ERKEN TANI HAYAT KURTARIYOR
Meme kanseri tanısında mammografi çekiminin en etkili yöntemlerden birisi olduğu belirtildi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu, Onkoloji Hemşireliği Derneği, Erzurum Kalkınma Vakfı (ERVAK) Kadın Kolları, Kanser Tarama ve Eğitim Merkezi'nin (KTEM) ve gönüllülerin işbirliğiyle yürütülen "Kadın Kadına, Meme Kanserinde Erken Tanı Konusunda Kadınların Eğitimi" adlı proje çalışmaları kapsamında Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Özgül Karayurt, açıklamalarda bulundu. Yrd. Doç. Dr. Karayurt, meme kanserinde tanının, hasta öyküsünün alınması, klinik meme muayenesi, radyolojik tanı (Mammografi, ultrasonografi, manyetik rezonans görüntüleme, pozitron emisyon tomografi) ve cerrahi tanı (perkütan biyopsi, ince iğne aspirasyon biyopsisi, kesici iğne biyopsisi, eksizyonel (açık/cerrahi) biyopsi) yardımıyla konulduğunu ifade etti.
Yrd. Doç. Dr. Karayurt, tanı safhaları hakkında şu bilgileri verdi: "- Hastanın Öyküsünde Neler Önemlidir?: Hastanın öyküsü bir sağlık profesyoneli (doktor, hemşire veya ebe) tarafından alınır. Hastanın yaşı, aile öyküsünde meme kanseri durumu, ilk adet yaşı ve düzeni, adetten kesilme yaşı, memeyle ilgili geçirdiği hastalıklar, kendiliğinden gelen meme başı akıntısı, başka herhangi bir kanser durumunun varlığı, daha öncesinde memeye yönelik biyopsi ve buna ait tanı olup olmadığı araştırılır. Klinik muayenesi sonrasında Mammografi çekilir. Mammografi, memenin özel bir röntgen cihazıyla filminin çekilmesidir. Mammografi hem tanı hem de tarama amaçlı çekilmektedir. Mammografi meme kanserinin erken saptanmasında en etkili yöntemlerin başında gelmektedir. Memede, muayeneyle saptanamayacak kadar küçük anormallikler (kitleler) mammografi ile saptanabilir. Mammografi aynı zamanda memede saptanan kitlenin iyi ya da kötü huylu olup olmadığını belirleyebilir. Ancak genç kadınlarda meme dokusu daha yoğun olduğu için mammografi ile tanı koymak daha güçtür. Bu nedenle 40 yaşın altındaki kadınlarda anne veya kız kardeşinde meme kanseri öyküsü gibi özel bir neden yoksa kullanılmamaktadır. Mammografide saptanan her kitle kanser değildir. Şüpheli görülen durumlarda daha ileri tetkikler istenecektir.
- Mammografi Ne Zaman Çekilmelidir?: Tarama amaçlı mamografiyi 40 yaş ve üzerinde her kadının yılda bir kez düzenli olarak çektirmesi önerilmektedir. Ancak yakın aile bireylerinde meme kanseri varsa ya da başka etkenlerle riskli grupta bulunuyorsanız doktorun belirleyeceği yaş ve sıklık geçerli olacaktır.
- Digital Mammografinin Farkı Nedir?: Son yıllarda kullanılmaya başlanan dijital mamografi, alınan radyasyon dozunu ve memelerin sıkıştırılma zamanını azalmakta, çekimin daha kısa sürede yapılmasını ve bilgisayar desteğiyle daha iyi görüntü alınmasını sağlamaktadır. Meme kanserinin bazı tipleri özellikle süt bezlerinden kaynaklanan kanserler mammografide görülemediği için, mammografiye ek olarak ultrosonografi çekilmesi istenebilir.
- Ultrosonografi Nedir?: Yüksek ses dalgaları yardımıyla memenin görüntülenmesi ve incelenmesidir. Meme kitlelerinin değerlendirilmesinde mammografiye yardımcı olan en önemli tanı yöntemidir. Memede saptanan kitlelerin kistik (içi sıvı dolu) ya da solid (katı) yapıda olduğunu anlamada iyi bir yöntemdir. Tarama amaçlı kullanılmamaktadır. Özellikle yoğun meme dokusuna sahip genç kadınların meme dokusunun incelenmesinde kullanılır
- Manyetik Rezorans Nedir?: X-ray ışınları kullanılmadan radyo dalgaları ve mıknatıs yardımıyla memenin detaylı olarak görüntülenmesidir. Meme kanserinin tanısında tek başına kullanılan bir yöntem değildir. Yoğun meme dokusuna sahip genç kadınlarda, meme protezi olan veya hormon tedavisi kullanan kadınlarda mammografi ile kitlelerin saptanması güç olabilir. Bu kadınlarda ultrason ve mammografiye ek olarak Manyetik Rezorans istenebilir.
- Pozitron Emisyon Tomografi Nedir?: Meme kanserini saptamak için yeni kullanılmaya başlayan bir tetkiktir. Bu yöntemde ışın yayan (radyoaktif atom içeren) bir çeşit şeker (glikoz) kullanılır. Küçük bir miktarda radyoaktif şeker damar içine (vene) verilir. Hasta Pozitron Emisyon Tomografi makinesinin içindeyle küçük bir kamera ışın yayan alanı saptar. Vücuttaki kanser hücrelerinin metabolizması yüksek olduğundan şeker, kanser hücreleri tarafından fazla miktarda tutulur. Bu durumda kanserli bölgenin saptanmasını sağlar. Pozitron Emisyon Tomografi, mammografide şüpheli kitlelerde, mammografinin yetersiz kaldığı derinde bulunan kitlelerde, meme dokusu yoğun olan kadınlarda kitlelerin saptanmasında, daha önceden memeye cerrahi veya ışın tedavisi (radyoterapi) uygulanmış durumlarda kullanılmaktadır.
- Meme Biyopsisi Nedir?: Biyopsi, şüphelenilen dokudan alınan örneğin mikroskop altında incelenmesidir. Meme kanserinin kesin tanısı biyopsiyle konur. Memede muayenede, mammografi/ultrosografide ya da diğer tetkiklerde şüpheli bir kitle saptanırsa doktor biyopsi yapmaya karar verir. Biyopsi şüphelenilen kitlenin kanser olup olmadığı konusunda kesin bilgi verir. Birkaç çeşit meme biyopsisi vardır. Biyopsi iğneyle yapılabildiği gibi cerrahi bir işlemde gerektirebilir. Kanser tanısında genellikle ilk adım olarak 'iğne biyopsisi' tercih edilir.
- İğne Biyopsisi Nedir?: İğne biyopsisi hızlı bir şekilde tanı konulmasını sağlar. Ayrıca herhangi bir cerrahi işlem yapılmadan önce doktorla tedavi seçeneklerinin tartışılmasına olanak verir. Ancak güvenirliği (değeri) cerrahi biyopsiden daha azdır. İğne biyopsisi ince iğne biyopsisi ve kesici iğne biyopsisi olmak üzere 2 şekilde yapılır.
- Cerrahi (Açık) Biyopsi Nedir?: Bazı hastalarda iğne biyopsisinden sonra açık biyopsi gerekebilir. Açık biyopsi, küçük bir cerrahi işlemle memedeki kitlenin tümünün çıkarılarak incelenmesidir".