MHP Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Zeki Ertugay, TBMM’de konuştu:
Erzurum ekonomisi can çekişiyor
Prof. Dr. Zeki Ertugay, TBMM’de yaptığı gündem dışı konuşmada, Erzurum ekonomisine ayna tuttu. Prof. Dr. Ertugay, uygulanan politikaların yanlış olduğunu savunarak, Erzurum’un son yılların en ağır ekonomik sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu kaydetti.
MHP Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Zeki Ertugay, uygulanan politikaların yanlış olduğunu savunarak, Erzurum’un son yılların en ağır ekonomik sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu
söyledi. Mecliste gündem dışı bir konuşma yapan Prof. Dr. Ertugay, “Erzurum, tarihi, siyasi, askeri, ticari ve jeopolitik önemi büyük olan, Milli Mücadelemizin başlatıldığı, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı, Büyük Atatürk’ü Son Osmanlı Meclisine Erzurum Mebusu olarak gönderen, tarihimizin önder illerinden birisidir.” dedi.
ERZURUM’DA HAYAT ZORLAŞIYOR
”Bölgenin merkezi konumundaki bu tarihi ilimiz maalesef son yılların en ağır ekonomik sorunlarıyla karşı karşıya bulunmaktadır.” diyen Prof. Dr. Ertugay, “Erzurum, bugün uygulanan teslimiyetçi mahiyette, aşırı liberal, aşırı küreselci, sosyal devlet ilkesinin neredeyse unutulduğu ve sadece halka kömür, gıda dağıtımına indirgendiği, geniş kitleleri ezen, yanlış ekonomik politikaların ve kötü ekonomik gidişatın ortaya çıkardığı yüklü faturayı en ağır olarak ödeyen illerin başında gelmektedir. Hiç şüphesiz ki 2000 metrede kurulmuş, uzun kış ve ağır iklim şartları, zor coğrafyası ve sınırlı üretim imkânları, Erzurum ve Erzurumlunun ekonomik ve sosyal hayatını daha da zorlaştırmaktadır.” diye konuştu.
ESNAF CAN ÇEKİŞİYOR
Erzurum ekonomisinin can çekiştiğini savunan Prof. Dr. Ertugay, şehrin halini rakamlarla anlattı. Prof. Dr. Ertugay, “GSYİH’dan aldığı pay itibariyle 1975’de 24’üncü sırada olan Erzurum, bugün 81 il içerisinde 64 üncü sıradadır. Satın alım gücü bakımından da sırası 71’dir. Ortalama 1064, kırsalda yaklaşık 600 dolar olan kişi başına düşen milli geliri Türkiye ortalamasının çok altındadır (5.600 dolar). Neredeyse 5’de biridir. İşsizlik almış başını yürümüştür. İşsizlik oranındaki artış Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Tarım ve hayvancılık can çekişmektedir. Çiftçi borç ve haciz batağındadır. Kurban bayramını dört gözle bekleyen besici, oda şayet satabildiyse, satabildiği kurban parasıyla, yedirdiği samanın bedelini karşılayabilmişse, kendini karlı saymıştır. Et ve Balık Kurumu nerdeyse devre dışıdır. Hayvan kesim işi bile Erzurum dışından yabancı firmalara ihale edilmiştir. Burada yeri gelmişken ifade edeyim Dünya Bankasının 2008 raporunun adı kalkınma için tarımdırBunun anlamı, tarımın önemi bir tek bu ülkede, yeteri kadar idrak edilememektedir.” şeklinde konuştu.
BİR YILDA 30 BİN İCRA TAKİBİ
Seçim yılı olmasına rağmen 2007 yılının Erzurumlu esnaf, çiftçi, işadamı ve sanayici açısından en kötü yıl olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ertugay, “Başka göstergeye gerek yok, Erzurum’da patlayan icra, iflas ve haciz taleplerini karşılayabilmek için son bir yılda icra müdürlüğü sayısı 3’den 5’e çıkmıştır, 6’ıncısı da yoldadır. Erzurum Ticaret Odası verilerine göre, 2007 yılında yaklaşık 30 bin icra takibi yapılmıştır. Bu rakama kredi kartı hacizleri dahil değildir. 2007 yılında ticari alanda protestolu senet oranı % 65’dir ve ticaret siciline kayıtlı olup da faaliyetine son veren, kapanan iş yeri sayısı (limitet, anonim, kooperatif, hakiki şahıs) bin 128’dir. Buna karşılık yeni açılan işyeri sayısı bu rakamla mukayese edilemeyecek kadar azdır.” ifadelerini kullandı.
