Keklik: “SHÇEK yıpratılmaya çalışılıyor”

Yapanların ne gözleri görüyormuş nede kulakları işitiyormuş. Yaptıranları zikretmek bile istemiyorum. Adama sorarlar ; kardeşim bu işleri yaptırmışsın ama sen hiç hayatında doğru dürüst bir alt geçit üst geçit gördün mü diye. Sanırım cevap yine Erzurum da olmak kaydı ile evet olurdu. En acısıda milletin elinde bidolar çeşmelerden su taşımalarıydı. 30 Yaşındayım hayatımda ilk defa Erzurumda çeşmeden bidonla su getirdim. Varın gerisini siz düşünün. Yazmakla bitiremeyeceğim bir konu ve konular bunlar.Ama yakı nbir zamanda bu konular ile ilgili gazetenize bizzat yazdığım bir köşe yazısı göndermeyi düşünüyorum. Hatta aynı yazıyı yetkili diye adlandırılan sagır ve kör makamlarada iletmeyi düşünüyorum. Faydası olur mu? Karınca misali safımız belli olsun... Son söz; Üzülerek belirtmek istiyorum ki haklı gerekçelere dayandırarak yazdığınız yazı yarama tuz başmıştır. Beni kanattınız Murat bey. :( Rabbim size böyle bir yazı yazmayı (yine haklı gerekçelere dayanarak)nasip etmesin. AMİNNN...

Murat bey; Yıllardır bu siteyi gurbet ellerden okur ve her okuduğumda ayrı bir hüzünlenirdim. Hayıflanma konusuna hiç değinmek bile istemiyorum. :( Tam 5 yıl aradan sonra 24 yıl yaşadığım şehrime geçtiğimiz kurban bayramı geldim.Gelirken büyük hasretlerim ve ümitlerim vardı. 3 haftaya yakın bir zaman diliminde fırsat buldukca şehri dolaştım. Ve hatta hayatımda 2. kez olmak kaydı ile palandöken dağına bir vesile ile cıktım. Erzuruma giderken otobüste çok heyecanlıydım. Nihayetinde 5 yıl olmuştu ve hasret hat safaya dayanmıştı.Neyse siz bu kısımda ne demek istediğimi anladınız sanırım. Gelelim görüpte yaşadıklarıma. Yazmaya kalksam sizin bu yazdıklarınızdan daha fazla bir şey yazamam malesef ve üzülerek belirtiyorum. Şehrin esnafından tutunda vatandaşına kadar her şey tükenmiş desem yeridir. En basit bir örnek vereyim. Şehre bir kaç tane üst geçit ve alt geçit yapılmış trafik rahatlasın diye olsa gerek yada başka bir sebepten ötürü. Ama size samimi söylüyorum.

Sayın Kara,hissettikleriniz ve duygularınız,benimde hissedip,dile getiremediklerimdi.İsteyerek veya istemeyerek şehri terkedenlerin yerini maalesef dolduramadılar.Dadaşlık kavramına bir kere kurt düşmüştü.Kale taşları yerini kum tanelerine terketmişti. Değirmenin taşları hınç alırcasına öğütüyordu ,geride hatırlıyacaklarımızı.Niteliksiz göç şehrin kimyasını bozmuştu bir kere.Nedenini bilmediğimiz birbirimizi sevmemmemiz.Şehrimizin delileri ve velileri terk etmişti birer birer,kaldırımlar sessiz sokaklar öksüz kalmıştı,Eşo'yu,Nare Nare tebrizkapının gülleri yok olmuştu.Yoktu artık faytoncu mıdo Durak,arabacı Sıddık kel Sıddık diye kızdırdığımız değerler.Veresiye defteri kabaran rus garısının bayii önünü terk etmeyen zalim mohsin, hamal iskender emminin kapışmaları inletirdi tebrizkapıyı.Camcı Yaşar Solmaz,marangoz Hüsam,Terzi Ahmet Bayar,Pastırmacı Abıl'ın dostlukları düşman çatlatır cinstendi.Konu mezrasından nasıl kaydı bilmiyorum.İçimden geçenleri yazdırdınız.Sevgi ve Ülkü İle Kalın.

ne erzurumu ilçe hemşehriciliğinin zirveye çıktığı şehirdir erzurum filistinden bile daha sahipsizdir.öbek öbek siyasilerin rektörlerin ve daire müdürlerinin ilçelilerini kayırdığı ve kolladığı mikro milliyetçiliğin zirveye çıktığı şehirdir erzurum tortumlunun tortumu,kalelinin kaleyi,isprilinin ispiri,aşkalelinin aşkalesini,narmanlının kendi ilçesini kayırdığı yerdir erzurum ilçelerini methedip göklere çıkaranlar küfür edilmesi yada yerilmesi gerektimi hemen rotayı erzuruma çevirirler gidin erzurumdaki kamu işyerlerine parmakla sayılacak kadar erzurumlu ancak vardır gelen siyasiler erzuruma yetim evlat muamelesi yapmıştır rektör erol oral hasankalede vekil zeki ertugay aşkalede adam bırakmamış işe sokmuştur rektör olan kendi hemşehrilerini kayırıp diğer insanlara 2.sınıf muamele yapmış nur cemaati bile erzurumlu cemaat mensuplarına dışarılıları tercih etmiştir bu sözleri birazda özerzurumlu olarak ve sıkılarak yazdım ama doğrusu bunlar kısaca BİZ BİZİ SEVMEYİZ nedeninide bilmeyiz...