AZMETTİ, KAZANDI
Türk güreş tarihinde önemli bir yere sahip olan milli güreşçi Ali Koçak, geçirdiği trafik kazası sonucu sakat kalmasına rağmen sporda kazandığı mücadeleci ruhuyla yaşadığı olumsuzlukların üstesinden gelmeyi başardı.
Türkiye'yi 1970'li yıllarda uluslararası güreş turnuvalarında temsil ederek önemli dereceler elde eden ve 1982'de geçirdiği trafik kazasının ardından yaşadığı felç nedeniyle engelli hale gelen Koçak (53), Erzurum'un Tortum ilçesine bağlı Pehlivanlı beldesinde tüm olumsuzluklara rağmen iş hayatında elde ettiği başarılarıyla diğer engellilere örnek olmanın gururunu yaşıyor.
HAYATINI GÜREŞE ADADI
Koçak, 16 yaşında güreşe Erzurum'da, Yolspor'da başladığını, Kıbrıs Barış Harekatı döneminde Kıbrıs'ta vatanı görevini yaptıktan sonra da yurt dışında değişik kulüplerde güreş hayatına devam ettiğini söyledi.
1978'de 10 ülkenin katılımıyla düzenlenen Yaşar Doğu Turnuvası'nda ikincilik, 1979'da Polonya'da düzenlenen Poznan Güreş Turnuvası'nda da şampiyonluk madalyası kazandığını anlatan Koçak, güreşte başarıların zirvesindeyken geçirdiği kaza sonucu hüsrana uğradığını ifade etti.
NE HAYATA, NE DE GÜREŞE KÜSTÜ
Sakat kalmasının ardından yürüme yeteneğini kaybeden Koçak, yıllardır güreşle bağının kopmasının üzüntüsünü yaşadığını ifade ederek, şöyle konuştu: ''Sakat kaldım diye kaderime küsmedim ve kendimi çaresiz hissetmedim. Kimseden yardım almaksızın, kaderin bana vurduğu bu en ağır darbenin üstesinden gelmek için hem bedenen hem de ruhen güçlü olmaya çalıştım. Hayatta hiç bir engelin benim önümü kesemeyeceğine inandım. Buna inanarak sporda kazandığım mücadeleci ruhuyla hareket edip, hayatta başarılı ve üretken olma için çaba sarf ettim.''
''SPOR İNSANA MÜCADELECİ RUHU KAZANDIRIYOR''
Sporun insana önemli katkıları bulunduğuna dikkati çeken Koçak, sakat kaldıktan sonra yaşadığı sıkıntılardan kurtulmasında sporcu kişiliğinin önemli rolü olduğunu vurguladı. Sakatlığın kendisini mağlup edeceğini hiç bir zaman düşünmediğini, her karşılaştığı sıkıntıdan kurtulmak için daha fazla çalışması gerektiğine inandığını dile getiren Koçak, şunları kaydetti: ''Kazadan sonra sporla bağımın kopması nedeniyle memleketim Pehlivanlı'ya geldim. Bir süre beldedeki bağ ve bahçemizle ilgilendim. Daha sonra sahip olduğumuz su kaynaklarını değerlendirerek balıkçılıkla ve turizmle ilgilenmeye karar verdim. 1995'te açtığım alabalık çiftliğini kimseden destek almadan işletmeye başladım. 11 yıldır işlettiğim bu işletme artık önemli bir turizm merkezine dönüştü.''
''ŞİMDİ YALNIZCA UNUTULMUŞ OLMAMA ÜZÜLÜYORUM''
Koçak, sakatlığını artık problem olarak görmediğini, ancak güreşle bağı kopmadan önce yanında olanların, sakat kaldıktan sonra kendisini aramadığını belirterek, şimdi yalnızca bu durumun kendisini üzdüğünü söyledi.
Koçak, unutulmanın yalnızca kendisi için problem olmadığını, bunun Türk sporu için mesele olduğuna işaret ederek, ''benim durumumu gören yeni sporcularımızın şevki kırılıyor. Memleketine hizmet edenlere sahip çıkılmadıkça ülke olarak spor başarılı olamayız. Devletten hiçbir beklentim yok. Düştüm ama yılmadım, mücadeleci oldum ve bugün hayatımdan memnunum'' şeklinde konuştu.