Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Çıngı, ''Türkiye'deki ilçelerin yüzde 7.58'i ilköğretim olanakları bakımından iyi, yüzde 45.29'u orta, yüzde 47.13'ü kötü durumdadır'' dedi.
Prof. Dr. Çıngı, Erzurum Kalkınma Vakfınca Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu'nda düzenlenen ''Erzurum'da Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri Paneli''ne konuşmacı olarak katıldı.
İLÇELERİN EĞİTİM PERFORMANSI
Kendi koordinatörlüğünde, Doç. Dr. Cem Kadılar ile Kamu İhale Kurumundan Dr. Güler Koçberber'in araştırmacı olarak katıldığı bir çalışmada yürüttüklerini belirten Prof. Dr. Çıngı, çalışma kapsamında ilçelerin ilk ve orta öğretim olanakları, öğrenci başına düşen öğretmen, derslik, kütüphane ve bilgisayar laboratuvarı sayısı ile eğitime yapılan harcamalar gibi verilerin incelendiğini söyledi.
MEB VERİLERİ
Çalışmada, ilçelerde bulunan okullarda, 2006-2007 öğretim yılı için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerini temel alarak ilk ve orta öğretim olanaklarına göre gelişmişlik endeksi hazırladıklarını kaydeden Prof. Dr. Çıngı, şöyle konuştu:
''TÜBİTAK'ın desteğiyle hazırlanan çalışma ile ilk kez sadece eğitim göstergeleri kullanılarak ilçelerin eğitim olanaklarına göre gelişmişlik endeksi hesaplandı. Bu araştırmanın ilçelere ve illere yatırım yaparken MEB'e, devlet ve özel kuruluşlara büyük ölçüde yarar sağlayacağı gibi araştırmacılara, başta örnekleme olmak üzere birçok konuda faydalı olacağını düşünüyoruz.''
Çalışmanın, öğretmen ve derslik başına düşen öğrenci sayıları gibi 24 veri göz önüne alınarak hazırlandığını bildiren Prof. Dr. Çıngı, ilk ve orta öğretim için ayrı ayrı hesaplanan gelişmişlik endeks değerlerine göre ilçelerin 10 gruba ayrıldığını, 1. gruptakilerin eğitim olanakları bakımından en düşük gelişmişliğe sahip ilçelerden oluştuğunu, 10. gruptakilerin ise en iyi eğitim olanaklarına sahip ilçeleri temsil ettiğini kaydetti.
İLÇELERDEKİ EĞİTİM İMKANLARI
Yapılan değerlendirmede, en iyi eğitim olanaklarına sahip en gelişmiş ilçenin Ankara'nın Çankaya ilçesi, en kötüsünün ise Van'ın Başkale ilçesi olduğunu belirlediklerini belirten Prof. Dr. Çıngı, şu bilgileri verdi: ''Türkiye genelinde eğitim olanakları bakımından çok gelişmiş ilçeleri gösteren 9 ve 10. gruplarda sadece Çankaya ile Çankırı Atkaracalar yer alıyor. Gelişmiş ilçeleri gösteren 7 ve 8. grupta ise 68, orta gelişmişlik düzeyinde 418, gelişmemiş ilçe sayısı 343, hiç gelişmemiş ilçe sayısı ise 92 olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak, Türkiye'deki ilçelerin yüzde 7.58'i ilköğretim olanakları bakımından iyi, yüzde 45.29'u orta, yüzde 47.13'ü kötü durumdadır''
ERZURUM’UN DÖRT İLÇESİNDE ORTAÖĞRETİM KURUMU YOK!
Orta öğretim olanakları bakımından ise Çankaya ile Eskişehir merkez ilçenin listenin başında yer aldığını, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinin ise son sırada bulunduğunu bildiren Prof. Dr. Çıngı, ''Orta öğretim olanakları yönünden, Türkiye'de orta öğretim okulu bulunan 713 ilçenin yüzde 19.64'ü iyi, yüzde 48.67'si orta ve yüzde 31.7'si ise kötü durumdadır'' dedi.
Prof. Dr. Çıngı, ayrıca Erzurum'un Uzundere, Tekman, Karayazı ve Çat ilçelerinde orta öğretim kurumu bulunmadığını sözlerine ekledi.
EĞİTİMDEKİ SORUNLAR
Panele katılan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zübeyir Kars da köye dayanan ve köylünün elinde kalan bir medeniyetin gelişmesinin çok zor olacağını söyledi.
Köyden kentin yönetilmesi durumda şehrin önünün ve insanların ufkunun açılamayacağını ifade eden Kars, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye Cumhuriyeti'nin problemlerinin altındaki en büyük sıkıntı, eğitim işinin çok dar görüşlü, çevresi küçük, benim gibi köylünün elinde kalmasıdır. Anamın tahsili yoksa, babamın okuma yazması sıkıntıysa cami imamımını köy öğretmenini isteyeceğim. Bu ikisinin bana yansıttığı dünya görüşü benim dünyayla yarışacak durumum olmayacağını gösteriyor. Oysa ki uygarlıklar ve dünya görüşü bilim üreterek, filozofları tanıyarak, felsefe yaparak ve kutsal kitapları inceleyerek oluşuyor. Böyle olmayınca bugün gelişmiş ülkelerle yarışmakta zorlanıyoruz.''
Yrd. Doç. Dr. Kars, bugün Türkiye'de hala uygarlığın tam olarak yaratılamadığını, bunun en büyük nedeninin ise eğitimde okur yazar olunması sağlanarak problemlerin üstesinden gelineceği düşüncesi olduğunu belirtti.