SİYASETÇİ – Bürokrat – İşadamı üçlüsü, pek hayırla yad edilmez. Bu üçlü bir arada anılmaya görsün… “Bir ‘götürme’ operasyonu mu var?” sorusu hemen akla gelir.

Ya da bir ‘götürme” operasyonu olmuşsa… Arkasında bir “sacayağı” araştırılır; bacakları siyasetçiden, bürokrattan ve işadamından oluşan.

Haksız da değillerdir hani.

Çünkü…

Üzerine bir ‘götürme’ operasyonu oturtulmuş bir çok sacayağı örneğiyle doludur, basındaki haberlerin önemli bir bölümü.

* * *

ESASLI bir güçtür; siyasetçi, bürokrat ve işadamı üçlüsü…

Nitekim…

Takdire şayan birçok projenin altında da yine bu üçlüden oluşan sacayağı vardır.

“Nerde biz de böyle sacayağı?” demeyin!

İşte size bir örnek.

* * *

MUAMMER Yaylalı, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü…

Bürokratımız.

* * *

MUHYETTİN Aksak, Ak Parti Erzurum Milletvekili…

Siyasetçimiz.

* * *

VE, isimleri bizde mahfuz, İstanbul’da mukim, hali vakti, işi gücü yerinde olan hemşerilerimiz..

Yani, işadamlarımız.

* * *

AKSAK ve Yaylalı, kafa kafaya verir, ülkemizin büyük müesseselerinin, yeni kurulan Erzurum Teknik Üniversitesi’nin fakültelerinin bir yada bir kaçının yapımını üstlenmeleri için, bu müesseselerde etkili konumlarda bulunan işadamlarımızın kapılarını çalarlar.

* * *

TABİ bu işin bir de “fikir babası” var; reklamını yapmak uygun düşmez diye, onu da açıklamayalım.

* * *

BİRİ, “Kardeşim, ben koskoca bir milletvekiliyim”; diğeri de “Ben de koca bir Rektörüm” demez de; bu işadamlarımızın kapılarını birkaç kez daha çalarlarsa; ortaya çok güzel neticelerin çıkmaması işten bile değil!

* * *

ANKARA’daki ilgili çevrelerde müşterek olarak ifade edilen bir şey var, Yaylalı hakkında:

“–Müthiş hevesli!”

Öyle ki, kısa zaman içerisinde Erzurum Teknik Üniversitesini ete kemiğe büründürecek kadar.

Ankara’da kaldığı kısa zaman dilimi içerisinde, Cumhurbaşkanından Maliye Bakanına, vekillerden işadamlarına kadar, çalmadık kapı bırakmıyor.