Erzurum Gazetesi Arşiv

Anne kucağında kulağa ilk okunan ezan, ömrün sonunda musalla taşında biten yolculuğun çağrısı.. Doğarken ölümü bellemek.. Başlarken bitişten haberdar olmak.. Gelirken gitmeye hazırlık yapmak.. “Bir namazlık saltanat” hayatın özeti.. Hayy ve huy (hu) Allah ve Allah.. Hülasa “Allah bes, gayri heves..” Hayy’dan gelenin hu’ya gitme öyküsü yaşam.. Ve ortası bir masal.. Ya devlerle örülü, ya perilerle.. Ve bir varmış bir yokmuş.. Gayrısını bilen varsa dinleriz.. Sükutun nabzını tutanlara selam ile.. “Urfi iki dünya hep nakş ber ab/ Amma ne ab, ab değil belki serab/ Hatta ne serab, o bir mevhume-yi hab/ O hab ne hab, habı mestanı harab..” Ya da, “Mevla görelim neyler”dir işin sırrı.. Ve öykünme.. “Ne lali yari bus ettim, ne sermesti müdam oldum/ Usandım hasılı Hazık dünyada kendi kendimden..” Ve hayat bir derya.. Ve de bir çifte kayık.. Ve “Bir sen ü bir ben ü bir de Nedim-i Şeyda” Ve “dur dünya..! İnecek Var..”

Ya evet. Yazının devamı gibi yazıyorsunuz. Bende yazmak ihtiyacı hissttim. Herkes kanacağı kadar su içer arkadaş. Bazen Yazarın yazılarını divan şiiri okur gibi okuyorsamda, duyuyorum, anlamasamda hissediyorum. Bir dönemdeki açığı kapatıyor bence. En az 25 yılı. Bu site İstanbul menşeyli olsa Ülke genelinde çok ses çıkacak. Herkese teşekkür ediyorum.URFA'dan

Önce yukarıdaki 'tebdili mekan et' cümlesini "bir yerde ki yok nağmeni takdir edecek gûş tazyi'-i nefes eyleme tebdîl-i makam et " diye düzeltmek isterim. Ömer abi yorumun en az yazı kadar hoş ve sembol, telmih, teşbih le kaleme alınmış. Ancak her kelime bir sembol değilmi aslında!.. Çok açık cümleler için medeniyet hazırmı? Ömer derken ben adeleti hatırlarım hep, yada Ali derken aklı!.. İnanın bir tek Cahit beyi okurken 'okuyucu' olabiliyorum. Tanımıyorum bu yazarı. Ya uzun süreli hapis yatmış, ya aramızda bir (kendi ifadesiyle) Epiktet dolaşıyor. Okuyorum, tarzı ve cümleleri 'benden sonra mahşer!" demeyenlerden. Bazen Hitlerin kalabalıklarına konuşuyor, bazen Zerdüşün Alamutta sıkışan azınlığına. Özetlerken özel hissediyorum kendimi.. Su kaynağına doğru yola çıkmış balık gibi. Berraklıklar membada.. Anlamakta eğer emekse anlamak için emek vermiyorsan ne önemi var ki?.. Yazmak istedim..Daha yazabilirim..Ama yetti sanırım.. Selam ve saygılar.. Neslihan

Sembolle konuşmak, telmihe, teşbihe ve istihareye dayandırmak sözü ve hakkı sükuta teslim etmek.. ecdadın tercihi böyleydi ya.. Dahası sözün tamamı merkebe denir kabilindendi üslub.. Ve anlayanaydı kelam.. Ve hissedeneydi huzur.. Ne ki, anlayan kalmadıysa sükuttan ve sözün tamamını demek gerekiyorsa artık, "Tazyi-i nefes eyleme, tebdil-i mekan et" derler adama.. öyle değilmi Cahit bey..