''BİLİMİN IŞIĞINDA ERMENİ SORUNU SEMPOZYUMU''
Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Saray, ''Ermeni konusunu başımıza dert eden Ruslar'dır. Ruslar Ermenileri ustalıkla kullandı'' dedi.
''Bilimin Işığında Ermeni Sorunu Sempozyumu'' nda konuşan Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Saray, bu topraklarda Türkler ile birlikte yaşayan pek çok toplum olduğunu, ancak hiçbirinin Ermeniler kadar rahat olmadığını söyledi.
Ermeniler'in birilerinin kışkırtmasına kandıklarını anlatan Prof. Dr. Saray, ''Batı'nın azmış bir emperyalizmi var. Babasından, dedesinden kalmış bir miras gibi bu toprakları paylaştılar, başkentini işgal ettiler. Bir an Türkler'in Fransa'yı, İngiltere'yi paylaştığını, Türk ordularının Paris'e veya Londra'ya girdiğini düşünün. Dünyayı bize zindan ederdi adamlar, ne zannediyorsunuz ama bu millet ne düşünmüş hiç umurlarında değil. Onlar Yunanlılar'ı Anadolu'ya saldılar, Ermeni'yi bütün güçleriyle üzerimize saldırttılar'' diye konuştu.
Türk milletinin bu ortamda yaşama hakkını kullandığını kaydeden Prof. Dr. Saray, isyan etmiş, düşmanla işbirliği yapmış, Doğu'da geri çekilen Türk ordusuna saldıran bir grup olduğunu anlatarak, ''Başka bir devlet bu orduyu yeniden toparlar bunların kökünü kazırdı. Biz bunu yapmadık. Çünkü biz böyle bir millet değiliz. Tuttuk o insanları o bölgeden güney bölgelerine aktardık. Olay bu'' diye konuştu.
Bilim adamlarının, kurumların tarihi verileri ortaya koyduklarını kaydeden Prof. Dr. Saray, ''Size bir müjde vereyim. Bu işin sonuna doğru yaklaştık. Büyük bir ihtimalle yakın bir gelecekte, iki-üç sene içinde sonuçlanacak'' dedi.
Sempozyumda bir de bildiri sunan Prof. Dr. Mehmet Saray, tarih biliminin dürüstlük ve objektiflik istediğini belirterek, ''Herkes edebiyle oturup kalksın. Herkes bildiği konuda konuşsun. Bize kalkıp 'resmi tarihçi' diyorlar. Ne demek 'resmi tarihçi', biz şunun bunun emriyle mi hareket eden insanlarız? Doğrular, gerçekler bazı insanları rahatsız ediyor, ondan kaynaklanıyor bu'' diye konuştu.
Sözde Ermeni soykırımı iddialarına karşılık devletin en kısa sürede bilimsel, diplomatik ve istihbarat özellikli bir ekip kurması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Saray, Ermeniler'in para yardımı yaparak yabancı ülkelerin parlamentolarına parlamenter soktuklarını ve sözde iddialarını bu parlamenterler aracılığıyla gündeme getirdiklerini söyledi.
RUSYA'NIN ETKİNLİĞİ
Prof. Dr. Saray, Ermeni sorununun yaşanmasında Ruslar'ın büyük bir etkisi olduğunu ve Ermeni konusunda yapılan araştırmalarda Rusya cephesinin ihmal edildiğine dikkat çekti.
Saray, Rus ordusunun 60 bin Ermeni askeri bilinçli olarak terhis edip Kafkaslar'da bıraktığını ve bu grubun şiddet eylemleri gerçekleştirdiğini belirtti.
Sovyetler Birliği'nin Türkiye'den toprak talep etmesinden sonra Türkiye'nin NATO'ya girmesiyle birlikte, bu ülkenin Ermeniler'i Türkiye'ye karşı kullanmaya başladığını ifade eden Saray, ''Ermeni konusunu başımıza dert eden Ruslar'dır. Ruslar Ermenileri ustalıkla kullandı. Ermeni soykırımı anıtını Erivan'a diktiren de Ruslar'dı. Asala ve diğer grupları eğiten de Sovyet dostlarımızdı. PKK'yı ilk eğiten de Sovyet subaylarıydı'' dedi.
Bütün bu olayların yurtiçi ve yurtdışından sağlanacak bilimsel belgelerle ortaya konulup kronolojik sırada açıklamasının yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Saray, ''İnsan olan insan bu belgelere karşı çıkamaz. Bu asil millete bu çamur atılamaz. İnşallah bilim adamlarıyla bu çamuru temizleyeceğiz'' şeklinde konuştu.
''PARLAMENTOLARIN İŞİ TARİH DEĞİL, SİYASETTİR''
Sempozyumu düzenleyen MÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Necdet Öztürk de son dönemlerde tarihi gerçeklerin saptırılma girişimlerinin arttığına dikkat çekerek, tarihi olayların değerlendirilmesinin duygusal yollarla, hayal dünyasıyla yapılamayacağını, bunun için derin tarih bilgisi ve uzmanlık gerektiğini kaydetti.
Bazı parlamentoların sözde Ermeni soykırımı iddialarını tanıma gibi kararların yanlışlığını da vurgulayan Öztürk, tarihi olayların tartışılma yerinin parlamentolar olmadığına işaret ederek, ''Parlamentoların işi tarih değil, siyasettir'' dedi.
Belgelerle değil de, düşünce özgürlüğü adı altında yapılan açıklamaların iç ve dış güçleri memnun edeceğini anlatan Öztürk, ''Her 24 Nisan'da tekrar eden Ermeni soykırımı iddialarında, bilim adamlarına, tarihe ve topluma olan duyarlılıklarını hatırlatıyorum'' diye konuştu.
Öztürk, sempozyumun duyurusunda her kesimi davet ettiklerini, ancak sadece bazı çevrelere mesaj veren bildirilere izin verilmeyeceğini ifade ettiklerini söyledi.
MÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali ise gerçeklerin ortada olduğunu kaydederek, ''Mukatele ve tehcir olmuştur. İki taraf da acı olaylar yaşamıştır'' dedi.
MÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Güney de bu konuda Türk milletinin yıllardan beri haksız yere mağdur edildiğini anlatarak, bilim adamlarının her şeyi yaptığı ancak bunun yeterli olmadığını belirtti.
''Ararat'' filmini seyrettiğini hatırlatan Güney, bilimsel verilerin ışığında medyanın iletişim araçlarından yararlanılması gerektiğini de vurguladı.