen,köpe ğinin mamasını yurt dışından getirmeyi hiç ihmal etmeyen,köpeğinin manikür ve pedikürünü hiç aksatmayan,milletin helikopteri ile bir kaç saatlik yoldan sıkılmadan dondurma geti ren,makam aracı ile gece 11'lere kadar Aziziye Kaplıcaları'nda dostlarıyla keyfçatan lojmanda ya oğlu ya kızı

Sayın Güzel,size ve yorumculara teşekkür ediyorum.Bu tür yalakalık genelde,demokrasi nin tam hazmedilmediği,otoriter,oligarşik,bas kıcı idarenin saltanat sürdüğü,üçüncü dünya ülkelerinde mevcuttur.Demokrasinin yerleştiği insan haklarına saygı duyulan,bireyi ön plana çıkaran,önce fert,sonra devlet anlayışının ha kim olduğu gelişmiş,modern,çağdaş ülkelerde bu tür yalakalık bulunmaz.Bu bizde, nereden ileri geliyor? Yıllarca korku ile sindirilen, 'kutsal devlet'gibi teraneleri halkın kulağına ninni gibi üfleyen,"uyu uyu .....gelip seni kesecek" gibi sendromlarla yetiştirilen,bıra kın eylemi,yıllarca,insanın en tabii hakkı o lan ifade hürriyetini bile çok gören,yıllarca demir perde ülkeleri gibi yönetilen,insanca yaşamanın olmadığı,milli gelirin adil dağıtıl madığı,eğitimde fırsat eşitliğinin hiç olmadı ğı, vergisini yediği,bununla saltanat sürdüğü nü borçlu olduğu insanını, iç düşman gibi gö ren,ülkede imtiyazlı sınıflar oluşturan,kast sistemi kuran,kendilerini şato

YAVŞAK olmadan YALAKALIK yapılmaz . Günümüzde yalakalık bir yaşam biçimi olmuştur.Öğle sanıyorum ki ; Bu kişiler yaptıklarının farkına bile varmamışlardır.Bu davranış biçimleri onların duygu ve düşüncelerini sarmış taa ki damarlarındaki kana işlemiştir. oturduğum ve veya gittiğim mekanlarda görüyorum ki ,YALAKALIK onların genlerinde var . Yalakalıktan hoşlanan Makam ve Mevki sahibi ne olursa olsun çok insan var .Bu insanlar bence çok uyanık olanlarıdır .O yapmış olduğu yalakalıktan sonuna kadar yararlanıp kullanırlar ; Sonunda da ufak tefek memfaatler sağlarlar.

Erdal abi, bu yazı çerçeveletilip asılmalıdır. Yazının içerdiği hakikat vicdanların en yüksek noktasında kendisine yer bulması gerekir. Maalesef ki devir, zeki olmanın, akıllı olmanın, uyanık olmanın YALAN, YALAKA ve DALKAVUK olmakla iftihar bulduğu devirdir. Ve maalesef bizler (güya) MUHAFAZAKAR bir toplumuz. Bu güzel yazı için teşekkürler. Yüreğine ve kalemine sağlık. Selamlar

dalkavukluk üzerine okuduğum engüzel yazı.tşk ederim.size dalkavukluk etmiş olmuyorum.tanımıyorsunuz. 12 eylülü bizde yaşadık,gerçekten doğru. insanoğlu vefasız ve menfaatçı.durum değiştimi aniden 180 derece döner."kral öldü yaşasın kral"cinsinden söz en güzel örnek...