Erzurum Tabyaları, dünya literatüründe
Prof. Dr. Enver Konukçu; “Sanat harikaları arasında olan Erzurum’daki tabyalar, inşa edildikleri dönemin en önemli savunma hatlarındandı” dedi.
Erzurum’da Rus tehdidine karşı durmak için yapılan tabyaların, dönemin en güçlü savunma hatlarından olduğu bildirildi. Tabyaların yapım hikayesiyle ilgili olarak GHA muhabirine açıklamalarda bulunan Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Konukçu, tabyaların mimarı ve mühendisi olan Fosfor Mustafa Sıdkı Paşa’nın, 118 yıl önce 19 Ocak günü Erzurum’da yaşamına veda ettiğini söyledi. Mustafa Paşa’nın aslen Somalı olduğunu, fakat ömrünün büyük bir bölümünü Erzurum’da geçirdiğini belirten Konukçu, “Mustafa Paşa, aldığı eğitim ve sahip olduğu mühendislik tecrübesiyle Erzurum’da şaheser olarak nitelendirilecek türdeki tabyaların hem mühendisi, hem de mimarı olmuştur. Kendisi, Anadolu’nun kalesinin Erzurum olduğunu her fırsatta dile getirmiş, bu yüzden Erzurum’un savunmasına ayrı bir özen göstermiştir. Ömrünün uzun bir bölümünü Erzurum’da geçirmiş olması da bunun açık bir göstergesidir” dedi.
AYAKKABICI ESNAFI BABANIN OĞLU MUSTAFA PAŞA, RUSLARIN KORKULU RÜYASI OLDU
Mustafa Sıdkı Paşa’nın, Soma’da ayakkabıcı esnafı bir babanın oğlu olduğunu, ilköğretim tahsilinin ardından İstanbul’da Mekteb-i Fünun-ı Harbiye-i Şahane’yi bitirerek mühendislik sınıfını geçtiğini anlatan Konukçu, “Mustafa Paşa daha sonra Yüzbaşı rütbesiyle ordu saflarına katılmış, harp sanatları konusunda öğretici hocalık yapmıştır. Topçulukk, arazi şekilleri ve topografya alanında da dersler veren Mustafa Paşa, Dar-ı Askeri Şüra Üyeliği’ne atanmış, ardından tümgeneral rütbesiyle Doğu Anadolu’ya vazife için gönderilmiştir” diye konuştu.
Başta Erzurum olmak üzere Kars, Bayezid, Batum e Ardahan’da Rusların korkulu rüyası haline gelen Mustafa Sıdkı Paşa’nın, savunma hatları konusunda inşa ettiği tabyalarla, askeri bir deha olduğunu da kanıtladığını vurgulayan Prof. Dr. Enver Konukçu, “Bu tabyalar, hepimiz biliyoruz ki milli mücadele yıllarında Erzurum ve Anadolu’nun en muhkem kaleleri olmuştur.” şeklinde konuştu.
KONUKÇU: MUSTAFA SIDKI PAŞA, ERZURUM VALİLİĞİ GÖREVİNİ DE YÜRÜTMÜŞTÜR
Fosfor Mustafa Sıdkı Paşa’nın, Erzurum’da saygın bir konuma sahip olduğunu ve herkesin gönlünde taht kurduğunu ifade eden Konukçu, “Bab-ı Ali, o zamanın adetlerine göre, Mustafa Sıdkı Paşa’yı Erzurum’a Vali-Komutan olarak atamıştır. 1880 yılına kadar bu görevi yürütmüş olan Paşa, matematik ve mühendislik alanında birçok tercüme ve esere de sahiptir. Çabuk sinirleniyor oluşu nedeniyle, kendisine “fosfor” lakabı verilmiş ve tarihe de bu lakabıyla geçmiştir” dedi.
Mustafa Sıdkı Paşa’nın, 118 yıl önce 19 Ocak günü Erzurum’da yaşama veda ettiğini söyleyen Konukçu, Paşa’nın önce Erzincankapı Mezarlığı’nda toprağa verildiğini, bu mezarlığın iptal edilmesinin ardından kabrinin hemen yanında medfun olan Mehmed Ali Paşa ile birlikte Erzurum Karskapı Şehitliği’ne nakledildiğini dile getirdi.
Öte yandan Mustafa Sıdkı Paşa’nın, mezar taşının bile günümüzde ender rastlanabilecek özelliklere sahip olduğunu vurgulayan Konukçu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karskapı Şehitliği’ndeki mermer kitabesi sekiz satırdan ibarettir. En üstte, mensup olduğu dini inancın işareti bulunmaktadır. Kabrindeki taş, bu nedenle Erzurum’da ender bulunan mezar taşları arasındadır. Cemal Paşa’nın kabrini oluşturan eski yazılı mermer levha da yine Mustafa Paşa’ya aittir. Kitabenin günümüze aktırılış şekli ise, şöyledir: ‘Tuğgenerallarden merhum Erzurum Valisi El Hac Mustafa Sıdkı Paşa’nın Ruhu İçün El Fatiha“