TEŞVİK YASALARI İŞE YARAMADI
“Çıkarılan teşvik yasaları hiçbir cazibe oluşturmamış, daha doğrusu derde deva olmamıştır.” Diyen Ertugay, şunları söyledi: “Zira her yere verilen teşvik, teşvik değildir. Doğu Anadolu Bölgesi içinde, Erzurum içinde yeni, kapsamlı, havza ve sektör bazında teşvik öngören ve hatta sadece yatırımcıyı değil bölgede bulunan işçi, memur, esnaf ve herkesi kapsayan bir teşvik yasasına ve sürdürebilir bir teşvik politikasına, acilen ihtiyaç bulunmaktadır.
Bugün bu ülkenin en temel problemi, gelir dağılımının bozukluğu ve maalesef giderek daha da bozuluyor olmasıdır. Elbette ki gönlümüz bu ülkenin her yöresinin aynı kalkınmışlık düzeyinde olmasını ve gelir adaletinin herkes için sağlanmasını arzu etmektedir. Ancak takdir edilmelidir ki Bölgenin ve Erzurum’un ağır şartları, kalkınmada ve kaynak aktarımında öncelikli olarak ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Şayet siz Erzurum’a da Düzce’ye de aynı teşviki verirseniz Düzce dururken Erzurum’a yatırımcının gelmesini beklemek sadece hayaldir.”
KÜÇÜK ESNAFI BIRAK, BÜYÜKLERE BAK!
Maliye Bakanlığı’nın vergi iadesi uygulamasının kaldırılması sonucu ortaya çıkan, vergi açığını kapatmak için yeni bir uygulama başlattığını vurgulayan Prof. Dr. Ertugay, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye genelinde ve Erzurum’da da 3 bin vergi mükellefinden 2007’ye ait envanterlerini, yevmiyesini, alış ve satış faturalarının çıkarılmasını istemiş ve bu kontrollerin de 9-31 Ocak arası yapılacağını tebliğ etmiştir. Elbette ki devlet vergi de alacak, mükellefini kontrol de edecektir. Buna hiçbir itiraz olamaz. Ancak bu tip uygulamalar zaten çok zor durumda olan, büyük mağazalar zincirinin dayanılmaz rekabeti karşısında ezilen, muhasebesi, kaydı dört dörtlük olmayan küçük esnafı canından bezdirmektedir. Şu anda Erzurum’da esnaf satışı falan durdurmuş fatura ile stok kontrolü ile uğraşmaktadır. Bu uygulama, küçük esnafa gözdağı vermektir. Esas alması gerekenden vergi alamayan hükümetin acısını küçük esnaftan çıkarmasıdır. Bu işin adı gücü yeten yetenedir. Bu da devlete yakışmaz. Erzurum’un 2006 yılı kurumlar ve gelir vergisi olarak tahakkuk eden vergisi 17 milyon YTL’dir. Tahsil edilen 8 milyon YTL. Bu da, yani bir yılda Erzurum’dan aldığınız vergide sizin rantiyeye ödediğiniz bir günlük faizin değil (günde 153 milyon YTL) 3 saatlik faizin karşılığıdır. Bu miktarı alsanız ne fark eder almasanız ne fark eder. Bu tablo gerçekten Türk ekonomisi adına da milli onurumuz adına hicap duyulacak bir durumu göstermektedir. Hükümete önerimiz, bu tür uygulamalar ile Erzurumlu esnafın peşine düşeceğine, öncelikle büyük kayıt dışının peşine düşmesidir. Büyük vergi kaçaklarını önlemesidir. Boğazın iki yakasında oturanların peşine düşmesidir. Vergi oranları ve KDV’yi düşürerek, yeni bir vergi mevzuatı düzenlemesi yapmasıdır.”