SON yıllarda yeni bir Müslüman tipi ile karşı karşıya olduğumuz iddiasında bulunsak, bu yeni akımın öncülerine modaya da uygun düşsün diye “neo-Müslüman” desek; suya sabuna fazla dokunmadan bir de portresini çıkarmaya çalışsak bunların…
* * *
İSLAMIN şartı beş ya… Harfiyen yerine getirir, bu neo-Müslümanlar.
Bir kere Kelime-i Şahadet düşmez ağızlarından. namazlarını geçirmez, oruçlarını hasiyetle tutar, zekatlarına titiz davranırlar.
Mümkünse Hac’a gitmeye çalışır, olmazsa Umre yaparak yılda en az bir kere mutlaka pir-i pak olurlar.
Öyle yetiştirilmişlerdir çünkü…
* * *
BAŞARILI ve kudret sahibi olmalıdırlar… Buna inançları tamdır, bu neo-Müslümanların.
Onlara göre, ticarette zengin, bürokraside makam sahibi olmaktır, “başarı”nın göstergeleri…
Ve bu yolda yegane düsturları vardır:
“Başarıya giden her yol mubahtır.”
Öyle yetiştirilmişlerdir çünkü…
* * *
VELHASIL…
“Allah’ın hakkını Allah’a teslim” işinde zerre kadar hataya dahi taviz vermemeye gayret eden; severek, inanarak yapan bu neo-Müslümanlar, iş “Kul’un hakkını kul’a teslim” işine gelince, pek tavizkârdırlar.
* * *
TAM da Hadis’in işaret ettiğinin tersi gibidirler bu neo-Müslümanlar…
Zina yaparlar mı?
Asla!
Kumar oynarlar mı?
Asla!
İçki içerler mi?
Asla!
“Yalan” söylerler mi?
Mütemadiyen!
* * *
İFTİRA mı atıyorum?
12 Haziran’a kadar meydanlar sizin…
Gözleyin, gözleyebildiğiniz kadar!
Ama asla onlardan olmayın!
* * *
1960’lı yıllar… Akıl hastanesinden kaçan deliler, Elazığ’ın cadde ve sokaklarına dağılırlar.
Tam 423 deli kaçmıştır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Bey, hastanenin başhekimidir.
“-Doktor Bey, ne yapalım?”, derler.
Mutemet Bey, “Bana bir düdük getirin ve arkama yapışarak gelin!”, der.
Başhekim önde, birkaç personeli de arkasında, tren-tren oynayarak Elazığ’ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girer, vagon olurlar.
Hastaneye geldiklerinde, sayı 612 kişidir.