Bizim kuşağımız hatırlarlar…
Eskiden, Kuruluş, Aliş ile Zeynep, Çalıkuşu gibi tarihsel, edebi ve öğretici derinliği olan diziler vardı.
Ya da Küçük Ev, Uzay Yolu ve Emret Bakanım gibi yabancı diziler…
Sanırım meşhur “Yalan Rüzgarı” adlı dizi bile şimdiki dizilerden insaflı idi…
Artık çizgi filmler bile şiddet içerikli olmaya başladı.
Birçok dizinin reklam ve jenerik görüntülerini görmek o dizileri seyretmemek için yeterde artar bile…
Birisinin başına doğrultulmuş bir silah…
Ağzından köpük saçan mafyavari bir adam.
Şiddet uygulayan bir erkek veya dövülen bir kadın…
Birbirine hakaret eden iki arkadaş…
Birbirini tehdit eden iki korkunç adam..
Ya da korkunç ve gizemli bir bakış…
Bu dizileri seyretmek için çelik gibi sinir sistemi lazım.
Hangi dizi yada dizilerin:
“Aile saadetini artırıcı yönde mesajlar içerdiğini,
Toplumu bilime ve sanata teşvik ettiğini,
Vicdan, erdem ve ahlak öğelerini etkileyici şekilde işlediğini,
İnsan , doğa  ve vatan sevgisini derin biçimde sunduğunu,
Sağlıklı duygusal ilişkinin nasıl olması gerektiği hususunda yönlendirici etki yaptığını,
İnsan olduğumuzu hatırlattığını ve maneviyatımızı güçlendirdiğini,
Nemli gözlerle derin düşüncelere daldırdığını,”
Söyleyebiliriz?....
Ya da, hangi dizi trafik kazalarını azaltmaya katkı sunmaktadır?...
Hangi diziler daha ziyade insana güvenme, karşılıksız iyilik, arkadaşlık, fedakarlık, yüksek ruhluluk, empati ve kardeşlik üzerine  kurgulanmaktadır?
İnsanlar bazı dizileri hangi duygu, düşünce ve psikoloji içinde yazar, senarize eder ve oynarlar? …
Reyting uğruna, toplumun dejenere olan psikolojisini hiçe saymak ne kadar doğrudur?
Bazı işaretler koyarak çocukların dizilerden korunması zor gözüküyor. Dizikolik ailelerin dizi seyir düzenini ayarlamaları ve çocukları bu dizilerden uzak tutmaları ne kadar mümkün?.
Şiddet, kin, intikam, nefret, bunalım, hırs, entrika ve cinsellik çağrıştıran, sığ temalar üzerine kurulu ve çok çarpıcı isimlerle piyasaya sürülen  diziler, gençliği gösterişe, aşırı tüketime ve yüzeysel ilişkilere özendirmekte ve gençliğimizin içinde bulunduğu çaresizlik sarmalını daha da güçlendirmektedir. Daha çok, seyirciyi ekran başında tutmaya yönelik olan dizilerin tekrar  mercek altına alınması gereklidir.